Discovery uzay mekiği 13 gün süren görevinin ardından Cumartesi günü TSİ 21:14’te Florida’daki Kennedy Uzay Merkezi’ne başırılı bir iniş yaptı. Görevi sırasında Discovery, Uluslararası Uzay İstasyonu’na iki büyük güneş paneli yerleştirdi.
Öte yandan Rusların Soyuz TMA-14 aracı Cumartesi günü TSİ 15:05’te UUİ’ye kenetlendi. UUİ ve Soyuz TMA-14 gökyüzünde birlikte hareket ediyorlar. Bu hafta içinde UUİ’nin geçişleri oldukça parlak.
Venüs bugün sabah gökyüzüne geçti. Gezegeni gözlemlemek için artık sabah Güneş doğmadan önce sabah gökyüzüne bakmanız gerekiyor. Venüs’ü gözlemlemek şu an için odukça zor çünkü Güneş’e çok yakın. Fakat önümüzdeki hafta içinde gezegen hızla yükselmeye başlayacak. Halk arasında “Çoban Yıldızı” olarak da bilinen Venüs gezegeni Güneş ve Ay’dan sonra gökyüzünde yer alan en parlak doğal nesnedir. Öyleki parlaklığı en parlak yıldız olan Sirius’tan (Akyıldız) 20 kat daha fazladır. Venüs’e küçük bir teleskopla bakarak gezegenin hilal şeklini gözlemleyebilirsiniz.
Ocak 2004’te NASA, Spirit ve Opportunity adında ikiz robotları Mars’a göndermişti. İkizler, 3 aylık görevleri sırasında su ve olası yaşamı araştırdı. Ama bu dinamik ikili, aradan 5 yıl geçmesine rağmen araştırma işini başarıyla ilerleterek Mars’ı keşfetmeye başladı. Opportunity Uzay Aracı Telif Hakkı: NASA/APOD Mars Araştırmaları Araç Görevi (Mars Exploration Rover Mission) baş araştırmacısı Steve Squyres şöyle diyor: “Spirit ve Opportunity, bize yeni bir alanın gelişmesinde yardımcı oldular: Robotik Alan Bilimi (Robotic Field Science). Onlar bize mühendis ve bilimadamlarından oluşan bir takımın uzak bir gezegendeki robot araçların yürütülmesi için nasıl organize olmaları gerektiğini öğrettiler.
5 yılda araçlardan alınan bilgiler, geçmişte Mars’ın su anki kadar kuru ve soğuk olmadığını gösteriyor. Yani bir zamanlar, Mars’ta bir yaşam formu oluşmuş olabilir. Mars Keşfetme Görevi (Mars Exploration Mission) takım üyeleri, milyarlarca kilometre uzaklıktaki araçların manevraları sırasında oluşabilecek tehlikeleri öğrenmiş bulunuyorlar. “Şu ana kadar kum tepelerini ve taşları nasıl aşacağımızı ve en önemlisi onlardan nasıl kaçınmamız gerektiğini öğrendik. 5 yılımızı yeni ve daha gelişmiş haritalar çizerek ve görevler için yazılım yazarak harcadık. Bütün bunlar, gelecekte uzaya gönderilecek araçlara yardımcı olacak.” diyor Squyres. İkizlerin çalışmaya devam edeceğini düşünen umutlu planlamacılar, gelecek görevleri planlamaya başladılar bile. Ama gene de onlar da uzay araçlarının onları yarı yolda bırakabileceğini biliyorlar. Zaten iki robotta da hasar var. 2006 yılında Spirit, tekerini sıkıştırdıktan sonra sadece arkaya doğru gidebilirken Opportunity de bir elektrik kablosunun kopması yüzünden robot kolunu kısıtlı bir şekilde kullanabiliyor. İkizlere planlanan program şu: Squyres’e göre ‘şanslı araç’ Opportunity şu anda bulunduğu Endeavor Krateri’nin (20 km çapında, 100 lerce