gokyuzu.org

Planck, Avcı’da Yıldız Oluşum Bölgeleri Görüntüledi

Avcı Bulutsusu’nun, bir Avrupa Uzay Ajansı (European Space Agency) görevi olan Planck ile yeni görüntüleri alındı. NASA’nın da önemli katkılarıyla, uzun dalga boyunda alınan görüntüler Avcı Bulutsusu’nun büyük bir bölümünü ve yeni oluşmuş yıldızların bulunduğu yerdeki soğuk maddelerin bulanık bulutunu gösteriyor.

Avcı Takımyıdızı’nda etkin bir yıldız-oluşum bölgesi. (Resmi büyültmek için üzerine tıklayınız.) Telif Hakkı : ESA/LFI &HFI Şirketler Birliği

Planck görevinde gökyüzünün, ışığın gözlerimizle görebildiğimizden daha uzun dalgaboyundaki (kızılötesinden, daha uzun dalgaboyundaki mikrodalgalara kadar) görüntüleri alınıyor. Evrenin oluşumunu ve bundan sonraki durumunu anlamak için evrenin oluşum zamanından gelen ışığı topluyor. Bu süreçte, görev kapsamında yıldız-oluşumunun görünür ışıktaki görüntüsünü engelleyen soğuk gaz ve toz havuzlarından geçerek Samayolu Gökadamızın da verileri toplanıyor.

Yukarıdaki görüntüde, Samanyolu’nda yıldız oluşumlarının en etkin olduğu bölge görülüyor. Birçok kez görüntülenen Avcı Bulutsusu, merkezin biraz aşağısında parlak nokta olarak görünüyor. Merkezin sağındaki parlak bölge ise yüksek yaklaştırma gücünde bir atın başına benzeyen toz bulutuna sahip  At Başı Bulutsusu’nun etrafı.

NASA’nın Jet İtki Laboratuvarı’nda (Jet Propulsion Laboratory) Planck görevi için çalışan Charles Lawrence; “Planck tüm gökyüzünün haritasını çıkarıyor, bu yüzden Samanyolu’ndaki büyük bölgelerin görüntülerini yakalayabiliriz. Şu an yıldız-oluşum bölgelerinde en soğuk maddeleri görüyoruz.” diye belirtiyor.

Barnard İlmiği’nin (Barnard’s Loop) çok büyük kırmızı yayının oluşmasına, yaklaşık 2 milyon yıl önce bir yıldız oluşumu sırasında ortaya çıkmış büyük bir dalganın neden olduğu sanılıyor. Bu dalganın yarattığı balon ise bugün neredeyse 300 ışık yılı çapında.

Görüntüde solda, NASA’nın Spitzer Uzay Teleskopu ile görüntülenen yıldız-oluşum bölgesi, sağda ise Planck ile görüntülenen Avcı Bulutsusu’nun daha geniş bir bölümü kuşbakışı olarak görülüyor. Resmi büyültmek için üzerine tıklayınız.) Telif Hakkı :  ESA/NASA/JPL – Caltech

Görüntülerde, iki farklı tür ışınımdan yayılan ışık görülüyor. Düşük frekanslarda, Planck ilk olarak yeni oluşmuş sıcak yıldızlardan yayılan iyonlaşmış gaz salınımının haritasını çıkarır. Yüksek frekanslarda ise son derece soğuk tozlardan yayılan düşük  ısı haritasını çıkarır. Bu; çökme olayının son evrelerine yaklaşmakta olan, bulutların en soğuk çekirdeklerini ortaya çıkarabilir.

Planck, NASA’nın da önemli desteğiyle yürütülen bir Avrupa Uzay Ajansı görevidir. NASA’nın Planck Proje Ofisi, Jet İtki Laboratuvarı’nda (Jet Propulsion Laboratory – JPL) yer alır. JPL, Planck’in iki bilim aleti için teknolojik açıdan katkılarda bulunur. Planck verilerini değerlendirmek üzere Avrupalı, Kanadalı, Amerikalı ve NASA’nın Planck araştırmacıları birlikte çalışmaktadırlar.

İlgili Bağlantılar:

Kaynak: NASA

Takvimler ve Zaman Semineri

28 Nisan 2010 Çarşamba günü Fizik Bölümü 3. kat Cavid Erginsoy Seminer Salonu’nda Takvimler ve Zaman Semineri verilecektir. Seminer saati 18:00’dir. Semineri topluluk üyelerimizden Kahraman Barut verecek olup tüm gökbilim severleri 2. dönemin dokuzuncu seminerine bekliyoruz.

