Amatör Astronomi Topluluğu olarak yaptığımız bir çok etkinliği, çok erken yaşta hayata gözlerini yuman ışık dolu bilim insanı Cavid Erginsoy’un adıyla anılan seminer salonunda yapıyoruz. Bu yazımızda da, Modern Türkiye’nin yetiştirdiği aydınlardan biri olan değerli bilim insanı Cavid Erginsoy’un hayatından bahsedeceğiz.
20 Mayıs 1924’te Ankara’da doğuyor Erginsoy. Babası, ailenin geri kalanıyla beraber, İtalya’nın jandarma sistemini öğrenmesi için İtalya’ya gönderiliyor. Henüz 5 yaşındayken İtalyanca ve Türkçe okuyup yazabiliyor Erginsoy. Ortaöğretim ve lise hayatını ise, kütüphanesinin içinde saatler geçirdiği Galatasaray Lisesi’nde tamamlıyor. Aynı kütüphanede, yıllarca sürecek bir arkadaşlığın temelleri de atılıyor. İleride meslektaşı olacak Feza Gürsey ile o kütüphanenin duvarları arasında tanışıyor.
Lise eğitiminin ardından, pek de uzun süre kalmayacağı İstanbul Üniversitesi Elektrik Bölümü’ne giriyor. 1.5 dönem sonra, devletin karşıladığı yurtdışı eğitim burslarının sınavlarına giriyor. Başvurduğu hemen her üniversiteden kabul edilse de, o İngiltere’yi tercih ediyor. Savaş dönemi İngilteresi’nde, başarılarla dolu bir akademik hayata da ilk adımlarını atmış oluyor.
1944 yılında başlayıp, 1946 yılında bitiriyor İngiltere’deki eğitimini. Dönemin en popüler çalışma alanlarından biri olan yarı iletkenler, Erginsoy’u da etkilemiş olacak ki, doktorasını fizik üzerine yapıyor.
Savaş döneminde, yeterli hocanın ve uygun programın olmadığı koşullarda, kuantum mekaniği öğrenmeye çalışıyor. Kitaplardan öğrenmeye çalışıyor. Arkadaşı Feza Gürsey’in endişelerine rağmen çalışma odasına kapanıyor ve aylarca çalışıyor. Aylarca yoğun çalışmanın ardından, adını katı hal fiziği kitaplarına yazdıracak bir çalışmaya imza atıyor.
Savaş dönemi ve savaş sonrasının zorluklarına rağmen, bilimsel ve kültürel olanaklarından fazlasıyla yararlanıyor Erginsoy. Bir çok bilim insanı gibi o da sanata düşkündür.Klasik müzik çalmayı seven Erginsoy, edebiyata da düşkünlüğü ile biliniyor. Bir çok yabancı eserin Türkçe’ye çevrilmesini, bir çok Türkçe eserin de farklı dillere çevrilmesini sağlıyor.
Türkiye’ye döndüğünde bilimsel çalışmalarına biraz ara verip ülkesinin eksikliklerine kafa yoran Erginsoy, ülkenin enerji problemleri ile ilgilenmeye başlıyor.
Ülkesinde de duyarlı bir sanat meraklısı olarak günlerini geçiren Erginsoy, sanat dernekleri kuruyor ve birçok etkinliğe katılıyor, etkinlik düzenliyor . Bülent Ecevit’in de aralarında bulunduğu “Helikon” isimli dernekte sanatsal aktiviteler düzenliyor ve bu dernek çok uzun süreler başarıyla etkinlikler düzenliyor.
Nükleer enerjinin evrensel yükselişi, Erginsoy’un da ilgisini çekmişti. Atom enerjisini ülkeye getirmek için pratik çalışmalar yapılmalıydı. Ülkenin bu alandaki eksikliklerini gidermek adına, Erginsoy öncülüğünde Çekmece Nükleer Araştırma Merkezi kuruluyor.
1957-1958 yıllarında Ülkemizi, Nato Bilim Komisyonu’nda temsil ediyor. Akılcı bilim politikaları üretmek üzere çalışmalar yapan Erginsoy, gelişmekte olan ülkelere bilim politikası danışmanlığı yapıyor ve sadece ülkemize değil, bir çok ülkeye bu konuda katkılar sağlıyor.
Saf bilimden uzaklaşmanın üzüntüsünü içinde yaşayan Erginsoy, New York’a taşınıyor ve çalışmalarına biraz da burada devam ediyor. New York’ta çalıştığı araştırma merkezinde, daha önce hiç bir yabancı araştırmacıya verilmeyen ömür boyu üyelik, Erginsoy’a veriliyor.
Yurtdışında geçirdiği günlerde, yurt özlemiyle Anadolu’da bir bilim rönesansını hayal ediyor Erginsoy… Ülke özlemi ve ülkesini ileriye taşıma isteği, artık onu yurt dışında tutamamaya başlıyor ve ülkesine dönüş yapıyor.
“Bilim geliştikçe deney imkanları arttı. Artık bilmek eskisi gibi inanmak, öyle farz etmek, tartışmalarla yıkılmayacak bir düşünce yapısı kurmak değil! Doğrudan doğruya, deneylerle fiziksel olayları ayırmak ve sonuçları; rakamlara, matematiğe ve diğer deney sonuçlarına uygun olarak anlamak demek.”
Cavid Erginsoy
Ülkeye döndüğünde önce Tübitak Bilim Kurulu üyeliğine seçiliyor. Ardından da yalnızca birkaç aylık çalışma yapabileceği ODTÜ’de öğretim görevlisi oluyor. ODTÜ’de geçirdiği bu kısa sürede bile, bir çok değerli bilim insanının idolü olarak onların akademik hayatına ışık oluyor. Aydınlattığı yarınlar, modern Türk Cumhuriyeti’nin en önemli temel dayanağını, ‘Bilimsel Düşünce’yi temel alıyor.
1967 yılında, Cahit Arf’ın ve Erdal İnönü’nün bulunduğu bir yemekte, kalp krizi sonucu hayata veda eden Erginsoy’un mirası, biz yıldız çocukları oldukça, sonsuza dek onurla ve gururla yaşatılacak.
Yazan: Ege Can Karanfil