gokyuzu.org

Redoubt Yanardağı Patladı

Haftalardır patlaması beklenen Alaska’daki Redoubt yanardağı 23 Mart’ta patladı. Patlamanın etkisiyle havaya tonlarca gaz ve toz saçıldı. En son Ağustos 2008’de Kasatochi yanardağı patladığında havaya saçılan toz ve gazın etkisiyle aylarca süren çok güzel günbatımları gözlenmişti. Harika günbatımları ülkemizden dahi gözlenmişti. Uzmanlar yanardağın etkinliğinin sürdüğünü, ikinci bir patlamanın her an yaşanabileceğini söylüyor.

Daha Büyük, Daha Parlak

Uluslararası Uzay İstasyonu (UUİ) artık şimdiye kadarki en büyük güneş panellerine sahip. Bu da onun artık daha parlak olduğunu gösteriyor. 20 Mart’ta astronotlar UUİ’nin yeni panellerini açtılar. Saatler sonra Avrupa’daki bir gökbilimci UUİ’nin yeni güneş panellerini fotoğrafladı.
Sample Image  
Ralf Vandebergh bu fotoğrafı Hollanda’dan 10″lik Newton tipi teleskobunu kullanarak çekti. Fotoğraf’ın sol üstünde yeni takılan güneş panelleri görülüyor. Discovery uzay mekiği ise ortada yer alıyor. UUİ artık o kadar büyük ki, istasyonun kelebek şeklini 70mm’lik teleskoplarla dahi görebilmeniz mümkün, sadece bakmanız gereken zamanı bilin yeter.

Ares’in Süper Paraşüt Sistemi

NASA ve Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri test pilotları yaklaşık 25 ton ağırlıktaki bir ‘sahte’ roket hızlandırıcısını Arizona Çölü’ne düşürdüler ve parçalara ayrılmadan önce onu durdurdular.

28 Şubat 2009 tarihindeki Ares Süper Paraşütünün test aşaması 

Telif Hakkı: NASA

Tüm bunlar NASA’nın Ay’a dönüş planının bir parçasıydı.

“NASA’nın yeni Ares Ay roketi, her bir görevden sonra tamir edilebilecek bir yenilenebilir hızlandırıcı rokete sahip olacak.” diyor Marshall Uzay Uçuş Merkezi’nden James Burnom. “Roket yere düşüp parçalanmadan önce roketi yakalamak için bizim süper güvenilir bir paraşüt sistemine ihtiyacımız var.”

 Testin başlangıcı Telif Hakkı: NASA

Dryden Uçuş Araştırmaları Merkezi’nden Kaptan pilot Frank Batteas, NASA önderliğindeki gruba süper paraşütü 28 şubatta test ederlerken yardım etti ve olayı şöyle özetledi:

“Biz yaklaşık 7.5 km yükseklikte 325 km/s hızla giderken şu ana kadar taşınmış en ağır savaş başlıklarından biri olan ve  25 tonluk hızlandırıcı roketi temsil eden C-17 ‘yi düşürdük. Böyle bir testin başarılı olması için bir sürü şeyin doğru yapılması gerekir. Aralarında NASA, Hava Kuvvetleri, ordu, Boeing’in de bulunduğu grup olayları uçağın içinden ve dışından planladı ve uyguladı.”

Burnom’un yorumlaması ise şöyleydi: “Burada sadece planma önemli değil, aynı zamanda uçak pilotunun yeteneği ve tecrübesi de çok önemlidir. Hava Kuvvetleri bize çok iyi ellerde olduğumuzu gösterdi. Battea, C-17 için ilk test pilotlarından biriydi ve kendisi uçurduğu uçağın 3000 saatlik uçuş süresinin 1000 saatinde pilot kabinindeydi. Bu yüzden uçağı çok iyi biliyor. Bu olağanüstü destek için Hava Kuvvetleri’ni tebrik ediyoruz. Artık uçaklar ya da pilotlar için endişelenmemize gerek yok.” 

Testin bitiş anı Telif Hakkı: NASA

Paraşüt sistemi 3 kısımdan oluşuyor: Asıl paraşütü çıkartan ufak bir paraşüt, asıl paraşüt ve 3 ana paraşüt. Bütün bu paraşütler teste tabi tutuluyor.

Asıl işi, Ares I’in atılmış hızlandırıcı roketini yavaşlatmak ve denize inene kadar görev yapan 3 ana paraşüt açılmadan önce roketi dikey olarak yönlendirmek olan asıl paraşütün çapı 20 metre.

Asıl paraşüt 25 tonluk ağır yükünü yeteri kadar yavaşlatarak testi geçti. 