Güneş – 2012 Semineri

22 Nisan 2010 Perşembe günü Fizik Bölümü 3. kat Cavid Erginsoy Seminer Salonu’nda Güneş – 2012 Semineri verilecektir. Seminer saati 18:00’dir. Semineri topluluk üyelerimizden Nükleer Kedi verecek olup tüm gökbilim severleri 2. dönemin sekizinci seminerine bekliyoruz.

SDO’nun İlk Görüntüleri

Bugün (21 Nisan 2010) Washington DC’de düzenlenen basın açıklamasında araştırmacılar, NASA’nın Güneş Dinamikleri Gözlemevi’nden  (Solar Dynamics Observatory) alınan ilk görüntüleri yayınladı.

Araştırmacıların düşündüğünden daha iyi çalışan SDO, 11 Şubat 2010 tarihinde uzaya gönderilmişti. SDO, iki aydan beri yörüngesine oturmaya ve aletlerini aktif hale getirmeye çalışıyordu. SDO hazır olur olmaz, Güneş’i gözlemlemeye başladı ve aşağıdaki resim gibi bir sürü resim çekti.

30 Mart 2010’da bir Güneş ışıması.

Telif Hakkı: SDO / AIA

“Daha önceleri Güneş patlamaları görmüştük ama hiçbiri bunun gibi değildi.” diyor gözlemevinin Atmosferik Görüntü Düzenleyicisi (Atmospheric Imaging Assembly – AIA) cihazının baş araştırmacısı Alan Title. “Bazı meslektaşlarım sadece görüntüleri izleyerek yeni şeyler öğrendiklerini söyledi.”

SDO, NASA’nın ‘Bir Yıldızla Yaşam’ (Living with a Star – LWS) programının ilk göreviydi. Bu programın amacı, Güneş’i manyetik değişken bir yıldız gibi görüp Dünya üzerindeki yaşama etkisini ölçmekti. NASA’dan Lika Guhathakurta’nın yeni gözlemevi hakkında büyük düşünceleri var.

“SDO, bizim Güneş için Hubble’mız. Hubble Uzay Teleskopu’nun (Hubble Space Telescope) bize astronomiyi ve kozmolojiyi anlattığı gibi SDO da bize Güneş fiziğini anlatacak. Hiçbir Güneş teleskopu, SDO’nun bize verdiği üç boyutlu yüksek çözünürlüklü fotoğrafı veremez. Bunu bize verebiliyor çünkü Güneş’e göre sabit bir yörüngeye ve 4096 x 4096 piksellik CCDlere sahip.”

Uç morötesi dalgaboyunda SDO tarafından resmi alınmış Güneş. Renkler sıcaklığı gösteriyor. Kırmızı renk yaklaşık 60000 0C gösterirken mavi ve yeşil bölgeler ise yaklaşık 1000000 0C sıcaklıkta.

Telif Hakkı: SDO / AIA

SDO’nun en önemli özelliklerinden birisi de ‘büyük resim’ özelliği. SDO, hem Güneş’in belli bir bölgesini görebilme yeteneğine hem de Güneş’in tüm diskini, atmosferini, yüzeyini  ve hatta içini görüntüleyebilme yeteneğine sahip. Böylece araştırmacılar, bundan böyle Güneş’teki olaylar arası bağlantıyı rahatça kurabileceklerini düşünüyorlar.

Mesela 8 Nisan’daki Güneş patlaması.

8 Nisan 2010’da Güneş yüzeyinde bulunan ve küçülmeye başlayan  ‘Leke 1060’, B-3 sınıfı bir patlama yarattı. Şok dalgası, patlama yerinden Güneş’in yüzeyine doğru yayıldı. SDO’nun görüntüleri, dalga üzerlerinden geçerken Güneş yüzeyindeki yapıların ve manyetik alanların nasıl etkilendiğini gösteriyor. Bu olaydan yaklaşık 4 saat sonra ise patlama yerinden 200000 kilometre uzaklıkta bir noktada daha patlama meydana geliyor.