metre derinliğinde) dipine inmeye çalışacak. “5 yıllık yaşlı aracımızı şu ana kadar ilerlediği mesafe kadar daha yürütmek zorundayız. Dipe varmamız yaklaşık 2 yılımızı alacak. (Normal bir günde Opportunity 100 metre ilerleyebiliyor) Kraterde ne kadar derine inilirse Mars’ın tarihi hakkında o kadar çok şey öğrenilir” diyor Squyres. Opportunity’nin tekerlek izleri Telif Hakkı: NASA Baş araştırmacı vekili Ray Arvidson bu konuya çok özen gösteriyor: “Endeavor çok ilgi çekici bir hedef. Çünkü, Endeavor Krateri, Opportunity’nin ulaşmış olduğu diğer kraterlerden farklı yapıda taş tiplerine sahip. Kayalar, milyarlarca yıl önce Mars’ın yüzeyinde asit göllerinin olduğunun kanıtı.” “Spirit bizim için yürütmesi zor bir araç. Bulunduğu yerde fazla rüzgar olmadığı için güneş panellerinin üstündeki toz kalkmıyor ve araç Güneş’ten çok fazla yararlanamıyor. Ayrıca Spirit’in arazisindeki taşlar ve gevşek kum, Spirit’i çok zorluyor. Tabi ki her şeyden önce Spirit’i arka arka sürmek zorundayız.” diyor Squyres. “Ama Spirit’in indiği arazinin ufak bir bölgesinde çok büyük bir jeolojik çeşitlilik var.”
Spirit, 250 metre mesafedeki ‘Von Braun’ adındaki düz bir kayaya doğru yavaş yavaş yol alıyor. Ama bu yolculuk bir kaç ay sürecek. Sonrasında ise 30 metre çapındaki volkanik bir kratere ulaşmaya çalışacak. (Bu tip bir yerde hidrotermal aktivite olabileceği düşünülüyor) “Spirit, su yüklü bir volkanik patlamadan çıkan kayayı inceleyebilecek donanıma sahip. Bu tür arazilerde yaşam oluşmuş olabilir.” “Spirit’in kışı geçirdiği ‘Home Plate’ adındaki düzlük, erozyona uğramış bir yapı olduğundan orada bulunan jeolojik katmanları görebileceğiz. ‘Von Braun’ ve komşusu ‘Goddard’ yapılarının da aynı yapıda olduğuna inanıyoruz” Mars Araştırma Takımı, robotların sorunlara rağmen bütün bu hedeflere ulaşacağını düşünüyor. Kaynak: science.nasa.gov
Haftalardır patlaması beklenen Alaska’daki Redoubt yanardağı 23 Mart’ta patladı. Patlamanın etkisiyle havaya tonlarca gaz ve toz saçıldı. En son Ağustos 2008’de Kasatochi yanardağı patladığında havaya saçılan toz ve gazın etkisiyle aylarca süren çok güzel günbatımları gözlenmişti. Harika günbatımları ülkemizden dahi gözlenmişti. Uzmanlar yanardağın etkinliğinin sürdüğünü, ikinci bir patlamanın her an yaşanabileceğini söylüyor.
Uluslararası Uzay İstasyonu (UUİ) artık şimdiye kadarki en büyük güneş panellerine sahip. Bu da onun artık daha parlak olduğunu gösteriyor. 20 Mart’ta astronotlar UUİ’nin yeni panellerini açtılar. Saatler sonra Avrupa’daki bir gökbilimci UUİ’nin yeni güneş panellerini fotoğrafladı.
Ralf Vandebergh bu fotoğrafı Hollanda’dan 10″lik Newton tipi teleskobunu kullanarak çekti. Fotoğraf’ın sol üstünde yeni takılan güneş panelleri görülüyor. Discovery uzay mekiği ise ortada yer alıyor. UUİ artık o kadar büyük ki, istasyonun kelebek şeklini 70mm’lik teleskoplarla dahi görebilmeniz mümkün, sadece bakmanız gereken zamanı bilin yeter.
