Nihayet akşam olmuştu ve Güneş, pas rengine bulamıştı Orta Mahalle’deki gökdelenleri. Birliğin bana ayırdığı kubik bölgede ortalama 90 yıllık yaşantımın bir gününü daha harcamıştım. İş arkadaşımın geçen haftaki Hong Kong Suzuki Anonim Şirketi’ne yaptığı seyahatten bana hediye olarak getirdiği yeşil çayı yudumladıktan sonra, bilgisayarıma kapat komutunu verip 128. kattaki ofisimden gün batışını seyre daldım. Şehir büyümüştü, artık 200 milyon insana yetecek bir şehir değildi İstanbul. Daha yüksek gökdelenlere ihtiyaç vardı.
Artık hava trafiğine kalmadan yola çıkmalıydım, Arabama hareket konumu gönderip 150. Kattaki oto-tüpün kaldırımlarına gitmek üzere asansöre yöneldim. Benim gibi yola çıkmış iş arkadaşlarımla ve emin adımlarımızla imparator penguenlere benziyorduk. Ancak bu komik bir durum değildi elbette. Ekonominin güçlü olması için satışlarımız artmalıydı. Bu sayede birliğimizin konumunu yükseltip düşmanlarımızı iflasa sürükleyebilirdik. “Her birlik ekonomisi kadar güçlüdür” derler hep. Bizler de birliğimizi güçlü tutmak için satışları arttırıp bize karşı birliklere korku salmalıydık. Cebimden kulaklıklarımı çıkarıp yol asistanını çalıştırdım.
-Merhaba Demir, eve gidiyoruz değil mi?
-Evet
-Her zamanki gibi sessiz bir gün olsa gerek, bu haftanın yeni çıkan hit’I “Shake your boobs bitch”I dinlemek ister misin? Yoksa geçen haftanın hit’i olan “About fucking you”ya ne dersin? Bu parçanın çok duygusal olduğu söylenmiş Youtube’da. Bu arada Google’ın yeni çıkardığı
-Bana klasik müzik aç, Pink Floyd istiyorum.
-Ah, o aptal şarkıları neden hala dinliyorsunuz ki, şarkıın amacı size mutlu etmesidir. Kendinizi hitlere bırakın ve kafanızı boşaltın. Üstelik bu tür şarkılar için vergi de fazla
-Dediğimi yap. Bunu da seçim geçmişimden sil.
-Size daha iyi hizmet verebilemk için tüm seçimleriniz tamamen rapor edilmelidir efendim, bunu kabul etmiştiniz.
-Çünkü kabul etmeden almama izin vermediniz ki.
Hyperloop, bir bir mahalleleri geçerken ön koltuğumdaki camda alt sanayi mahallelerini görebiliyordum. İnsanların hala asphalt kullandığı rezil yerlerdi buralar. Yeryüzünde, toprakla ve gökdelenden atılan sanayi atıklarıyla dolu bu yerler hakkında pek konuşulmaz, Bizler gibi birlik için çalışan asil iş insanlarının tepelerindeki kara bulutlardan dolayı orada bulunan kara insanları görmek bile mümkün değildir.
Arabanın ön camındaki reklamların arasından Platin’in bana attığı mesajı gördüm. İnternetsizlik cezası verilmemiş miydi Platin’e, nasıl bu mesajı atabiliyordu? Bir dakikalık reklamın ardından gözlerimi kullanarak mesajı açtım. “Güneş’in battığı yere. Acil.”
Yazan: Özgür Can Özüdoğru