Title’a göre bu bir raslantı değil. “Dalga, Güneş yüzeyini süpürürken karşılaştığı manyetik alanları istikrarsızlaştırdı ve benim düşünceme göre manyetik alanı oluşturan yapılar da bundan etkilenerek patlama yarattı.”

Çok da önemli gibi görünmeyen B – sınıfı bir patlama daha Güneş yüzeyini tamamen katetmemişken büyük bir patlamaya neden oluyor. Eğer bunun nedeni tam olarak anlaşılabilirse uzay havası tahmini oldukça gelişecektir.

Şu ana kadarki tüm resimler uzay aracının Atmosferik Görüntü Düzenleyicisi’nden geldi. Uzay aracının diğer cihazları da oldukça iyi çalışıyor ve de onlar da şaşırtıcı sonuçlar gösterecekmiş gibi görünüyorlar.

“Aracın Heliosismik Manyetik Görüntüleyicisi (Helioseismic Magnetic Imager – HMI) de mükemmel biçimde çalışıyor. Çok iyi kalitede bilgiler almaya başladık. Şu anda ise bu bilgileri düzenliyoruz. Yakında Güneş’in iç bölgesinin haritasını oluşturacağız.” diyor cihazın araştırmacısı Phil Scherrer.

Heliosismik Manyetik Görüntüleyicisi, heliosismik denilen yeni bir teknikle Güneş’in içine bakmak için tasarlandı. Aynı jeolistlerin Dünya’nın çekirdiğini araştırırken sismik dalgaları kullanması gibi güneş fizikçileri de akustik dalgaları Güneş’in iç hareketleri için kullanacaklar.

“Aracın, Uç Morötesi Dalga Boyu Değişkenlik Cihazı (Extreme Ultraviolet Variability Experiment – EVE) adlı cihazı da çalışmaya başladı. ” diyor baş araştırmacı Tom Woods.

Cihaz, Güneş’in en değişken olduğu uç morötesi dalga boyunda çalışacak. Bu dalga boyunda, Güneş’in parlaklağı artabilir, Dünya’nın üst atmosferini ısıtabilir ayrıca uyduları da düşürebilir. Bu cihaz, bu beklenmedik gelişmeleri kaydediyor.

“Uç Morötesi Dalga Boyu Değişkenlik Cihazı şu ana kadar birkaç tane değişik Güneş patlaması tespit etti. Cihazdan gelen veriler bizi çok şaşırttı çünkü cihaza göre, patlamaların bizim düşündüğümüz gibi olmadığını gördük. Bu cihaz olmadan bunu anlayamazdık” diyor Woods. Woods, gelecekte takımı, gelen tüm bilgileri inceleyince konu hakkında daha fazla bilgi vermeyi düşünüyor.

Görevde yer alan tüm araştırmacılar, tüm bunların daha bir başlangıç olduğunu vurguluyor. Aracın bazı cihazlarının ayarı ise hala sürüyor. Mayıs ortalarında ise araçtan günlük resimlerin alınabilmesi bekleniyor.

Güneş yüzeyindeki manyetik alanlar. Resim 29 Mart 2010 tarihinde alındı. Beyaz ve siyah lekeler ters kutupları gösteriyor. Lekenin çekirdeği (beyaz) neredeyse Dünya büyüklüğünde.

Telif Hakkı: SDO / HMI

İlgili Bağlantılar:

Kaynak : Science@NASA

2010 Eta Kova (Aquarid) Göktaşı Yağmuru

Stellarium programıyla 06 Mayıs 2010 saat 04.30’da doğu ufku.

Eta Kova Göktaşı Yağmuru sırasında, Dünya, Halley Kuyrukluyıldızı’nın bıraktığı parçacıkların arasından geçer. Eta Kova Göktaşı Yağmuru, Halley Kuyrukluyıldızı’nın neden olduğu iki göktaşı yağmurundan birisidir. Diğeri de Avcı Göktaşı Yağmuru’dur. 21 Nisan – 12 Mayıs 2010 tarihlerinde etkin olması beklenen Eta Kova Göktaşı Yağmuru sırasında saatte 20 göktaşı görülebilecek. Göktaşı yağmurunun saçılma noktası ise Kova Takımyıldızı. En etkin günler ise 5 – 6 Mayıs. Fakat bu tarihlerde aynı bölgede bulunan sondördün evresindeki Ay gözlemcileri zorlayabilir. Ayrıca mayıs başlangıcında Kova Takımyıldızı civarında bulunan Güneş de gözlemcileri kısıtlayan etkenlerin arasında.

