gokyuzu.org

Zombi Yıldız; Patladı, Yılmadı, Bir Daha Patladı

Carnegie Mellon Üniversite’sinden Nick Konidaris ve Benjamin Shappee’nin de dahil olduğu uluslararası bir astronomi ekibi, 50 yıl içerisinde birden fazla patlama yaşanan bir yıldız keşfetti. Nature dergisinde yayımlanan bu keşif, yıldızların ölümü hakkındaki mevcut bilgilerimizle tamamen çelişmekte. Konidaris’in yaptığı cihaz da, bu olgunun incelenmesiyle ilgili tam burada hayati bir rol oynamıştır.

2014 Eylül’ünde Caltech ‘’Palomar Transient Factory’’ den bir grup astronom, gökyüzünde yeni bir patlama tespit etti: iPTF14hls.

Patlama sonucu ortaya çıkan ışık, patlamada saçılan maddelerin bileşimini ve hızını anlamak maksadıyla incelendi.

İnceleme sonucunda, bunun bir Tip IIp süpernova patlaması olduğu belirlendi. Keşifle ilgili her şey sıradan görünüyordu. Ta ki, birkaç ay sonra süpernova tekrar parıldamaya başlayana kadar.

Yıldızın, Palomar Rasathanesi Gök Araştırmaları tarafından 1954’deki patlamasında çekilen fotoğrafı (solda), 1993’deki çekilen 2. fotoğrafı (sağda). Süpernovalar genellikle birkaç ay süren bir parıldamanın ardından söner ancak iPTF14hls patlamayı 60 yıl civarı bir süre içerisinde 2 sefer patlama yaşadı. Arcavi et al. 2017, Nature. POSS/DSS/LCO/S. Wilkinson.

2-P tipi süpernovalar genellikle 100 gün kadar ışıldar. Ancak  iPTF14hls 600 günden fazla ışık saçmaya devam etti. Dahası, arşiv verileri, 1954’de tam da aynı noktada bir patlamanın daha olduğunu ortaya koydu.

Yarım asırdan daha uzun bir süre önce patlamış olan bu yıldızın, her nasılsa varlığını sürdürdüğü ve 2014’te tekrar patladığı anlaşıldı.

Kaliforniya Üniversitesi (Santa Barbara) ve Las Cumbres Rasathanesi başyazarı Iair Arcavi: “Bu patlama, süpernovaların nasıl gerçekleştiğine ilişkin bildiğimizi sandığımız her şeyi alt üst etmektedir.”

Konidaris tarafından yapılan bir cihaz, üç yılda beş kere sönüp-parlayan iPTF14hls’in yaydığı ışığı analiz etmede kilit noktasıydı.

SED Makinesi olarak isimlendirilen Konidaris’in cihazı, süpernovaları ve kısa ömürlü astronomik olayları hızlı bir şekilde sınıflandırma kapasitesine sahip. Konidaris ve Caltech’deki meslektaşlarının cihazı ilk yaptıkları dönemde, uzaydaki bu türden sözde geçici nesneleri sınıflandırmada yeni bir bakış açısı büyük bir ihtiyaçtı.

iPTF14hls iki yılda beşten fazla kez parlaklaştı ve tekrardan söndü. Bu daha önce hiç görülmemiş bir durum. Arcavi et al. 2017, Nature. LCO/S. Wilkinson.

Yıldız patlamaları, astronomlara evrenimizi oluşturan maddelerin kökenini anlamaları için çok büyük bir imkan sunuyor. Kim bilir, belki de Güneş Sistemi’mizin oluşmasını da bir süpernova patlaması tetiklemiştir.

Konidaris’e göre: “Ancak, çok da uzun olmayan bir süre evvel, kısa ömürlü göksel olguları tanımlamak; sınıflandırmak ve bize öğretebileceklerini belirlemekten daha kısa sürerdi. İşte tam da bu yüzden SED’i yaptık ancak bu tuhaf ‘zombi yıldız’ı incelememize olanak sağlayacağını hiç beklemedim.”

Gözlem Müdürü John Mulchaey de “Nick’in keşifteki rolü bize sahip olunan enstrümanların varlığının önemini gösterdi. Bu da çoğu üniversitede gitgide nadir görünen türden bir değer.” şeklinde eklemede bulundu.

Kaynak: www.phys.org

Yayın: Nature Journal

Çeviri: Ertuğrul Ceylan

Belgesel Gösterimi: 400 Yıllık Teleskop Macerası

Bu dönemki son etkinliğimizi belgesel gösterimiyle gerçekleştireceğiz. Galileo’nun kendi yaptığı teleskopla Jüpiter’in uydularını gözlediği günden başlayıp günümüzdeki James Webb Uzay Teleskobu ve E-ELT gibi dev teleskoplara kadar insanlığın evreni keşfetme çabasının anlatıldığı 400 Yıllık Teleskop Macerası’nı izlemeye tüm yıldız çocuklarını bekleriz. Etkinliğimiz perşembe günü saat 18.00’de Cavid Erginsoy Seminer Salonu’nda yapılacaktır.

ESO İle CERN İş Birliği Anlaşması İmzaladı

ESO(Avrupa Güney Gözlemevi) ve CERN(Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi) arasında yapılan iş birliği anlaşması, gelecekte yapılacak ortaklaşa çalışmalara ve bilgi değişimine yapı sağlıyor. Anlaşma bilimsel araştırma, teknoloji, eğitim ve halka açık sosyal etkinlikler gibi birçok alana hitap ediyor.

