gokyuzu.org

Dünya Uzay Haftası 4 -10 Ekim

4 – 10 ekim tarihleri arasında kutlanan ve uluslararası bir etkinlik olan Dünya Uzay Haftası, 1999 yılında Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilmiştir. 4 ve 10 ekim tarihlerinde olmasının nedeni var. Dünya Uzay Haftası, insanlığın uzaya doğru açılmasında dönüm noktaları olan iki önemli olaya işaret etmektedir.

  • 4 Ekim 1957 – Dünya’nın ilk yapay uydusu SPUTNIK-1’in uzaya fırlatılması ve böylece uzay keşif yollarının açılması,
  • 10 Ekim 1967 – Kısa adı ile ‘Uzay Antlaşmas’ olarak bilinen ‘Ay ve Gök Cisimleri Dahil Uzayın Keşfi ve Kullanımı için Devletlerin Faaliyetlerini Düzenleyen İlkeler Antlaşması’nın yürürlüğe girmesi.

Bu nedenle her yıl 4 – 10 Ekim tarihleri arası Dünya çapında Dünya Uzay Haftası olarak kutlanır. Birleşmiş Milletler’in (BM) finanse ettiği ve tüm Dünya’dan uzaya ilgisi olan insanların gönüllü olarak katıldığı bu organizasyon, milyonlarca insanı ‘uzay’ teması altında birleştiriyor.

Türkiye de Dünya Uzay Haftası’nı kutlayan ülkeler arasında. Dünya’da her yıl 50’den fazla ülkede coşkuyla kutlanan Dünya Uzay Haftası, bu yıl da Türksat AŞ’nin koordinatörlüğünde ülkemizde organize edilecek. Türksat AŞ, Dünya Uzay Haftası kapsamında kamu kurumlarını, sanayi kuruluşlarını, sivil toplum örgütlerini, eğitimcileri ve bireyleri uzay çatısı altında bir araya getirmeyi ve ülkemizde uzay bilincinin geliştirilmesini desteklemeyi hedefliyor.

Dünya Uzay Haftası’nın Hedefleri:

  • İnsanlığı uzayın faydaları hakkında bilgilendirmek,
  • Uzayın sürdürülebilir ekonomik kalkınmada kullanımını teşvik etmek,
  • Uzay programlarına toplum desteğini göstermek,
  • Çocukları yeni şeyler öğrenmeleri ve kendi geleceklerini şekillendirmeleri heyecanlandırmak,
  • Uzay çalışmaları içinde yer alan enstitüleri canlandırmak,
  • Uzayın keşfi ve uzay eğitimi alanlarında uluslarası işbirliklerini canlandırmaktır.

Ülkemiz Dünya Uzay Haftası boyunca en çok etkinlik düzenleyen ülkelerin başında gelmektedir. Yaklaşık 90 merkezde, Türksat AŞ koordinatörlüğünde çeşitli etkinlikler ile kutlanacak. 2009 yılı etkinliklerinin ana teması ise ‘2023 (Cumhuriyet’in 100. yılı) Cacabey Uzay İstasyonu’ olacak. Başlıca etkinlikler ise şöyle:

  • Resim yarışmaları,
  • Kompozisyon yarışmaları,
  • Maket yarışmaları,
  • Uzay için eğitim konferansları,
  • Planetaryum (Yıldızevi) gösterileri,
  • Gece gözlemleri,
  • Fotoğraf sergisi,
  • Sosyal sorumluluk projeleri,  
  • Uzay temalı Karagöz ve Hacivat gösterisi,
  • Dünya Uzay Haftası yürüyüşü
  • Dünya Uzay Haftası futbol turnuvası.

Expedition-21 Fırlatıldı

Expediation-21 ekibi Çarşamba günü Kazakistan’daki Baykonur Uzay Üssü’nden Soyuz uzay aracıyla fırlatıldı. Uzay aracı kalkıştan 10 dakika sonra yörüngeye oturdu ve Güneş panellerini konuşlandırdı.
  Sample Image  
Soyuz TMA-16 uzay aracı Çarşamba günü Byakonur Uzay Merkezi’nden başarıyla fırlatıldı. Telif Hakkı: NASA/Bill Ingalls
Uluslararası uzay İstasyonu’na yapılan seferde Soyuz aracıyla birlikte havacılık uzay mühendisi Jeffrey N. Williamsve havacılık mühendisi Maxim Suraev 6 aylık bir görev için UUİ’de görev yapacaklar. Ekipte bir de uzay turisti yer alıyor. Guy Laliberté  10 gün boyunca uzayda kalmak için yaklaşık 35 milyon Amerikan Doları ödedi. 

Harika İkili

Dün akşam gökyüzünü seyredenler muhteşem bir görüntüyle karşılaştı. Jüpiter ve Ay bir aradaydılar. Bu ikili o kadar güzeldi ki sadece biz değil heykeldeki insanlar bile onları izliyorlardı.
  Sample Image
Fotoğraf: M. Raşid Tuğral Canon EOS 400D ISO400 F/5.6
Bu yakınlaşma Jüpiter ve Ay için bir önem taşımıyor çünkü bu ikili aslında birbirinden yaklaşık 600 milyon km uzaklıkta fakat gökyüzünde bize görünür olarak birbirlerine yaklaşmış gibi görünüyorlar. Bu muhteşem gök olayını kaçırdınız mı? Üzülmeyin bir sonraki yakınlaşma 26 Ekim’de.

Yalancı Fecir

Işık kirliliğinden uzak karanlık bir yerde gözlem yapma imkanınız varsa şimdi Burçlar Işığı’nı görmenin tam vakti.
  Sample Image 
Burçlar Işığı ve Venüs
Fotoğraf: M. Raşid Tuğral (ODTÜ-AAT)
Yalancı Fecir olarak da bilinen Burçlar Işığı ilkbaharda hava karardıktan hemen sonra batıda ve sonbaharda hava aydınlanmaya başlamadan hemen önce doğuda tutulum çemberi üzerinde görülüyor. Çok karanlık bir yerde tutulum çemberinin tamamında beliren ışık genelde ufka yakın koni şeklinde kendini belli ediyor. Burçlarışığının oluşumuna neden olan şey ise gezegenler arası toz parçacıkları. Bu toz parçacıkları Güneş ışığını uygun açıda aldıklarında ışığı bize karşı yansıtıyorlar ve böyle bir görüntünün oluşmasına sebep oluyorlar.

Hoşgeldin Discovery

Discovery Uzay Mekiği 14 günlük görevinin ardından bugün TSİ 03:53’te Edwards Hava Kuvvetleri Üssü’ne yumuşak bir iniş yaptı.
  Discovery Uzay Mekiği
Fotoğraf: NASA TV
Görevi sırasınca Discovery yaklaşık 7.6 milyon km katetti ve uzay mekiği Uluslararası Uzay İstasyonu (UUİ)’na erzak ve araştırma faaliyetler için gerekli olan bir kısım mühimmatları sevketti.

UFO mu Hayal Gücü mü?

İngiltere Savunma Bakanlığı, 1981 ve 1996 yılları arasını kapsayan yüzlerce UFO haberini detayları ile incelediği 4000 sayfalık bir rapor yayınladı. UFO uzmanı David Clarke, bilim adamları ve olaya kuşku ile yaklaşanlar gibi hiç şaşırmamış durumda; çünkü görünmüş tüm UFO’ların betimlemeleri bilim kurgu filmlerindeki ve televizyon programlarındaki UFO’lar ile çok yakın benzerlikler göstermekte.  

 Kurtuluş Günü adlı filmden alınmış bir kare. Telif Hakkı: 20th Century Fox
1996 yılında insanların gördüklerini iddia ettiği 609 UFO’nun betimlemesi ile 1995 yılında yayınlanan ‘X Dosyaları’ (X files) dizisi ve aynı yıl sinemada gösterime girmiş ve uzaylıları konu alan ‘Kurtuluş Günü’ (Independence Day) gibi filmlerdeki 117 UFO görüntüsü karşılaştırılmıştır. Uzman David Clarke’a göre açık bir şekilde sinema filmleri ve televizyon programları halkın UFO beklentilerini ve olayın enteresanlığını arttırıyor ve aynı zamanda insanların UFO’lara nasıl inandığını gösteriyor. Raporda UFO gördüğünü iddia eden polis memurlarının, savaş uçağı pilotlarının ve hatta küçük çocuklarının betimlemelerine dahi yer verildi. Sonuç olarak, tüm tasvirlerin %90’nın parlak yıldızlar ve gezegenler, kayan göktaşları, yapay uydular ve bazı havadan yapılan reklam amaçlı nesneler olduğu anlaşıldı. %10’luk kısım ise açıklanmayan nesneler olarak listelenmiş durumda, bunun sebebi de anlatıcının verdiği eksik bilgi.   Kaynak: Universe Today

Kepler’in Başarısı

NASA’nın yeni Güneş Sistemi dışı gezegen avcısı Kepler Uzay Teleskopu, artık olağanüstü özelliklerini kullanmaya başladı. Science dergisinde yayınlanacak makaleye göre, Kepler Uzay Teleskopu, iyi bilinen bir gaz devinin atmosferini saptayabildi.
Washington’da bulunan NASA merkezindeki Astrofizik dalı başkanı Jon Morse bu gidişattan çok menmun: “İlk 10 günde alınan bilgilerle, bu gezegenin atmosferini saptamak daha sadece başlangıç. Gezegen avı başladı!.” 6 Mart 2009’da, Florida’daki Cape Canaveral Hava Kuvvetleri Üssü’nden fırlatılan Kepler Uzay Teleskopu, gelecek 3.5 yılı Dünya büyüklüğündeki ve ‘Goldilocks Bölgesi’ (Goldilocks Zone) olarak adlandırılan sıvı suyun bulunma olasılığının yüksek olduğu yerlerdeki gezegenleri arayarak geçirecek. Bunu da periyodik olarak yıldızın parlaklığındaki azalmaya göre bulacak.    Atmosferi tespit edilen gezegen HAT-P-7. Çevresinde döndüğü yıldız Dünya’dan bin ışık yılı uzakta ve gezegenin yıldızı etrafındaki periyodu 2.2 gün. Gezegenin yıldızına yakınlığı da Dünya’nın Güneş’e yakınlığının 26’da biri. Bu da onu ‘Sıcak Jüpiter’ tanımına sokuyor.   HAT-P-7 gezegeni, Kepler Uzay Teleskopu uzaya gönderilmeden önce bilindiği için Kepler Uzay Teleskopu buralarda araştırmalar yaptı. