gokyuzu.org

McNaught (C/2006 P1) Kuyrukluyıldızı

1997 yılında gökyüzünü ziyaret eden Hale-Bopp kuyrukluyıldızından sonra 2007’nin ilk günlerinde McNaught kuyrukluyıldızı gökyüzünde parlaklığını arttırmaya başladı. Son 10 yılın en parlak kuyruklu yıldızı olan McNaught 7-12 Ocak 2007 tarihleri arasında güneş battıktan hemen sonra batı ufkunda ufka çok yakın bir konumda görüldü.

Aşağıdaki fotoğraf 10 Ocak 2007 Çarşamba günü topluluk üyelerimizden Alp Akoğlu tarafından Ankara Elmadağ’da çekilmiştir

İzafiyet Teorisi Pulsarlarda Sınanıyor

Bilim adamları, Einstein’ın İzafiyet (görecelik) Teorisi’ni iki ölü yıldız üzerinde deniyor. Çiftli halde bulunan nötron yıldızları gözlemleyen araştırmacılar, bir yıldızın diğer yıldız üzerinde yarattığı etkiyi ve uzay-zaman eğrisindeki davranışlarını İzafiyet Teorisi’ne veri olarak kullanıyor. Bilim ekibi, gözlemlerin Eintein’ın teorisiyle yüzde 0.05 hata payıyla örtüştüğünü vurguluyor.

Araştırma ekibinden Manchester Üniversitesi Jodrell Bank Gözlemevi uzmanı Michael Kramer, çiftli pulsar sistemin bazı kozmolojik (Kozmoloji:”Evren Bilim”) teorileri sınamak için uygun bir deney nesnesi olduğunu belirtiyor. Einstein’ın İzafiyet Teorisi, kütle ve kütleçekimin uzay-zamanın bir getirisi olduğunu, maddelerin fiziksel 3 boyut kadar aynı zamanda 4’üncü bir zaman boyutunda varlık bulduklarını savunuyor. Zaman boyutu sayesinde aynı nesne, kendisine izafi hale gelebiliyor.

ÇİFTLİ-PULSAR SİSTEMİ

Kramer ve ekibi, 2.000 ışık yılı uzaklıktaki çiftli pulsar sistemi 3 yıl önce keşfetti, sistem iki dev yıldızın nötronlaşmış kalıntılarından oluşuyor. Nötron çekirdekleri birbirlerinin etrafından 2.4 saatte bir tur atıyor, nötron çekirdekleri saatte 1 milyon km’den daha yüksek bir hızla dönüyor. İki nötron yıldızı her gün birbirlerine 7 mm yaklaşıyor. Hızlı dönüşleri esnasında nötronlar Güneş’ten daha ağır hale geliyor; uzmanlar yıldızların her birinin ‘bir kent büyüklüğünde’ olduğunu tahmin ediyor. Bu uzay için oldukça yoğun bir ebat.

KÜTLEÇEKİM VE RADYO DALGALARI

Nötronların açığa çıkardığı radyo dalgaları Dünya’ya kadar ulaşıyor. Bilim insanları, nötronların çıkardığı radyo dalgalarını bir saatin tik-tak’larına benzetiyor. Dünya’ya ulaşan radyo dalgalarını inceleyen uzmanlar, bir nötronun çıkardığı radyo dalgasının eş-yıldızın uzay-zaman bükümünden nasıl etkilendiğini, ne gibi değişimlere uğradığını anlamaya çalışıyor.

Araştırma ekibinden ABD’nin West Virginia Üniversitesi uzmanı Duncan Lorimer BBC’ye yaptığı açıklamada, nötronların yörüngelerinin birbirine teğet olduğunu belirterek “Bir nötrondan gelen radyo sinyalinin diğerinin uzay-zaman bükümünde nasıl bir gecikmeye uğradığın ölçebiliyoruz” dedi. Gözlemlere göre, bir radyo sinyalinin diğer nötronun uzay-zaman bükümünde uğradığı gecimke saniyenin 90 milyon’da biri kadar, artı/eski 0.0005, diğer bir deyişle yüzde 0.05 kadar.