NASA ve Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri test pilotları yaklaşık 25 ton ağırlıktaki bir ‘sahte’ roket hızlandırıcısını Arizona Çölü’ne düşürdüler ve parçalara ayrılmadan önce onu durdurdular.
28 Şubat 2009 tarihindeki Ares Süper Paraşütünün test aşaması
Telif Hakkı: NASA
Tüm bunlar NASA’nın Ay’a dönüş planının bir parçasıydı.
“NASA’nın yeni Ares Ay roketi, her bir görevden sonra tamir edilebilecek bir yenilenebilir hızlandırıcı rokete sahip olacak.” diyor Marshall Uzay Uçuş Merkezi’nden James Burnom. “Roket yere düşüp parçalanmadan önce roketi yakalamak için bizim süper güvenilir bir paraşüt sistemine ihtiyacımız var.”
Testin başlangıcı Telif Hakkı: NASA
Dryden Uçuş Araştırmaları Merkezi’nden Kaptan pilot Frank Batteas, NASA önderliğindeki gruba süper paraşütü 28 şubatta test ederlerken yardım etti ve olayı şöyle özetledi:
“Biz yaklaşık 7.5 km yükseklikte 325 km/s hızla giderken şu ana kadar taşınmış en ağır savaş başlıklarından biri olan ve 25 tonluk hızlandırıcı roketi temsil eden C-17 ‘yi düşürdük. Böyle bir testin başarılı olması için bir sürü şeyin doğru yapılması gerekir. Aralarında NASA, Hava Kuvvetleri, ordu, Boeing’in de bulunduğu grup olayları uçağın içinden ve dışından planladı ve uyguladı.”
Burnom’un yorumlaması ise şöyleydi: “Burada sadece planma önemli değil, aynı zamanda uçak pilotunun yeteneği ve tecrübesi de çok önemlidir. Hava Kuvvetleri bize çok iyi ellerde olduğumuzu gösterdi. Battea, C-17 için ilk test pilotlarından biriydi ve kendisi uçurduğu uçağın 3000 saatlik uçuş süresinin 1000 saatinde pilot kabinindeydi. Bu yüzden uçağı çok iyi biliyor. Bu olağanüstü destek için Hava Kuvvetleri’ni tebrik ediyoruz. Artık uçaklar ya da pilotlar için endişelenmemize gerek yok.”
Testin bitiş anı Telif Hakkı: NASA
Paraşüt sistemi 3 kısımdan oluşuyor: Asıl paraşütü çıkartan ufak bir paraşüt, asıl paraşüt ve 3 ana paraşüt. Bütün bu paraşütler teste tabi tutuluyor.
Asıl işi, Ares I’in atılmış hızlandırıcı roketini yavaşlatmak ve denize inene kadar görev yapan 3 ana paraşüt açılmadan önce roketi dikey olarak yönlendirmek olan asıl paraşütün çapı 20 metre.
Asıl paraşüt 25 tonluk ağır yükünü yeteri kadar yavaşlatarak testi geçti.
“Çelik füzede, ağırlığın doğru ayarlanması için delikler açıldı.” diyor Edwars Hava Kuvvetleri Üssü, California’da bulunan Hava Kuvvetleri Uçuş Test Merkezi’nde görevli C-17 görev sistemleri mühendisi Franz Ravelo. “Bu füzeyi gelecek 35, 38.5, 42.5 ve 45 tonluk Ares testlerinde kullanmak için yeniden hazırlayacağız.”
28 şubat günü hiç bir sorun olmadan füze atıldı.
“Testin yapılması planlanan günde, 7.5 km yükseklikte, rüzgarın 130 km/s hızla esmesi nedeniyle ufak bir kayma oldu.” diyor Batteas.
Sözlerini Batteas şöyle sonlandırıyor: “Dev gibi bir yükün Dünya’ya düşerken içinden çıkan paraşütlerin onu yavaşlatması gerçekten çok tatmin edici. Her testte gelecek testlerin güvenilirliği için yeni şeyler öğreniyoruz. Ve bu da bizi Ay’a daha da yakınlaştırıyor.”
