gokyuzu.org

Kahverengi Cücenin Meşakkatli Keşfi

Bu illüstrasyon yeni keşfedilen kahverengi cüceyi göstermekte.

Uzak bir yıldız, ön planında bulunan bir kozmik nesnenin yarattığı kütleçekimsel alandan dolayı kütleçekimsel merceklemeye uğrayarak da gözlenebilir. NASA’nın Spitzer ve Swift uzay teleskopları işbirliği yapıp bu tarz mercekleme olaylarını yakalama  peşindeler ki yapılan gözlemler sonucunda  bir kahverengi cüce keşfedildi.

Kahverengi cücelerin yıldızlar ve gezegenler arasındaki kayıp halka olduğu düşünülüyor. Bazılarının kütlesi Jüpiter’in kütlesinin 80 katına ulaşabilse de, çekirdekleri yıldızlarınki gibi nükleer füzyon olaylarıyla enerji üretecek kadar sıcak ve yoğun değildir. Bilim insanları, kütlesi Güneş’e yakın olan yıldızların %1’inden azında, 3 ile 5 astronomi birimi (Dünya ile Güneş arası mesafe) arası mesafede bir kahverengi cücenin yörüngede dolaştığını keşfettiler. Bu olay “Kahverengi Cüce Sahrası” fenomeni olarak adlandırılır.

Yeni keşfedilen kahverengi cüce de bu fenomene dahil olabilir. Spitzer ve Swift teleskopları kütleçekimsel mercekleme gözlemini, yeryüzünde yapılan araştırmalardan sonra, OGLE’nin (Optical Gravitational Lensing Experiment) de katkısıyla gerçekleştirdi. Cüceye “OGLE-2015-BLG-1319” adı verildi.

Nasa’da görev alan Yossi Shvartzvald bu olayın ardından kahverengi cüceler hakkında “Kahverengi cücelerin yıldızların çevresinde nasıl oluştuklarını ve neden aralarında bu kadar uzaklık olduğunu anlamak istiyoruz,” açıklamasında bulundu.

Kütleçekimsel Mercekleme (Microlensing) Nedir?

Kütleçekimsel mercekleme olayında, gözlemci için bir nevi fener görevi görmesi için arka planda kaynak bir yıldız seçilir. Büyük kütleli bir cisim, kaynak yıldızın önünden geçtiği zaman yıldızın ışığını saptırır ve odaklar. Böylelikle gözlemciye ulaşan ışık daha da parlaklaşır. Geçen cismin kütlesine ve hizasına bağlı olarak yıldız binlerce kat daha parlak dahi görünebilir.

Kütleçekimsel mercekleme yöntemiyle gözlenen cismin özelliklerini daha iyi anlamak için birden fazla teleskopla farklı konumlardan gözlem yapılabilir. Bu işlemi birden fazla teleskopla yapmak, bilim insanlarının ıraklık açısından (paralaks açısı) faydalanmasıyla mümkün olabiliyor. Başparmağınızı burnunuzun önünde tutun, sırasıyla bir gözünüzü kapatarak parmağınıza bakın. Parmağınızın uzayda yer değiştirdiğini hissedeceksiniz. Tıpkı parmağınızda olduğu gibi, paralaks yöntemiyle farklı konumlardan teleskopla gözlediğiniz cisimler de farklı büyütme modelleri sergiler.

Iraklık açısı; bir kimsenin gözünden çıkan, biri yerkürenin merkezinde öbürü yeryüzünde bulunan iki doğrunun bir gökcisminin merkezinde birleşerek oluşturdukları açı.

Kahverengi cüceden kaynaklanan kütleçekimsel merceklemeyi gözlemlemek için iki uzay teleskobu ve bir gözlemevi ortak olarak çalıştı.