EİNSTEİN’IN RESMİ, KUANTUMUN DETAYLARI BİRLEŞMELİ
Bir pulsar diğerinin kütleçekiminin arkasında kaldığında, arkadakinin radyo sinyali yavaşlıyor. Einstein’ın teorisine göre, çiftli pulsar sistemler uzay-zamanda kütleçekimsel dalga veya titreşim olarak tanımlanabilecek hareketler yaratıyor. Bu hareketler evrende ışık hızıyla yayılıyor. Nötronlar her bir dalga gönderiminde güç yitiriyor ve sonuçta birbirlerine giderek yaklaşıyorlar. 

Bilim dünyası Einstein’ın teorilerini genel hatlarıyla kabul ederken, evrenin büyük resmi ile Kuantum fiziğinin atom-altı parçacıkların dünyasını örtüştürmeye çabalıyor. Bilim ekibinin başkanı Kramer, İzafiyet Teorisi’nin öne sürdüğü ilkelerin kara delikler üzerinde de sınanması gerektiğini vurguluyor.

Kaynak: BBC , NTVMSNBC

Meteoru Bulana 50.000 Dolar

Apophis meteoru, 2029’da Dünya’nın yakınından geçecek, ancak gerçekten bir tehlike yaratıp yaratmayacağı şimdilik bilinmiyor. Gezegenler ve Güneş Sistemi araştırmaları konusunda dünyanın en saygın kuruluşlarından Planetary Society, açtığı yarışmada Apophis meteorunun rotasını en doğru hesaplayan kişiye büyük ödül olarak 50.000 dolar verecek. NASA ve Avrupa Uzay Dairesi ESA da yarışmaya destek veriyor.

Apophis’in, 2029’da Dünya’ya ne kadar yaklaşacağının şimdiden tahmin edilmesi güç, meteorun ayrıca Dünya yörüngesindeki Uluslararası Uzay İstasyonu başta olmak üzere diğer uydulara da çarpma ihtimali düşük, ancak bilim insanları düşük de görünse her türlü ihtimali hesaplamak zorunda. Planetary Society adına BBC’ye bir demeç veren Bruce Betts, bir meteorun Dünya’ya çarpmasının düşük bir ihtimal olduğunu, ancak çarpması halinde yaratacağı etkinin büyüklüğü nedeniyle bu konunun her zaman gündemde kaldığını vurguladı. 

‘YA OLURSA’ İHTİMALİNE 50.000 DOLAR
Betts, yer teleskoplarının Apophis’in Dünya’ya çarpma ihtimalini ‘neredeyse sıfır’ olarak gösterdiğini, “Ancak Planetary Society olarak işi sağlama almak istediklerini” ifade etti. Betts yarışmanın amatör astronomi meraklıları arasında ilgi yaratacağını belirterek, “Meteorun rotasının bulunması birçok yöntem var, ancak yarışma sayesinde yeni yöntemler dahi keşfedilmesini umuyoruz” diye konuştu. Yarışma yoluyla ayrıca uzay konularına ilginin artırılması hedefleniyor.

The Planetary Society’nin düzenlediği yarışmaya NASA, Avrupa Uzay Dairesi ESA, Uzay Kaşifleri Birliği (Association of Space Explorers), ABD Uzay Havacılık Estitüsü (American Institute of Aeronautics and Astronautics) ve Üniversitelerarası Uzay Araştırmaları Birliği (Universities Space Research Association) de destek veriyor. Aday projeler bu kurumlar tarafından değerlendirilecek.

Kaynak: NTVMSNBC 

42 metrelik teleskop

Güney Avrupa Gözlemevi Yönetimi, aşırı büyük bir teleskopun yapımı için çalışma başlattığını açıkladı. Bu çalışmanın tek başına 57 milyon avro olacağı ve teleskopun inşaasına 3 yıl içinde başlayabileceğini açıkladı. Eğer herşey yolunda giderse ELT (Extremely Large Telescope) 42 metrelik çapıyla dünyanın en büyük teleskopu olacak. ELT’nin toplam maliyetinin 800 milyon avro olması bekleniyor.

