gokyuzu.org

3 Mart 2007 Ay Tutulmasının Ardından

3 Mart 2007 sabahı topluluğumuz üyeleri için tam bir hayal kırıklığıydı. Haftalardır açık olan hava tam ay tutulması günü kapanmıştı. Fakat korkulan olmadı ve kristal berraklığında bir hava eşliğinde tutulmayı beklemeye başladık. Tam tutulma esnasında biraz bulut olsa da keyifli bir geceydi.

BM Asteroidlerle Savaşacak

Apophis adlı asteroid, 13 Nisan 2036’da Dünya’nın çok yakınından geçecek ve yeryüzüne çarpma olasılığı bulunuyor
Astronomlar ve kozmonotlar, dünyanın asteroidlerden korunması görevini, Birleşmiş Milletler’in üstlenmesi için bir karar tasarısı hazırlamayı planlıyor.

Birleşmiş Milletler, savaşlar, kuraklık, kıtlık ve hastalıklara karşı mücadele veriyor. Ancak uluslararası örgütün yakında çok farklı ve alışılmadık bir görevi daha olabilir. Dünyayı, yeryüzüne çarpabilecek asteroidlerden korumak.

 

Eski astronot ve kozmonotlardan oluşan bir grup, en az bir asteroidin dünyaya doğru ilerlemekte olduğuna ve 2036’da yeryüzüne çarpması ihtimali bulunduğuna dikkat çekiyor; şimdiden, bu ve diğer asteriodlerdan korunmak için stratejilerin geliştirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Uzay Kaşifleri Derneği üyeleri de, önümüzdeki iki yılda, yetkililer, diplomatlar, astronomlarla ve mühendislerin katılacağı bir seri toplantı organize edecek. Amaç bu toplantılardan, sözkonusu asteriod tehlikesine karşı önlem alacak bir karar tasarısı hazırlamak. Hazırlanacak tasarı 2009 yılında onaylanmak üzere BM’ye sunulacak.

ABD Kongresi de Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA’dan, dünyayı tehdit edecek asteroidları yakından takip etmesini istedi. NASA, halihazırda dünyaya çarpabilecek 127 asteriodi izliyor.

Apophis adlı asteriod, 13 Nisan 2036’da dünyanın çok yakınından geçecek. Sözkonusu asteroidin dünyaya çarpması riskinin 45 binde bir olduğunu belirten astronomlara göre, böyle bir durumda İngiltere büyüklüğünde bir alan, dünya haritasından silinebilir.

Kaynak: NTVMSNBC 

Özel Görelilik Teoremi

Bilindiği gibi Einstein’ın görelilik(izafiyet) teoremi ışık hızının evrende hiçbir şekilde aşılamayacağını söyler. Bu nedenle yakın yıldızları bile görme umutlarımız büyük engellerle karşılaşıyor demektir. Bize en yakın yıldızın yaklaşık 4 ışık yılı uzaklıkta olduğunu biliyoruz. Işık hızında hareket eden bir araca sahip olsak bile böyle bir yıldızın yakınına gidip gelmemiz 8 yıl kadar sürecektir. Halihazırdaki teknolojinin bu yüksek hıza ulaşma konusunda çok yetersiz olduğunu düşünürsek evrendeki komşumuza yapabileceğimiz bir ziyaret için bile uzun yıllara ihtiyacımız var demektir.

    Einstein’ın teoremine rağmen, bir çok kişi ışık hızının aşılabileceğini düşünmekte ve bunun üzerinde çalışmalar yapmaktadır. Üstelik bugüne kadar bir şeylerin ışıktan hızlı gittiği bazı olaylar öne sürülmüş ve bunlar fiziksel olarak deneylerle de saptanmıştır.  Ancak bu deneylerdeki detaylı analizler sonunda bunların hiçbirisinin görelilik kuramına aykırı olmadığı ve olamayacağı saptanmış.