Bu konu hakkında Shvartzvald “Ne zaman birden fazla noktadan gözlem yapsanız, iki uzay teleskobunuzun olması bir cismin ne kadar uzak olduğunu görmek için bir çiftten fazla gözünüz olması gibi oluyor; cismin kütlesi ile uzaklığı arasındaki oranı hesaplamak için daha fazla veri elde ediyorsunuz.” diyor.

Uzay ve yeryüzü teleskoplarından elde edilen veriler birleştirildiğinde, yeni keşfedilen kahverengi cücenin kütlesinin Jüpiter’in 30-65 katı arasında olduğu düşünülüyor. Araştırmacılar ayrıca kahverengi cücenin, başka bir K cücesinin (Güneş’in yarı kütlesine sahip olan yıldızlar) yörüngesinde dolaştığını da buldular. Araştırmacılar cüce gezegen ve yörüngesinde dolandığı yıldız arasındaki uzaklık için iki ihtimal buldu: 0,25 astronomi birimi ve 45 astronomi birimi. Eğer uzaklık 0,25 astronomik birim ise bu durum kahverengi cüceyi “Kahverengi Cüce Sahrası” fenomenine dahil edecek.

Araştırmanın diğer ortağı Geoffrey Bryden, bu araştırmanın üzerine, “Gelecekte, bunun gibi farklı konumlardan daha fazla çoklu kütleçekimsel mercekleme olayını tespit etmek ve kahverengi cüceler ile gezegen sistemleri hakkında daha fazla bilgi edinmeyi umuyoruz,” diyor.

Kaynak: Phys.org

Çeviri: Deniz Gamze Sanal

Süper Ay’a Bakıyoruz!

68 yılın en büyük, en parlak dolunayını kaçırmak istemiyorsanız ve de bu dolunayı neyin bu kadar özel yaptığını öğrenmek isterseniz, etkinliğimize hepinizi bekleriz sevgili rengarenk bulutsular!

Etkinliğimiz saat 14.11.2016 tarihinde saat 20.00’de Fizik Bölümü çimlerinde başlayacaktır. Eğer ki hava kapalı olursa, yani Ay bize yüzünü göstermezse, bunun duyurusunu da üzülerek buradan yaparız sevgili uzaylılar.

Etkinlik bağlantısı: Facebook

Yazan: Çağrı Erciyes

N’oluyor bu Titan’da? Cassini, Titan’daki Metan Bulutlarının Evrelerini Açıklıyor.

Hızlandırılmış bir video, Titan’ın bulutlarının dinamiğini açıklayabilir mi?

Şekil 1: Cassini’nin  Titan’ın üzerinde çektiği metan bulutları.

Kaynak:  (NASA/JPL-Caltech/Space Science Institute)

Nasa’nın uzay aracı Cassini, Satürn’ün uydusu Titan’da  gezen metan bulutlarını görüntüledi.

Her 20 saniyede 1 adet görüntü alarak çekilen ve 11 saat süren bu video, Titan’daki metan bulutlarının  gelişme evrelerinin ardından gezegen büyüklüğündeki uyduda gezindiklerini ve ardından yok olduklarını bize gösterdi.

Videoda da görülen bu bulutların hızları  7 ile 10 m/sn arasında değişmekte.

Cassini’nin şimdiye kadar çektiği fotoğrafların büyük kısmı günler, hatta haftalar almıştı. Bunun yanında, bu video ise sadece 11 saatlik bir gözlem sonucu oluşturuldu.

Bu video, bilim insanlarına bulutların dinamiğini daha iyi inceleme ve gözlemleme imkanı veriyor.  Bu yeni gözlemler, Titan’ın değişim sezonunun daha bitmediğini gösteriyor.

Cassini, Titan’ı ve hava durumunu 2017’ye kadar gözlemlemeye devam edecek.