Tunç TEZEL’den 18. APOD Fotoğafı

Topluluk üyelerimizden Tunç TEZEL’in 1 fotoğrafı daha NASA’nın Astronomi Picture of The Day (APOD) sitesinde yayınlandı.  “Three Planets in Dawn Skies ” (Şafak Vakti Gökyüzünde Üç Gezegen) şeklinde adlandırılan fotoğrafta Jüpiter, Mars ve Merkür aynı karede görülebiliyor. Fotoğrafa aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

APOD

Mitoloji Semineri’nin Ardından

Gelenlerin bildiği üzere seminerden sonra katılımcılardan mitolojik birer hikayeleri olmayan tilki ve zürafa takımyıldızlarına birer masal uydurmalarını istedik. İşte katılımcıların yazdığı hikayeler:

Odysseus’un hikayesi

Odysseus’un kendi maceralarındaki denizkızlarından, anafordan, cadıdan nasıl kurtulduğu Tanrıların dikkatini çekmişti. Evine ve Karısı Penelopeye kavuştuktan sonra Spartalı Helen’in Truva prensi Parise kaçmasının  ardından Agamemnon ve kardeşi Menelaus komutasındaki orduyla birlikte Truvaya gitmişti. Truvalılara karşı başarı kazanamayacaklarını anlayan Agamemnon ve ordu komutanları daha kurnazca bir plandüşünmeye başladılar. Odysseus tahta at planını rtaya attıve bu da işe yaradı bilindiği üzere. Tanrılar da tilkinin kurnazlığını Odysseus’a atfedip onu tilki kılığında gökyüzüne çıkardılar.

                                                                                                                      İsimsiz

 Zamanın  Truva Kralı Ames’in kızına aşık olan Zeus Ameliya’yı babasının sarayından kaçırarak Okyanusların ötesinde bir adaya götürmüş. Adadaki uzun bir kuleye hapsedilen Amelia hergün penceresinden bakar ölü  denizden gelecek kahramanı beklermiş. Onu penceresinden bakarken gören zürafa  uzun boynunu uzatarak onun derdini öğrenmiş ve isterse babasına bir mesaj gönderebilecegini söylemiş. Kartal kanatlarıyla 10 günlük uzaklıkta olduğunu söylemiş. Zürafa verdiği sözü nasıl tutacağını hiç bilmiyormuş ama güzel prensese verdiği sözden de geri dönmek istememiş. Ormanların en kurnazı tilkiden akıl sormuş ve o da haberi kendisi götürmeyi teklif etmiş. Zürafa ona mesajı iletmiş ve tilki Amelia ‘yı kurtarması için babasına haber vermiş. Ay dönümünde ay kadar güzel sevgilisini görmeye gelen Zeus onu bulamayınca Artemisin ormandaki ajanlarını kullanarak hikayeyi öğrenmiş ve tilki ile zürafayı gökyzüne atmış.

                                                                                                                      Melissa 

 Bu hikayelerin sahiplerini ödüllerini almak üzere pazartesi 17.40 ta topluluk odasına bekliyoruz

Odysseus’un hikayesi

Odysseus’un kendi maceralarındaki denizkızlarından, anafordan, cadıdan nasıl kurtulduğu Tanrıların dikkatini çekmişti. Evine ve Karısı Penelopeye kavuştuktan sonra Spartalı Helen’in Truva prensi Parise kaçmasının  ardından Agamemnon ve kardeşi Menelaus komutasındaki orduyla birlikte Truvaya gitmişti. Truvalılara karşı başarı kazanamayacaklarını anlayan Agamemnon ve ordu komutanları daha kurnazca bir plandüşünmeye başladılar. Odysseus tahta at planını rtaya attıve bu da işe yaradı bilindiği üzere. Tanrılar da tilkinin kurnazlığını Odysseus’a atfedip onu tilki kılığında gökyüzüne çıkardılar.

