gokyuzu.org

Türk Bilim İnsanları İlk Kez Bir Ötegezegen Keşfetti!

Ankara ve Ege Üniversitesi’nden dört bilim insanı Rus ve Japon bilim insanlarıyla ortak yürüttükleri 10 yıllık bir çalışmanın sonunda, 212 ışık yılı uzaklıkta Jüpiter’in 1.5 katı  çapa sahip olan bir ötegezegen keşfettiklerini duyurdular. Bu keşif, Türk bilim tarihinde  keşfedilen ilk ötegezegen oldu.  Ankara Üniversitesi’nden Mesut Yılmaz’ın baş yazar olduğu makalede, Ege Üniversitesi Uzay Bilimleri Bölümünden Varol Keskin, Ankara Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümünden Selim Osman Selam ve doktora öğrencisi İbrahim Özavcı da bulunuyor.

TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi’nde yer alan 1.5 metre çaplı Rus-Türk teleskobu ile Japonya Okayama Gözlemevi’nde bulunan bir teleskop kullanıldı. TÜBİTAK tarafından desteklenen bu çalışmada yapılan analizlerin sonucunda gözlenen bu yıldızın hareketindeki değişimi incelediklerinde, kaynağın Jüpiter’e çok benzeyen bir gezegen olduğu ortaya çıktı. Jüpiter’den 1.5 kat daha büyük boyutlara sahip olan bu gezegen, yıldızı etrafındaki turunu neredeyse 365 günlük bir sürede  tamamlıyor. Yıldızına olan uzaklığı ise 1 astronomik birim( Dünya ile Güneş arasındaki uzaklığa verilen isim, 149,5 milyon km).

Mesut Yılmaz, 212 ışık yılı uzaklıkta bulunan  bu gezegene “Türk” ismini koymak istediklerini, bununla ilgili bir oylama yapabileceklerini belirtti. “Bildiğim kadarıyla Japonya, ABD, Fransa ve Kanada, keşfettikleri ilk gezegene bir isim verdiler. Bizde de neden olmasın? “Benim “Türk”, “Türk1” ve “Atatürk” isimleri aklımda geçti.” ifadelerini kullandı.

Kaynak:

1- http://aa.com.tr/tr/vg/video-galeri/turk-bilim-insanlari-ilk-kez-bir-gezegen-kesfetti

2-  http://www.ntv.com.tr/teknoloji/turk-bilim-insanlari-ilk-kez-bir-gezegen-kesfetti,OESjCo-Jr0S8Cx2Epp0qEQ

Yazan: İlkcan Erdem

Broadway Abi

Renault R9 1.4 Spring…  Her ne kadar kelimelere dökülemeyecek kadar derin bir anlamı olsa da, Amatör Astronomi Topluluğu’nun gayriresmi arazi aracı. Topluluğun yeni kanlarından biri olan ben, yaratıcılık ve üreticiliğin beden bulmuş hali ve insanlık tarihine en aydınlık günlerini yaşatacak insanlardan, sayısız anılara ev sahipliği yapmış “Spring”in sahibi Alpcan ile dün tanışma şansı yakaladım. 10.12.2016 tarihinde, topluluk hakkında hayati manevraların tartışıldığı aristokrat bir toplantı yapıldı.

Bu toplantı sırasında, önce derinlerden gelen bir Spring sesi, ardından da onu gördüm. Karanlıklar içinden çıkıp gelmişti. Çağrı Erciyes’in, “gelecek vadeden iki üyenin tanışması” adındaki küçük bir etkinlikle, beni o kahraman ile tanıştırması aslında sadece bir başlangıçtı.

Ondan ilk ricam oldukça büyüktü. Efsanevi aracın direksiyon koltuğuna oturmak, o an aklıma gelen en uçuk istekti ama söylemiştim bir kere. Hiç beklemediğim şekilde yanıtlandı bu arzum. Heyecanlı bir freshman görmüş, idealist bir bireydi o. Kabul etmişti isteğimi. Ardından, dakikalar içerisinde koltuğundaydım. Evet! Spring’in koltuğundaydım. Marşa basma teklifi vermiştim adeta hadsiz bir şekilde. O da kabul edildi ve elim anahtara gitti. Hiç teklemeden çalışmıştı Spring. Adeta, “daha çok nesil bununla TUG’a gidecek” diyordu. Çok etkilenmiştim. Hatta, büyülenmiştim. Gecenin geri kalanında yaşayacaklarım anlamını yitirmişti. Hatta hayatımda yaşamak istediğim mutlulukların hepsini orada tek celsede yaşamıştım.

Geri döndüğümüzde, toplantıya bir şenlik havası hakimdi. Benim de onların unutulmaz anılarının bir parçası olmam topluluktaki her bireyi etkilemişti. Artık yeni nesillere de bu hikayeleri aktaracak biri vardı. Kısacası, o an topluluktaki tek mutlu kişi ben değildim.

Topluluğun “Millennium Falcon”u hakkındaki hikayelerin geri kalanını, topluluğun farklı farklı bireylerinden dinledim toplantının devamında. Millennium Falcon hakkındaki hikayelere ilişik olarak ise, toplantının ortalarında tanıştığım Han Solo hakkındaki hikayeler de benimle paylaşıldı.

Hikayelerin ardından, Çağrı Erciyes tarafından benim hakkımda kısa bir özet Han Solo’ya verilmiş olacak ki, Han Solo bana asla reddedemeyeceğim son derece idealist ve profesyonel bir teklif ile geldi. Gözlerinde “senin teknik bilgin ve benim teknik bilgim birleştiğinde, bir süpernova yaratacağız” yazıyordu adeta. Çok etkilendim teklifinden ve bir gün sonrası için daha profesyonel bir toplantı planladık.

Gecenin son demlerine geldiğimizde, azmin ve tatlı bir rekabetin söz konusu olduğu, “en hızlı içecek tüketme” yarışması, öncelikle topluluk başkanı ve yönetim kurulu üyeleri tarafından yeni kanlara gösterildi. Ardından ise biz yeni kanlar bu eğitim doğrultusunda benzer bir yarışmayı aramızda yaptık.

Gece bitip ardıma baktığımda; mutluluk, gelecek nesillere ilk günkü heyecanımı koruyarak anlatacağım anılar  ve Han Solo’ile aramızdaki unutulmaz benzerliğin bana yaşattığı şaşkınlığı görüyordum.

Yazan: Ege Can Karanfil