Güneş Sistemi Testinin Cevapları

Sorular sistem tarafından otomatik olarak rastgele sorulduğundan burada belirtilen sıra ile sorulan sıra aynı olmayabilir. Doğru cevap koyu olarak yazılan seçenektir.

  • Güneş Sistemindeki en büyük gezegen hangisidir?

    • Jüpiter – Güneş Sistemi’nin en büyük gezegenidir.
    • Satürn – Güneş Sistemi’nin en büyük ikinci gezegenidir.
    • Dünya – Güneş Sistemi’nin en büyük beşinci gezegenidir.
    • Mars – Güneş Sistemi’nin en büyük yedinci gezegenidir.
    • Uranüs – Güneş Sistemi’nin en büyük üçüncü gezegenidir.
  • Hangi gezegen kendi etrafında yörünge düzlemine dike yakın döner?

    • Satürn – Yörünge düzlemi ile 26.73o lik bir açı ile döner.
    • Venüs – Yörünge düzlemi ile 2.64o lik bir açı ile ters döner.
    • Neptün – Yörünge düzlemi ile 28.32o lik bir açı ile döner.
    • Uranüs – Yörünge düzlemi ile 82.23o lik bir açı ile ters döner.
    • Mars – Yörünge düzlemi ile 25.19o lik bir açı ile döner.
  • Hangi gezegenin uydusu yoktur?

    • Mars – Phobos ve Deimos adında iki tane uydusu vardır.
    • Venüs – Uydusu yoktur.
    • Jüpiter – 63 tane uydusu vardır.
    • Satürn – 47 tane uydusu vardır.
    • Dünya – Ay adında bir tane uydusu vardır.
  • Hangi gezegenin etrafında halka yoktur?

    • Uranüs – Halkası vardır.
    • Satürn – Halkası vardır.
    • Jüpiter – Halkası vardır.
    • Mars – Halkası yoktur.
    • Neptün – Halkası vardır.
  • Hangisi Güneş Sistemi dışındadır?

    • Halley Kuyrukluyıldızı -Tüm kuyrukluyıldızlar Güneş Sistemi içinde yer alır.
    • Sedna – Tüm Neptün ötesi cisim sınıfına dahil edilen cisimler Güneş Sistemi içinde yer alır.
    • Ülker – Boğa Takımyıldızında yer alan Ülker Açık Yıldız Kümesi Güneş Sistemi dışında yer alır.
    • Eris  – Tüm Neptün ötesi cisim sınıfına dahil edilen cisimler Güneş Sistemi içinde yer alır.
    • Phobos  – Mars’ın uydusu olan cisimler Güneş Sistemi’ne dahildir.
  • Hangi gezegen katı yüzeye sahiptir?

    • Mars – Katı yüzeye sahiptir.
    • Jüpiter – Katı yüzeyi yoktur.
    • Satürn – Katı yüzeyi yoktur.
    • Uranüs – Katı yüzeyi yoktur.
    • Neptün – Katı yüzeyi yoktur.
  • Hangisi Jüpiter’in uydusu değildir?

    • Io – Jüpiter’in uydularından birisidir.
    • Ganymede – Jüpiter’in uydularından birisidir.
    • Deimos – Mars’ın uydularından birisidir.
    • Europa – Jüpiter’in uydularından birisidir.
    • Callisto – Jüpiter’in uydularından birisidir.
  • Güneş Sistemi’nde Güneş’e en uzak gezegen hangisidir?

    • Plüton – Artık gezegen statüsünde değildir.
    • Jüpiter – Güneş Sistemi’nin en uzak dördüncü gezegendir.
    • Neptün – Güneş Sistemi’nin en uzak gezegendir.
    • Uranüs – Güneş Sistemi’nin en uzak ikinci gezegendir.
    • Satürn – Güneş Sistemi’nin en uzak üçüncü gezegendir.
  • Hangi gezegen demir ve karbondioksit yönünden zengindir?

    • Merkür – Demir ve karbondioksit yönünden zengin değildir.
    • Satürn – Demir ve karbondioksit yönünden zengin değildir.
    • Venüs – Demir ve karbondioksit yönünden zengin değildir.
    • Neptün – Demir ve karbondioksit yönünden zengin değildir.
    • Mars – Demir ve karbondioksit yönünden zengindir.