                                                                                                                      İsimsiz

 Zamanın  Truva Kralı Ames’in kızına aşık olan Zeus Ameliya’yı babasının sarayından kaçırarak Okyanusların ötesinde bir adaya götürmüş. Adadaki uzun bir kuleye hapsedilen Amelia hergün penceresinden bakar ölü  denizden gelecek kahramanı beklermiş. Onu penceresinden bakarken gören zürafa  uzun boynunu uzatarak onun derdini öğrenmiş ve isterse babasına bir mesaj gönderebilecegini söylemiş. Kartal kanatlarıyla 10 günlük uzaklıkta olduğunu söylemiş. Zürafa verdiği sözü nasıl tutacağını hiç bilmiyormuş ama güzel prensese verdiği sözden de geri dönmek istememiş. Ormanların en kurnazı tilkiden akıl sormuş ve o da haberi kendisi götürmeyi teklif etmiş. Zürafa ona mesajı iletmiş ve tilki Amelia ‘yı kurtarması için babasına haber vermiş. Ay dönümünde ay kadar güzel sevgilisini görmeye gelen Zeus onu bulamayınca Artemisin ormandaki ajanlarını kullanarak hikayeyi öğrenmiş ve tilki ile zürafayı gökyzüne atmış.

                                                                                                                      Melissa 

Safariye çıkan Hades Giraffus’u gördü. Ben yeraltı tanrısıyım ama onun kafası neden gökyüzüne daha yakın dedi ve Giraffusu köpeği Cerberus’a parçalattı. Öldürülen Giraffus yeraltı sığmamıştı. Haes Zeustan yardım istedi ve pişman olduğunu söyledi. Zeus ise Giraffusu yer altından çıkararak gökyüzüne yükseltti.

                                                                                                              Ahar Panahov

Zeus yeryüzündeki güzel bir kadına aşık olur. Fakat kadın bir türlü aşkına cevap vermemektedir Zeus’un. Zeus da sinirlenip kadını zürafaya çevirir. Zürafa utancından kafasını kuma gömer ve ters kalır. Böylece Zürafanın ilk yavrusu göğe doğru yükselmiş olur. (Tabii kadın nasıl hamile kaldı diye sorarsanız, Zeus da az değil 🙂 ) 

                                                                                                                 Emre Çağlar

Zürafa aslında miniminnacık bi hayvandı. İçinde olduğu ormanı çok seviyordu çok mutluydu. Kimseye bir zararı yoktu ve diğer tüm hayvanlar nu çok severdi. Birgün kötü niyetli birkaç avci bu hayvanı öldürmek için oklar atmaya başladılar (böylece üzerindeki kara lekeler o yaralar oluştu) Artemis yetişti imdadına ve onu gökyüzüne yükseltmek istedi ama yeryüzündeki diğer hayvanlar bırakmadı. Artemis kafasından diğer hayvanlar da bacaklarından tutunca zürafa uzadı ama Tanrıça olduğu için Artemis kazandı. 

                                                                                                              Ebru Aylangan 

 Evvel zaman içinde Kalbur saman içinde pireler berber develer tellal iken Astronomi Topluluğu beşiğinde tıngır mıngır sallanırken, Apollo bir tepenin başında güneşin batışını izliyor, canı sıkılıyormuş çünkü o güneşin batışını hiç sevmiyor, sıcaklığı ve renkleri çok seviyormuş. O sırada bir tilki ve tilkinin avlamak üzere olduğu zürafayı farkediyor. Bir anda güneşin batışını zürafanın av olması durumuna benzetiyor. Yürek işte canı sıkılıyor. Bu nedenle gücünü kullanarak zürafayı gökyüzüne yükseltiyor. Ama onn farkedilmemesi ve bir daha av olmaması ve tekrar av olmaması için sönük yapıyor.

                                                                                                                Abdullah

İnsanoğlu Uzayda Kendine Yer Arıyor

NASA Ay’da insanlı ilk uzay üssünü 2024’te kuracak. Plana göre, yeni kuşak uzay araçlarıyla ilk insanlı uçuş 2020’de. Üste 4 astronot barınacak. Bir sonraki hedefse Mars’a koloni oluşturmak.

NASA, Ay’da üs kurmanın maliyetini 104 milyar dolar olarak hesaplıyor.A close-up of a space station

Description automatically generated

Ay’a ilk insanlı uçuşu yapan NASA, Dünya’nın uydusunda bu kez kalıcı olmaya kararlı. 1960’ların Apollo kapsülünü andıran yeni kuşak Orion uzay aracıyla Ay’a insanlı uçuşlar yapmayı planlayan NASA, uyduda kalıcı uzay üsleri de kurmak istiyor. Bir süredir uzay araştırmalarıyla ilgili uzun vadeli planlar yapan NASA, son olarak Ay’da insanlı uzay üsleri için tarih verdi. İnsanoğlu ilk uzay üssünü 2024 yılında Ay’da kuracak.

NASA’nın Ay kuracağı uzay üssü kutup bölgesinde olacak. Uydunun güney kutbunda iki aday bölge var, çünkü bu bölgeler Ay’ın en çok aydınlıkta kalan alanları. Bu özellik üssün güneş enerjisinden yararlanma şansını da artırıyor. NASA’nın 1960’larda yaptığı Ay uçuşlarında Apollo kapsülü uydunun orta bölümlerine inmişti.

APOLLO’NUN TORUNU ORION
Ay’a seyahette NASA iki tip araç kullanacak, Orion keşif aracı ve buna bağlı çok amaçlı bir araç daha bulunacak. Çok amaçlı uzay aracı kargo, mürettebat hatta robotları taşıyabilecek.

İnsanlı uzay üssü Ay’ın güney kutbuna kurulacak.

Columbia faciasından sadece 1 yıl sonra, 2004’te ABD Başkanı George Bush, Ay’a ve Mars’a insanlı uçuşlar yapılacağını ve insanlı uzay üsleri kurulacağını açıklamıştı. NASA Ay’a insanlı uçuş yapmanın maliyetinin 104 milyar dolar olduğunu açıklamıştı.

AY’DA UZAY ÜSSÜ TAKVİMİ
NASA’nın Ay’da insanlı uzay üssü kurulmasına ilişkin takvimi şöyle:
 2009: Ay uzay aracı için ilk deneme yapılacak.
 2014: Yeni kuşak Orion uzay aracı ile ilk insanlı uçuş demenesi. Ay’a gidilmeyecek.
 2020: Ay’a yeniden insanlı uçuşlar başlıyor.

2020-2024 KEŞİF ZAMANI
NASA planına göre, 2020-2024 arasında her yıl bir uçuş yapılarak uzay üssü için uygun arazi bakılacak. Daha sonra 2024’te üssün kurulmasıyla astronotlar 6’şar aylık sürelerle Ay’da kalacak.

A space capsule in space

Description automatically generated
Orion uzay aracı.

NASA, Ay’daki hidrojen ve oksijenden de üste yararlanmayı umuyor; üste ayrıca oksijen deposu bulunacak. NASA’nın Ay üssünde iki astronotu olacak. Ayrıca başka uluslardan astronotların yanı sıra, üs sonraki yıllarda ticari uçuşlara da açılacak.

NASA bu kez başka ülkeleri de uzay çalışmalarına ortak ederek maliyeti düşürmeyi amaçlıyor. ABD, Orion’un tasarım maliyetini üstlenecek, ancak Uluslararası Uzay İstasyonu’nun ortakları Rusya, Avrupa Birliği ve Japonya’dan Ay üssü için katkı talep edecek.

Kaynak:www.ntvmsnbc.com