Kaynak: Astronomy.com

Çeviri: Ege Can Karanfil

Açılın, Mars’a Gidiyoruz! National Geographics’in Yeni Yapımı

National Geographic oldukça iddialı  bir çalışmaya daha imza atıyor!  Georgia Teknoloji Enstitüsü’nden Mae Jemison, Cosmos’un sunucusu Neil deGrasse Tyson ve tabii ki Space X’in kurucusu, paşaların paşası; Elon Musk‘ın da yer aldığı (tam liste için aşağıya bakınız) bu çalışma National Geographic’in yaptığı açıklamaya göre 14 Kasım Pazartesi günü saat 20:00’da National Geographic Channel‘da izleyicileri ile buluşacak!

Bu ay içerisinde, 171 ülkede tam 45 ayrı dilde yayınlanacak olan bu program, 6 bölümden oluşacak. Hem uzun metrajlı film hem de bir belgesel niteliği taşıyan bu televizyon serisi, türünün ilk örneği niteliğini de taşıyor.

Son yılların en çok konuşulan gezegenlerinden biri Mars. Bunun en büyük sebebi ise, Mars’ın  Dünya ile olan benzerliği ve uzun zamandır sorulan “Mars’ı kolonileştirebilir miyiz?” sorusu. İşte, National Geographic’in hazırladığı bu programda, gerçek bilgilerin verilmesinin yanı sıra,  2033 yılında Daedelus isimli uzay aracıyla gerçekleşecek kurgusal bir insanlı Mars kolonileştirme projesi hakkında sorular yanıtlanacak.

Yapımcıları arasında, 1995 yılında yayınlanan belgesel-film Apollo 13 filminin yönetmeni olan Ron Howard‘ın da bulunduğu televizyon programının her bir ayrıntısı adeta ilmek ilmek dokunarak hazırlandı.

Kostümler, ekipmanlar ve senaryo tamamen gerçekte olduğu (olacağı) gibi tasarlandı.

Bilimsel açıdan Mars’ın kolonileştirilmesi ile ilgili kafalarda soru işareti bırakmayacak bu program, 14 Kasım pazartesi akşamı izleyicileri ile buluşacak! Heyecanla bekliyoruz!

Bu televizyon serisinde röportaj yapılacakların listesi ise aşağıdaki gibi:

  • Charles Bolden, NASA başkanı; eski NASA astronotu
  • Peter Diamandis,  X Prize’ın kurucu ve genel müdürü; Planetary Resources’ın eş kurucusu ve başkanı
  • Neil deGrasse Tyson, Hayden Planetarium müdürü
  • David Dinges, Pennsylvania Üniversitesi’nde psikiyatri profesörü
  • Casey Dreier, The Planetary Society’de uzay politikaları yöneticisi
  • Ann Druyan, “COSMOS”un baş yönetmeni ve yazarı
  • Charles Elachi, NASA’nın Jet itiş Laboratuvarının emekli yöneticisi (JPL); Caltech’ten emekli profesör
  • Jim Green, NASA
  • John Grunsfeld, NASA  ortak yöneticisi, eski NASA astronotu
  • Jennifer Heldmann
  • Jedidah Isler, ödüllü astrofizikçi
  • Thomas Kalil
  • Roger Launius
  • John Logsdon,
  • James Lovell, emekli NASA astronotu; Apollo 13 komutanı
  • Elon Musk, SpaceX’in CEO’su; Tesla Motors’un CEO’su ;  SolarCity müdürü
  • Stephen Petranek, “How we’ll live in Mars”ın yazarı (Simon & Schuster, 2015)
  • Mary Roach,  “Packing for Mars”ın yazarı (W. W. Norton & Co., 2010)
  • Jennifer Trosper, Mars 2020 görev kordinatör, JPL
  • Andy Weir, “The Martian”yazarı (Crown, 2014)
  • Robert Zubrin, Mars Topluluğu başkanı; Pioneer Astronautics’ın başkanı

Detaylı bilgi ve bölüm bilgileri için : http://channel.nationalgeographic.com/mars/

Yazan: Ege Can Karanfil