“Çelik füzede, ağırlığın doğru ayarlanması için delikler açıldı.” diyor Edwars Hava Kuvvetleri Üssü, California’da bulunan Hava Kuvvetleri Uçuş Test Merkezi’nde görevli C-17 görev sistemleri mühendisi Franz Ravelo. “Bu füzeyi gelecek 35, 38.5, 42.5 ve 45 tonluk Ares testlerinde kullanmak için yeniden hazırlayacağız.”

28 şubat günü hiç bir sorun olmadan füze atıldı.

“Testin yapılması planlanan günde, 7.5 km yükseklikte, rüzgarın 130 km/s hızla esmesi nedeniyle ufak bir kayma oldu.” diyor Batteas.

Sözlerini Batteas şöyle sonlandırıyor: “Dev gibi bir yükün Dünya’ya düşerken içinden çıkan paraşütlerin onu yavaşlatması gerçekten çok tatmin edici. Her testte gelecek testlerin güvenilirliği için yeni şeyler öğreniyoruz. Ve bu da bizi Ay’a daha da yakınlaştırıyor.”  

 Kaynak: science.nasa.gov

Discovery UUİ’ye Kenetlendi

Discovery uzay mekiği dün gece TSİ 01:20’de Uluslararası Uzay İstasyonu’na kenetlendi. Uzay mekiği şimdi Uluslararası Uzay İstasyonu’yla birlikte hareket ediyor ve şu an Güneş ve Ay’dan sonra gökyüzündeki en parlak cisim haline geldi.  İki uzay aracının kenetlenmesinden hemen önce, Norveç’li amatör gökbilimci Quintus Oostendorp ikiliyi yan yana yakalamayı başarmış.

Fotoğrafta görülen yıldız, en parlak yıldız olan Sirius’un ta kendisi. Üstteki çizgi UUİ ve alttaki çizgi ise Discovery uzay mekiği. Fotoğraf uzun pozda çekildiği için UUİ ve Discovery çizgi olarak beliriyor. 

Discovery şimdi UUİ’ye kenetlendi ve yakın bir zamanda Discovery’nin getirdiği iki büyük güneş paneli UUİ’ye takılacak. Güneş panelleri o kadar büyük ki 70mm’lik teleskopla dahi görebilmeniz mümkün, sadece bakmanız gereken zamanı bilin yeter.

Uzay Temizliği

Dünya’nın çevresinde dolanan uzay çöpleri

Avrupa Uzay Ajansı yörüngedeki uydu sayısının fazlalığı ve uzay atıklarının artması nedeniyle, gelecekte olası çarpışmaların engellenmesi ve başka herhangi bir sorunun meydana gelmemesi için bunların gözlemlenerek kontrol altında tutulduğu yeni bir “uzay temizliği” programı oluşturdu. 

64 milyon $ lık bu program, uzaydaki yaklaşık 13.000 uydu ve insan yapımı nesneyi kayıt altında tutarak,  yerdeki biliminsanlarının bu nesneler hakkında sahip oldukları verilerin çoğaltılmasını amaçlamaktadır.Program ocakta başlatıldı.10 şubatta meydana gelen 2 uydunun çarpışması sonucu oluşan uzay artıkları yörüngedeki varlıklarıyla önümüzdeki 10.000 yıl boyunca diğer uyduları tehdit eder durumdalar.Avrupa Uzay Ajansı Uzay Enkazı uzmanı Keufler ise şöyle bir açıklamada bulundu: “Son kaza bize şunu gösterdi ki, gelecekteki olası kazaları engelleyebilmek için daha çok veriye ihtiyacımız var.”

Çarpışma Sibirya’nın  800km kadar yukarısında gerçekleşti. Biri Rusya tarafından askeri iletişim için kullanılan fakat artk etkinliğini tamamlamış bir uydu diğeri ise Amerikan yapımı çalışır durumdaki bir iridium uydusuydu. 

Programdaki önemli bir nokta ise  bu programda NASA ve Roscosmos(Rusya Federal Uzay Ajansı) dahil değişik ülkelere ait bir çok uzay ajanslarının birlikte yer alıyor olması.Keufler programın içeriğini şu şekilde özetliyor.”Uluslararası standartlarda kurulması planlanan bu sistem enkazın tanımlanmasını, izlenmesini ve eğer gerekliyse olası bir çarpışmayı önlemek için enkazın taşınmasını gerektirmektedir.”Amerikan ve Rus yetkilileri ise ticari girişimlere ait uyduların yörüngede enkazlar arasında rastgele bir hızda bulunmalarından ötürü kendilerini suçlu görmeleri gerektiğini düşünüyorlar.