Plüton’un Koyu Sarımtırak Lekeleri

Plüton Güneş Sistemi’nin sonunda yer alan cüce bir gezegen. O kadar uzakta ki Hubble Uzay Teleskopu (Hubble Space Telescope) bile onu görüntülemekte zorlanıyor. Hubble’dan alınan bulanık görüntülere rağmen hala Plüton çok ilgi çekiyor.
Southwest Araştırma Enstitüsü’nden (Southwest Research Institute) Marc Buie liderliğindeki araştırma ekibi, Hubble’ın şu ana çektiği en iyi fotoğraflarını yayınladı.

Plüton’un en iyi fotoğrafları.

Telif Hakkı: NASA/ESA/SWRI

Alınan bilgi, koyu sarımtırak renkli buz dünyanın büyük aktivite içinde olduğunu ortaya koyuyor. Buie, Hubble Uzay Teleskopu’nun 1994 ve 2003 yıllarında çektiği Plüton fotoğraflarını karşılaştırarak zamanla Plüton’daki kuzey yarımkürenin parladığını ve güney yarımkürenin de sönükleştiğini gösteriyor. Yeryüzünde bulunan gözlemler de Plüton atmosferinin aynı zaman zarfında kütlece iki katına çıktığını belirtiyor. Ama hiç kimse bu sarımtırak renkli lekelerin neden oluştuğunu anlayamıyor.

Cüce gezegen sorumlusu Mike Brown şöyle diyor: “Gerçekten şaşırtıcı. Şu anda bu konuda sadece tahminde bulunabiliriz. Bu görüntüler şu ana kadar aldığımız en iyi görüntüler olmasına rağmen maalesef tüm sorularımıza cevap veremiyor.”

Plüton’un atmosferine ne oluyor?

Araştırmacıların düşündüğüne göre, Plüton’un atmosferi donup yere yapışabiliyor. (Eğer Dünya’da bu olay gerçekleşseydi 9 metrelik bir tabaka oluşurdu.) Plüton’da bu olay gerçekleşirken tüm atmosferi sadece donmuş metandan ve nitrojenden oluşuyor.

“1980’lerin ortasından,  Plüton’un kuzey yarımküresi 100 yıl boyunca Güneş’ten uzak kalmıştı. Bu da maddelerin donmasını sağlamış. Ama şimdi kuzey yarımküre Güneş ışığını almaya başladı. Hubble’ın aldığı görüntülere göre de gittikçe daha da parlaklaşmaya başladı.”

Sanatçının gözünden Plüton.

Telif Hakkı: ESO/L. Calçada

Plüton’un fazlaca acayiplik değerine (1) göre, atmosferi de değişiyor olabilir. 1980’lerin sonlarına doğru, Plüton, Güneş’e en yakın konumdaydı (yaklaşık 4 milyar kilometre) ve ısınmaya başladı. Şu anda Plüton’un sıcaklığının -231oC olduğu düşünülüyor. Bu sıcaklıkta yüzeyde biriken donmuş gazların süblimleşmesi için yeterli.

Brown’un konu hakkındaki görüşü şöyle: “Plüton, hayatımızda görebileceğimiz en iyi atmosfere sahip şu anda.”

Koyu sarımtırak lekelerin sırrı ne?

Araştırmacılar, bu lekelerin ilkel organik maddelerden oluştuğunu düşünüyor.

“Plüton’da metan olduğunu biliyoruz. Ve olayın şöyle olduğunu düşüyoruz. Metan Güneş ışığına maruz kaldığı zaman kimyasal bileşenlerine yani hidrokarbonlarına ayrılıyor. Milyonlarca yıl boyunca, bu olay yüzeyde bu lekelerin oluşmasını sağladı. Bu lekeler de koyu renkli olduklarından daha fazla ışık emdi ve metanın ayrışması olayını hızlandırarak büyüdü.

“Şimdi Plüton tekrar Güneş’ten uzaklaşmaya başladı. Tekrar soğuyacak ve atmosferi donacak. Aslında bu olayın şu anda başlamış olması gerekiyordu ama görünüşe göre daha başlamadı. Bu da olayın esrarengizliğini arttırıyor.”