    Işık hızının geçilemezliğini şu şekilde gösterebiliriz: Bir uzay gemisiyle uzak yıldızlardan birine bir sehayat planladığımızı varsayalım. Gemimizin hızının ışık hızını geçip geçemeyeceğini  merak ediyoruz elbette. Buradaki olay, duran bir cismi hızlandırıp ışık hızını geçirmeye çalışmaktır. Uzay gemimizn motoru itme sağlarken aslında araca enerji kazandırmaktadır. Hareketten kaynaklanan bu enerjiye kinetik enerji diyoruz. Einstein’ın ünlü enerji-kütle bağıntısı yasasını gözönünde bulunduracak olursak (E=m*c2) enerjisi, yani hızı artan cismin kütlesinde de bir artış meydana gelecektir. Formüldeki “c” ışık hızı her zaman sabit olduğu için enerjinin artmasına karşılık kütlenin de artması zorunluluğu bulunduğu gayet açık görülmektedir. Fakat formülde, ışık hızının büyüklük bakımından enerji ve kütleye göre çok daha fazla baskın olması, düşük hızlarda çok büyük bir değişiklik gözlenmediği anlamına gelir. Bu durumda, kütledeki artış düşük hızlarda (relativistik olmayan hızlarda) ihmal edilebilir. Fakat ışık hızına yakın hızlarda (relativistik hızlarda) kütledeki artış ihmal edilemeyecek ölçüde belirginleşir. Öyle ki, ışık hızına ulaştığımızda maddenin enerjisi ve dolayısıyla kütlesi sonsuz olur. Görebildiğimiz evdende bile bütün bildiğimiz enerjilerin sonlu miktarda olduğunu düşünürsek, sonsuz miktarda enerjiden bahsetmek imkansızdır. Dolayısıyla Einstein’ın ünlü formülüne göre her şey ışık hızından yavaş hareket etmek zorundadır. Bir cismin durma konumunda başlayıp ışık hızına eşit ya da daha fazla hıza ulaşma imkanı yoktur. 

    Einstein’ın teoremi karşılaşacağımız her duruma açıklık getiremiyor ne yazık ki. Burada dikkat edilmesi gereken şey cisimlerin durağan bir halden başlayıp kademeli olarak hızlanması. Kademeli hızlanma halinde ışık hızına ulaşmak imkansız. Fakat Kademesiz olarak, yani ani bir hızlanmayla ışık hızının üzerine çıkılıp çıkılamayacağı hala bir tartışma konusu. Teorik olarak hesaplanmış fakat varlığı deneysel olarak ispatlanamamış yüksek enerjili egzotik parçacıklardan biri olan takyonların hızının ışık hızından büyük olması gerektiği öne sürülmüş. Eğer bu deneysel olarak da ispatlanırsa anlık hız artışıyla ışık hızının geçilebileceği ispatlanmış olur. Fakat henüz böyle bir ispat yok.

    Einstein’ın bu gibi durunları açıklamak için kullandırı bir başka düşüncesi nedensellik ilkesi olarak bilinmektedir. Nedensellik ilkesi ile ilgili detayları önümüzdeki yazılarda açıklamaya çalışacağız.

Kaynak: Turgut, Sadi; ODTÜ Fizik Bölümü. Bilim ve Teknik Dergisi

http://www.biltek.tubitak.gov.tr

Tam Ay Tutulması

3 Mart Cumartesi gecesi Tam Ay Tutulması gerçekleşti. Saat 23.30 başlayan parçalı tutulmanın ardından tam tutulma 00.44’te başlayıp 01.58 de sona eredi.

Toplam 1 saat 14 dakika boyunca süren olan bu gök olayında ayın rengi beyazdan kızıl (bakır) rengine döndü. Tam Ay tutulması ülkemizin her yerinden çıplak gözle izlenebildi.

Ülkemizden izlenebilecek bir sonraki Tam Ay tutulması ise 15 Haziran 2011 de gerçekleşecek.

Ege Semalarındaki Parlak Cisim

1 Şubat akşamı saat 17.30 sıralarında Ege Bölgesi’ndeki bir çok yerleşim yerinden gökte büyük bir gürültü ile birlikte ışıklar saçarak düşen bir şey görüldüğüne dair ihbarlar geldi.  İlk ihbar, Dalaman semalarında seyreden küçük bir özel uçaktan geldi. Avusturya uçağının pilotu Dalaman Havalimanı Kulesi’ne, uçağının üzerinden bir alev topu geçtiğini ihbar etti. Arkasından jandarmaya da peşpeşe ihbarlar yağmaya başladı. İhbarlar bu cismin güllük körfezi yakınlarında büyük bir gürültü ile düştüğünü işaret ediyor. Uzmanlar bu cismin büyük bir göktaşı olabileceğini ve atmosfere girişinin ardından yanarak bitmiş ve belki yere bile düşmemiş olabileceğini söylüyor.

McNaught (C/2006 P1) Kuyrukluyıldızı

1997 yılında gökyüzünü ziyaret eden Hale-Bopp kuyrukluyıldızından sonra 2007’nin ilk günlerinde McNaught kuyrukluyıldızı gökyüzünde parlaklığını arttırmaya başladı. Son 10 yılın en parlak kuyruklu yıldızı olan McNaught 7-12 Ocak 2007 tarihleri arasında güneş battıktan hemen sonra batı ufkunda ufka çok yakın bir konumda görüldü.

Aşağıdaki fotoğraf 10 Ocak 2007 Çarşamba günü topluluk üyelerimizden Alp Akoğlu tarafından Ankara Elmadağ’da çekilmiştir

İzafiyet Teorisi Pulsarlarda Sınanıyor

Bilim adamları, Einstein’ın İzafiyet (görecelik) Teorisi’ni iki ölü yıldız üzerinde deniyor. Çiftli halde bulunan nötron yıldızları gözlemleyen araştırmacılar, bir yıldızın diğer yıldız üzerinde yarattığı etkiyi ve uzay-zaman eğrisindeki davranışlarını İzafiyet Teorisi’ne veri olarak kullanıyor. Bilim ekibi, gözlemlerin Eintein’ın teorisiyle yüzde 0.05 hata payıyla örtüştüğünü vurguluyor.

Araştırma ekibinden Manchester Üniversitesi Jodrell Bank Gözlemevi uzmanı Michael Kramer, çiftli pulsar sistemin bazı kozmolojik (Kozmoloji:”Evren Bilim”) teorileri sınamak için uygun bir deney nesnesi olduğunu belirtiyor. Einstein’ın İzafiyet Teorisi, kütle ve kütleçekimin uzay-zamanın bir getirisi olduğunu, maddelerin fiziksel 3 boyut kadar aynı zamanda 4’üncü bir zaman boyutunda varlık bulduklarını savunuyor. Zaman boyutu sayesinde aynı nesne, kendisine izafi hale gelebiliyor.

ÇİFTLİ-PULSAR SİSTEMİ

Kramer ve ekibi, 2.000 ışık yılı uzaklıktaki çiftli pulsar sistemi 3 yıl önce keşfetti, sistem iki dev yıldızın nötronlaşmış kalıntılarından oluşuyor. Nötron çekirdekleri birbirlerinin etrafından 2.4 saatte bir tur atıyor, nötron çekirdekleri saatte 1 milyon km’den daha yüksek bir hızla dönüyor. İki nötron yıldızı her gün birbirlerine 7 mm yaklaşıyor. Hızlı dönüşleri esnasında nötronlar Güneş’ten daha ağır hale geliyor; uzmanlar yıldızların her birinin ‘bir kent büyüklüğünde’ olduğunu tahmin ediyor. Bu uzay için oldukça yoğun bir ebat.

KÜTLEÇEKİM VE RADYO DALGALARI

Nötronların açığa çıkardığı radyo dalgaları Dünya’ya kadar ulaşıyor. Bilim insanları, nötronların çıkardığı radyo dalgalarını bir saatin tik-tak’larına benzetiyor. Dünya’ya ulaşan radyo dalgalarını inceleyen uzmanlar, bir nötronun çıkardığı radyo dalgasının eş-yıldızın uzay-zaman bükümünden nasıl etkilendiğini, ne gibi değişimlere uğradığını anlamaya çalışıyor.

Araştırma ekibinden ABD’nin West Virginia Üniversitesi uzmanı Duncan Lorimer BBC’ye yaptığı açıklamada, nötronların yörüngelerinin birbirine teğet olduğunu belirterek “Bir nötrondan gelen radyo sinyalinin diğerinin uzay-zaman bükümünde nasıl bir gecikmeye uğradığın ölçebiliyoruz” dedi. Gözlemlere göre, bir radyo sinyalinin diğer nötronun uzay-zaman bükümünde uğradığı gecimke saniyenin 90 milyon’da biri kadar, artı/eski 0.0005, diğer bir deyişle yüzde 0.05 kadar.