Henüz hiçkimse  çarpışmanın ne kadar büyük çapta bir enkaz yarattığı konusunda bir fikre sahip değil.Rus Askeri Uzay Kuvvetleri Başkanı Alexander Yakushin’e göre ise çarpışma enkazı, dünya yörüngesinde 500-1300 km lik bir alana yayılmış durumda.

Uzay enkazı uzmanları önümüzdeki haftalarda olası çarpışmaları engellemek için Viyana’da yapılacak olan bir seminerde bir araya gelecekler. (Avrupa Uzay Ajansı, 5. Avrupa Konferansı, Uzay Enkazı) 

“Uzayda daha fazla bilgiye sahip olmalıyız” diyen Keufler açıklamalarına şu şekilde devam ediyor:”Uzay enkazı hakkında elde bulunan bugünkü ölçüler yeterli değil.Uzmanların uyarılarına rağmen NASA ‘da Avrupa Uzay Ajansı’da gerçekleşen çarpışmayı tahmin edebilirlerdi.Uzay enkazıyla ilgili bu sorun benzersiz bir özellik göstermekte.Bu nedenle de birlikte çalışmalıyız.Bu sorunu çözmek istiyorsak güçlerimizi birleştirmeli ve birlikte hareket etmeliyiz.”

Bu yıl içinde Avrupalı ajanslar uzaya geniş kapsamlı bir araştırma için 2 yeni teleskop göndermeyi planlıyor.

Uzaya Gönderilen Kepler Uzay Aracı

NASA’nın Kepler görevi, Kepler Uzay Aracının TSİ 6 Mart 5:49’da Florida’daki Cape Canaveral Hava Kuvvetleri Üssü’nden uzaya fırlatılmasıyla başarıyla başladı.  Kepler uzay aracı, yüzeyinde, yaşam için gerekli olduğu düşünülen sıvı su bulunan Dünya benzeri gezegen bulmak için tasarlandı.

Kepler Uzay Aracı’nı taşıyan Delta II roketi kalkarken 

Telif Hakkı: NASA/ Jack Pfaller 

“Çok başarılı bir fırlatma oldu.” diyor Kepler proje müdürü James Fanson. “Takımımız insan yarışına katkı sağladığı için çok heyecanlı. Kepler, Dünya’nın tek olup olmadığını araştıracak.”  

Mühendisler, Kepler’den, 3. kademe roketinden ayrıldıktan  ve Güneş merkezli yörüngesine girdikten sonra, TSİ cuma 19:11’de sinyal aldı. Uzay aracı, güneş panellerinden enerji üretecek.

“Kepler, gezegen araştırmasında, şu anda 100000’den fazla yıldızı araştırmak için en iyi konumda” diyor NASA’nın Moffett Field, California’da bulunan Ames Araştırma Merkezi’ nden görevin bilimsel araştırmacısı William Borucki. “Herkes rüyamızın gerçeğe dönüşmesinden oldukça heyecanlı. Eğer başka dünyalar varsa bunu öğrenmek üzereyiz.”

Bir sanatçının gözünden belirsiz bir yıldız etrafında dolanan Dünya benzeri gezegen

Telif Hakkı: Dana Berry/NASA 

Mühendisler, 60 gün sürecek olan “görevlendirme” (comissioning) adı verilen kontrollere başladı. Bir ay ya da biraz daha az bir süre içinde, NASA araştırmalar için komutlar gönderecek. Kepler’in kamerasının kalibre edilmesinden sonra gezegen araştırmaları başlayacak. 

Kepler’in araştıracağı ilk gezegenler, yıldızlarına çok yakın bir yörünge izleyen gaz devleri olan “Sıcak Jüpiterler” olacak. NASA’nın Hubble ve Spitzer Uzay Teleskopları, bu tip gezegenleri araştıracak ve atmosferleri hakkında bilgi toplamaya çalışacak. Neptün boyutlu gezegenler daha sonra araştırılacak. Daha sonra da Dünya boyutlu kayalık gezegenler araştırılacak. Dünya şartlarına yakın bir gezegenin keşfedilmesi 3 yıl sürecek ve yer teleskopları da buna yardımcı olacak.