NASA’nın New Horizons Uzay Aracı, Plüton’u araştırmak için yolda. Araç, Dünya’da atıldığı 2006 Ocak’tan beri yolda ve Plüton’a ulaşması 2015 Temmuz’unda olacak. Bu olayın atmosferinin tamamen donmadan gerçekleşmesi bekleniyor.

“New Horizons Uzay Aracı, Plüton’un tüm aydınlık yüzeyini haritalandırması bekleniyor. Ve Plüton’a yakın geçişlerinde çok detaylı çekimler yapabilecek. Hatta neredeyse 50 – 100 metre öteden çekilmiş gibi.”

“Bu da bizim merak ettiğimiz konularda daha fazla araştırma yapmamızı sağlayacak. Mesela, Hubble’dan gelen görüntülere göre Plüton’un ekvatoru yakınlarında parlak bir leke var. Bu lekenin hemen sol tarafında ise koyu sarımtırak lekeler var. Bu tezatlığın nedenini araştırmak istiyoruz. Bu araştırma, Plüton’un bize gösterebileceği özellikleri gözler önüne serecektir.”

“Hepimiz biliyoruz ki Plüton’da bizi bekleyen bir sürü sürpriz var.”

Notlar:

  1. Acayipliklik değeri, bir elipsin baskınlığını gösteren değerdir. Bu değer ne kadar büyük olursa elips de o kadar bir taraftan basık olur. Çemberin acaypilik değeri ise 0’dır.

İlgili Bağlantılar:

Kaynak : Science@NASA

2010 Çalgı (Lyrid) Göktaşı Yağmuru

Stellarium programıyla 21 Nisan 2010 saat 23.30’da kuzeydoğu ufku.

21 ve 22 Nisan gecesinde Lir (Lyrid) Göktaşı Yağmuru’na hazırlıklı olun.  16 Nisan’da başlaması beklenen ve saçılma noktası Çalgı Takımyıldızı’nın alfa yıldızı, Vega olan göktaşı yağmurunun bu yıl, saatte beklenen göktaşı sayısı ise 18. Ama aynı gece ilk dördün evresinde olacak olan Ay bu sayıyı daha da düşürebilir. Bu yağmurun nedeni ise Thatcher Kuyrukluyıldızı. Her yıl nisan sonu gibi kuyrukluyıldızın bıraktığı tozların arasından geçen Dünya’ya bu toz parçaları saniyede 45 km hızla düşer. Düşerken de atmosferin sürtünme kuvveti ile yeryüzüne ulaşamadan yanan göktaşlarının istikameti Çalgı Takımyıldızı olunca bu göktaşına Lyridler denmiş. Göktaşı yağmurunun bitiş tarihi ise 25 Nisan.

Güneş Işıması Kategorileri

Güneş ışımaları (ya da patlamaları), dalgaboyları 1 ile 8 Angstrom (A) (10-10 m) x-ışını parlaklarına göre üç sınıfa ayrılır:

X-sınıfı ışımalar: Bu kategorideki ışımalar çok büyüktür. En şiddetli ışımalardır. Tüm Dünya’da radyo kesintilerine ve uzun süren manyetik fırtınalara neden olabilirler. Dünya’nın çevresindeki uydulara da zarar verebilirler.

M-sınıfı ışımalar: Orta-şiddetteki ışımalar. Radyoda ufak çaplı kesintiler olabilir.

C-sınıfı ışımalar: Dünya’da etkileri çok az fark edilen ışımalardır.

B-sınıfı ışımalar: Etkileri Dünya’dan farkedilmeyen ışımlardır.

Tüm bu ışımalar da kendi arasında 9 sınıfa ayrılır. X1, X2 ya da M1, M9 diye. M9, M kategorisi içindeki en şiddetli patlamalar olup M1 ise M kategorisi içindeki etkileri en az hissedilen patlamalardır. 1989 yılından beri ölçülebilmiş en şiddetli patlama 14 Temmuz 2000 tarihinde meydana gelmiş ve Voyager I ve Voyager II tarafından gözlenmiş X6 sınıfındaki patlamadır. Bu olaya ‘Bastille Day Event’ adı verilmiştir.

KategoriX-ışını Akısı – I (W/m2)
BI < 10-6
C10-6 < I <10-5
M10-5 < I <10-4
XI > 10-4

İlgili Bağlantılar: Bastile Day Event

Kaynak: Space Weather