EİNSTEİN’IN RESMİ, KUANTUMUN DETAYLARI BİRLEŞMELİ
Bir pulsar diğerinin kütleçekiminin arkasında kaldığında, arkadakinin radyo sinyali yavaşlıyor. Einstein’ın teorisine göre, çiftli pulsar sistemler uzay-zamanda kütleçekimsel dalga veya titreşim olarak tanımlanabilecek hareketler yaratıyor. Bu hareketler evrende ışık hızıyla yayılıyor. Nötronlar her bir dalga gönderiminde güç yitiriyor ve sonuçta birbirlerine giderek yaklaşıyorlar. 

Bilim dünyası Einstein’ın teorilerini genel hatlarıyla kabul ederken, evrenin büyük resmi ile Kuantum fiziğinin atom-altı parçacıkların dünyasını örtüştürmeye çabalıyor. Bilim ekibinin başkanı Kramer, İzafiyet Teorisi’nin öne sürdüğü ilkelerin kara delikler üzerinde de sınanması gerektiğini vurguluyor.

Kaynak: BBC , NTVMSNBC

Meteoru Bulana 50.000 Dolar

Apophis meteoru, 2029’da Dünya’nın yakınından geçecek, ancak gerçekten bir tehlike yaratıp yaratmayacağı şimdilik bilinmiyor. Gezegenler ve Güneş Sistemi araştırmaları konusunda dünyanın en saygın kuruluşlarından Planetary Society, açtığı yarışmada Apophis meteorunun rotasını en doğru hesaplayan kişiye büyük ödül olarak 50.000 dolar verecek. NASA ve Avrupa Uzay Dairesi ESA da yarışmaya destek veriyor.

Apophis’in, 2029’da Dünya’ya ne kadar yaklaşacağının şimdiden tahmin edilmesi güç, meteorun ayrıca Dünya yörüngesindeki Uluslararası Uzay İstasyonu başta olmak üzere diğer uydulara da çarpma ihtimali düşük, ancak bilim insanları düşük de görünse her türlü ihtimali hesaplamak zorunda. Planetary Society adına BBC’ye bir demeç veren Bruce Betts, bir meteorun Dünya’ya çarpmasının düşük bir ihtimal olduğunu, ancak çarpması halinde yaratacağı etkinin büyüklüğü nedeniyle bu konunun her zaman gündemde kaldığını vurguladı. 

‘YA OLURSA’ İHTİMALİNE 50.000 DOLAR
Betts, yer teleskoplarının Apophis’in Dünya’ya çarpma ihtimalini ‘neredeyse sıfır’ olarak gösterdiğini, “Ancak Planetary Society olarak işi sağlama almak istediklerini” ifade etti. Betts yarışmanın amatör astronomi meraklıları arasında ilgi yaratacağını belirterek, “Meteorun rotasının bulunması birçok yöntem var, ancak yarışma sayesinde yeni yöntemler dahi keşfedilmesini umuyoruz” diye konuştu. Yarışma yoluyla ayrıca uzay konularına ilginin artırılması hedefleniyor.

The Planetary Society’nin düzenlediği yarışmaya NASA, Avrupa Uzay Dairesi ESA, Uzay Kaşifleri Birliği (Association of Space Explorers), ABD Uzay Havacılık Estitüsü (American Institute of Aeronautics and Astronautics) ve Üniversitelerarası Uzay Araştırmaları Birliği (Universities Space Research Association) de destek veriyor. Aday projeler bu kurumlar tarafından değerlendirilecek.

Kaynak: NTVMSNBC 

42 metrelik teleskop

Güney Avrupa Gözlemevi Yönetimi, aşırı büyük bir teleskopun yapımı için çalışma başlattığını açıkladı. Bu çalışmanın tek başına 57 milyon avro olacağı ve teleskopun inşaasına 3 yıl içinde başlayabileceğini açıkladı. Eğer herşey yolunda giderse ELT (Extremely Large Telescope) 42 metrelik çapıyla dünyanın en büyük teleskopu olacak. ELT’nin toplam maliyetinin 800 milyon avro olması bekleniyor.