Discovery uzay mekiği dün gece TSİ 01:20’de Uluslararası Uzay İstasyonu’na kenetlendi. Uzay mekiği şimdi Uluslararası Uzay İstasyonu’yla birlikte hareket ediyor ve şu an Güneş ve Ay’dan sonra gökyüzündeki en parlak cisim haline geldi. İki uzay aracının kenetlenmesinden hemen önce, Norveç’li amatör gökbilimci Quintus Oostendorp ikiliyi yan yana yakalamayı başarmış.
Fotoğrafta görülen yıldız, en parlak yıldız olan Sirius’un ta kendisi. Üstteki çizgi UUİ ve alttaki çizgi ise Discovery uzay mekiği. Fotoğraf uzun pozda çekildiği için UUİ ve Discovery çizgi olarak beliriyor.
Discovery şimdi UUİ’ye kenetlendi ve yakın bir zamanda Discovery’nin getirdiği iki büyük güneş paneli UUİ’ye takılacak. Güneş panelleri o kadar büyük ki 70mm’lik teleskopla dahi görebilmeniz mümkün, sadece bakmanız gereken zamanı bilin yeter.
Avrupa Uzay Ajansı yörüngedeki uydu sayısının fazlalığı ve uzay atıklarının artması nedeniyle, gelecekte olası çarpışmaların engellenmesi ve başka herhangi bir sorunun meydana gelmemesi için bunların gözlemlenerek kontrol altında tutulduğu yeni bir “uzay temizliği” programı oluşturdu.
64 milyon $ lık bu program, uzaydaki yaklaşık 13.000 uydu ve insan yapımı nesneyi kayıt altında tutarak, yerdeki biliminsanlarının bu nesneler hakkında sahip oldukları verilerin çoğaltılmasını amaçlamaktadır.Program ocakta başlatıldı.10 şubatta meydana gelen 2 uydunun çarpışması sonucu oluşan uzay artıkları yörüngedeki varlıklarıyla önümüzdeki 10.000 yıl boyunca diğer uyduları tehdit eder durumdalar.Avrupa Uzay Ajansı Uzay Enkazı uzmanı Keufler ise şöyle bir açıklamada bulundu: “Son kaza bize şunu gösterdi ki, gelecekteki olası kazaları engelleyebilmek için daha çok veriye ihtiyacımız var.”
Çarpışma Sibirya’nın 800km kadar yukarısında gerçekleşti. Biri Rusya tarafından askeri iletişim için kullanılan fakat artk etkinliğini tamamlamış bir uydu diğeri ise Amerikan yapımı çalışır durumdaki bir iridium uydusuydu.
Programdaki önemli bir nokta ise bu programda NASA ve Roscosmos(Rusya Federal Uzay Ajansı) dahil değişik ülkelere ait bir çok uzay ajanslarının birlikte yer alıyor olması.Keufler programın içeriğini şu şekilde özetliyor.”Uluslararası standartlarda kurulması planlanan bu sistem enkazın tanımlanmasını, izlenmesini ve eğer gerekliyse olası bir çarpışmayı önlemek için enkazın taşınmasını gerektirmektedir.”Amerikan ve Rus yetkilileri ise ticari girişimlere ait uyduların yörüngede enkazlar arasında rastgele bir hızda bulunmalarından ötürü kendilerini suçlu görmeleri gerektiğini düşünüyorlar.
Henüz hiçkimse çarpışmanın ne kadar büyük çapta bir enkaz yarattığı konusunda bir fikre sahip değil.Rus Askeri Uzay Kuvvetleri Başkanı Alexander Yakushin’e göre ise çarpışma enkazı, dünya yörüngesinde 500-1300 km lik bir alana yayılmış durumda.