Daha fazla bilgi için: http://www.nasa.gov/kepler  

Kaynak: science.nasa.gov

Discovery Göreve Hazır

Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Discovery uzay mekiği için kalkış tarihini belirlerdi: 12 Mart Perşembe TSİ 4:20 . Discovery, Uluslararası Uzay İstasyonu’na (UUİ) kenetlenmek üzere yola çıkacak ve görevi 2 hafta kadar sürecek. Görev sırasında astronotlar gittikçe büyüyen UUİ’nin elektrik ihtiyacını karşılaması için uzay istasyonuna bir çift güneş paneli ekleyecekler. Fırlatmanın belirtilen tarihte gerçekleşmesi durumunda UUİ ve Discovery’nin ikili geçişleri Türkiye’den gözlenebilecek. 

Mavi Yıldız, Yeşil Kuyrukluyıldız

Kuyrukluyıldız Lulin, 28 Şubat’ta Aslan’ın en parlak yıldızı olan Regulus’un yanından geçti. Yeşil kuyrukluyıldız ve mavi yıldız çok güzel bir ikili oluşturdular.

Fotoğraf: Alessandro Dimai

Regulus’un mavi renkte oluşu onun ne kadar sıcak olduğunu gösterir. Mavi yıldızlar genç ve çok sıcaklardır. Lulin’in yeşil oluşu ise atmosferindeki siyanojen (CN- çok zehirli bir gaz) ve  iki atomlu karbondan (C2) kaynaklanıyor. Bu gazlar güneş ışığına maruz kaldıklarında uzay boşluğunda yeşil renkte parlıyorlar.

    [Günlere Göre Çizelge ]

Seres En Yakın Konumda

Giuseppe Piazzi, 1 Ocak 1801 tarihinde  ‘1 Seres’i keşfettiğinde Seres 8 kadir parlaklığındaydı. Ama bu yıl, Seres şubatın ortalarından martın ilk haftasına kadar bu değerin 3 katı olan 6.9 kadir parlaklıkta olacak. İnsan ömrü boyunca  Seres, Dünya’ya en yakın ve en parlak konumunda olacak.

Seres, bu konuma 26 Şubat’ta geldi. Çok hassas hesaplarla, S&T’den Roger Sinnott, Türkiye saati ile 26 Şubat 01.06’da Seres’in 1857 yılından beri Dünya’ya en yakın konumunda olduğunu (1.583198 astronomik birim) ve 4164 yılına kadar da bu kadar yakın konuma gelemeyeceğini hesapladı.

Alttaki haritayı kullanarak, Aslan Takımyıldızı’nda yer alan Seres’i bir dürbün yardımıyla görebilirsiniz.   

Seres’in 1 Ocak’ta parlaklığı 7.9 kadirden, 1 Şubat’ta ise 7.2 kadir dendi. 1 Mart’ta 6.9 kadir parlaklıkta, 1 Nisan’da 7.4 kadir parlaklıkta ve 1 Mayıs’ta ise 8.0 kadir parlaklıkta olacak.  

Seres, 950 km çapıyla, bilinen en büyük astereoittir. Kendisini küresel bir şekle dönüştürebilecek kadar kütle çekimine sahiptir. 2006 yılındaki gezegen tanımından dolayı ‘cüce gezegen’ olarak sınıflandırıldı. Astreoit Kuşağı’ndaki toplam kütlenin üçte birine sahip olduğu tahmin ediliyor. NASA’nın Dawn Uzay Aracı, 2011 yılında Vesta’da araştırma yaptıktan sonra 2015 yılında Seres’in yörüngesine girmek için yola çıktı bile.  

Kaynak: www.skyandtelescope.com

Venüs – Ay Yakınlaşması

Bu akşam (eğer hava bulutlu değilse) dışarı çıkın ve batı ufkuna bakın. Venüs ve Ay birbirine yaklaşık 2o kadar yakınlaşmış olacaklar. Bu açı kolunuzu uzattığınızda iki serçe parmağınızın gökyüzünde kapladığı alana eşit. Venüs ve Ay’ı gözlemlemeniz için Güneş’in batmasını beklemenize bile gerek yok çünkü Venüs -4.6 kadir parlaklığıyla şu an en parlak döneminde yer alıyor ve gündüz bile çıplak gözle görülebiliyor. Cehennemler gezegeni şu an en parlak yıldız olan Sirius’tan (Akyıldız) yaklaşık 20 kat daha parlak!

Venüs’ün de tıpkı Ay gibi evreleri vardır. Gezegen Dünya’ya yakın olduğu zamanlar hilâl olarak görünür, Dünya’dan uzaklaştığında giderek yarım daireye döner ve Güneş’in arkasına geçtiğinde tam daire olarak görülür. Bu yakınlaşmada Venüs ve Ay’ın her ikiside hilâl olarak gözlenebilecek fakat Venüs’ü hilâl olarak görmeniz için dürbün veya teleskop kullanmanız şart.