Telif Hakkı: ESO

Dünya’nın en verimli yer merkezli gözlemevi ESO ile parçacık fiziği araştırmaları için en büyük merkezlerden biri olan CERN arasında hatırı sayılır derecede ilgi alanı örtüşmesi vardır. Bu yeni anlaşma, iki kuruluş arasındaki bilimsel ve eğitim programları gibi uzun dönemli planların stratejik koordinasyonunu sağlayacaktır.

Anlaşma, bir çok alanda en iyi uygulamaların paylaşılmasına olanak sağlıyor ve hizmetlerin, araç gereçlerin ve kaynakların paylaşılmasını teşvik ediyor.

Muhtemel kadro değişimi ile birlikte ortak seminerlerin ve çalıştayların organizasyonu, önerilen iş birliğinin bir başka alanı.

Belirli alanlardaki teknoloji iş birliği, astroparçacık fiziğiyle, parçacık fiziği hızlandırıcıları ve dedektörleri ile ilişkilidir. Diğer umut verici alanlar, opto-mekanik sistemleri, kontrol sistemleri, makine mühendisliği, kalite kontrolleri ve tahribatsız deney, radyasyon dayanıklılığı, elektronik üzerindeki radyasyon etkileri, ekipman güvenilirliği ve ulaşılabilirliği, optik kaplamalar ve optik yüzeylerin temizlenmesi için soğutma teknikleri ve hassas ölçümbilim alanlarıdır. Bilişim teknolojisi alanında bilgi ve en iyi uygulamaların değişimi de öngörülüyor.


Çevirme İşlemi: Seda Baştürk Kaynak: ESO

Beta Pictoris b

İlk defa, gökbilimciler güneş sistemi dışı bir gezegenin, yıldızının bir tarafından diğer tarafına geçişini direk olarak izleyebildiler. Gezegen şu ana kadar görülebilmiş en küçük yörüngeye sahip. Yıldızı ile arasındaki mesafe, Satürn’ün Güneş’e kadar olan mesafe kadar. Yıldızı Beta Pictoris (Beta Ressam) ise sadece 12 milyon yaşında, bu da gezegeninin birkaç milyon yıl içinde çok hızlı bir biçimde oluştuğunu gösteriyor. Bu tip sistemlerin de uyduğu bir teoriye göre uzmanlar, gazsal disk yapıların, içlerinde bulunan gezegenlerin tanımlanmasında önemli bir yere sahip olduğunu düşünüyor.

Gökbilimciler ilk defa bir dış gezegenin yıldızının etrafındaki dönüşünü direk olarak gözlemleyebildiler.

Telif Hakkı: ESO/A.-M. Lagrange

Beta Pictoris, Güneş’ten %75 daha fazla kütleye sahip. Dünya’dan da 60 ışık yılı uzaklıkta olan yıldız çevresinde toz diski olduğu bilinen en ünlü örneklerden biri. Diskte bulunan ufak bir bozuklukta ise kuyrukluyıldızlar var ve yıldıza doğru düşüyorlar.

“Bu tip dolaylı işaretler, bize orada büyük kütleli bir gezegenin olduğunu gösteriyor ve yeni gözlemlerimiz de bunu doğrular nitelikte.” diyor takım  lideri Anne-Marie Lagrange. “Yıldız çok genç olduğu için, dev gezegenin oluşma süresi sadece birkaç milyon yıl.”

Beta Pictoris b adı verilen gaz devi gezegen ilk defa 2003 yılında fark edildi ve ilk defa gezegenin 2008 yılında resmi çekildi.

Son zamanlardaki araştırmalar, genç yıldızların etrafındaki disklerin birkaç milyon yıl içinde yayıldığını gösteriyor. Bu da oluşacak olan dev gezegenlerin oluşum süresini oldukça kısalttığını gösteriyor.

“Gezegenin kısa periyodu (çünkü yörüngesi oldukça küçük) bize gezegenin yörüngesi 15 – 20 yıl içinde tam olarak belirlememize imkan tanıyacak. Bu da Beta Pictoris b hakkında daha çok bilgi toplanabileceğini gösteriyor.” diyor araştırmacı Mickael Bonnefoy.

Gezegen, kütle olarak Jüpiter’in yaklaşık 9 katı. Doğru kütlesi ve konumu, gözlemlenen bozukluğu açıklıyor. Olay, aynen Uranüs’ün yörüngesinden yola çıkılarak Neptün’ü keşfeden Adams ve Le Verrier’in izlediği yola benziyor. Bozukluktan yola çıkan araştırmacılar, bu bozulmayı yaratan bir gezegen olduğunu keşfettiler.

Sanatçının gözünden Beta Pictoris b.

Telif Hakkı: ESO/L. Calçada

“Dış gezegenlerin VLT (Very Large Telescope – Çok Büyük Teleskop) tarafından alınan son görüntülerinde bir çok gezegen çeşitliliği ön plana çıkıyor. Bunların arasında da Güneş Sistemi ile aynı yolla oluşan Beta Pictoris b çok önemli bir yere sahip.” diyor araştırmacı Gael Chauvin.

İlgili Bağlantılar:

  • Universe Today (2008’de ilk defa görüntülenen Beta Pictoris b hakkında bilgi)
  • ESO (European Southern Observatory – Avrupa Güney Gözlemevi) (Haber hakkında detaylı bilgi)

Kaynaklar :