Uzay enkazı uzmanları önümüzdeki haftalarda olası çarpışmaları engellemek için Viyana’da yapılacak olan bir seminerde bir araya gelecekler. (Avrupa Uzay Ajansı, 5. Avrupa Konferansı, Uzay Enkazı)
“Uzayda daha fazla bilgiye sahip olmalıyız” diyen Keufler açıklamalarına şu şekilde devam ediyor:”Uzay enkazı hakkında elde bulunan bugünkü ölçüler yeterli değil.Uzmanların uyarılarına rağmen NASA ‘da Avrupa Uzay Ajansı’da gerçekleşen çarpışmayı tahmin edebilirlerdi.Uzay enkazıyla ilgili bu sorun benzersiz bir özellik göstermekte.Bu nedenle de birlikte çalışmalıyız.Bu sorunu çözmek istiyorsak güçlerimizi birleştirmeli ve birlikte hareket etmeliyiz.”
Bu yıl içinde Avrupalı ajanslar uzaya geniş kapsamlı bir araştırma için 2 yeni teleskop göndermeyi planlıyor.
NASA’nın Kepler görevi, Kepler Uzay Aracının TSİ 6 Mart 5:49’da Florida’daki Cape Canaveral Hava Kuvvetleri Üssü’nden uzaya fırlatılmasıyla başarıyla başladı. Kepler uzay aracı, yüzeyinde, yaşam için gerekli olduğu düşünülen sıvı su bulunan Dünya benzeri gezegen bulmak için tasarlandı.
Kepler Uzay Aracı’nı taşıyan Delta II roketi kalkarken
Telif Hakkı: NASA/ Jack Pfaller
“Çok başarılı bir fırlatma oldu.” diyor Kepler proje müdürü James Fanson. “Takımımız insan yarışına katkı sağladığı için çok heyecanlı. Kepler, Dünya’nın tek olup olmadığını araştıracak.”
Mühendisler, Kepler’den, 3. kademe roketinden ayrıldıktan ve Güneş merkezli yörüngesine girdikten sonra, TSİ cuma 19:11’de sinyal aldı. Uzay aracı, güneş panellerinden enerji üretecek.
“Kepler, gezegen araştırmasında, şu anda 100000’den fazla yıldızı araştırmak için en iyi konumda” diyor NASA’nın Moffett Field, California’da bulunan Ames Araştırma Merkezi’ nden görevin bilimsel araştırmacısı William Borucki. “Herkes rüyamızın gerçeğe dönüşmesinden oldukça heyecanlı. Eğer başka dünyalar varsa bunu öğrenmek üzereyiz.”
Bir sanatçının gözünden belirsiz bir yıldız etrafında dolanan Dünya benzeri gezegen
Telif Hakkı: Dana Berry/NASA
Mühendisler, 60 gün sürecek olan “görevlendirme” (comissioning) adı verilen kontrollere başladı. Bir ay ya da biraz daha az bir süre içinde, NASA araştırmalar için komutlar gönderecek. Kepler’in kamerasının kalibre edilmesinden sonra gezegen araştırmaları başlayacak.
Kepler’in araştıracağı ilk gezegenler, yıldızlarına çok yakın bir yörünge izleyen gaz devleri olan “Sıcak Jüpiterler” olacak. NASA’nın Hubble ve Spitzer Uzay Teleskopları, bu tip gezegenleri araştıracak ve atmosferleri hakkında bilgi toplamaya çalışacak. Neptün boyutlu gezegenler daha sonra araştırılacak. Daha sonra da Dünya boyutlu kayalık gezegenler araştırılacak. Dünya şartlarına yakın bir gezegenin keşfedilmesi 3 yıl sürecek ve yer teleskopları da buna yardımcı olacak.
Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Discovery uzay mekiği için kalkış tarihini belirlerdi: 12 Mart Perşembe TSİ 4:20 . Discovery, Uluslararası Uzay İstasyonu’na (UUİ) kenetlenmek üzere yola çıkacak ve görevi 2 hafta kadar sürecek. Görev sırasında astronotlar gittikçe büyüyen UUİ’nin elektrik ihtiyacını karşılaması için uzay istasyonuna bir çift güneş paneli ekleyecekler. Fırlatmanın belirtilen tarihte gerçekleşmesi durumunda UUİ ve Discovery’nin ikili geçişleri Türkiye’den gözlenebilecek.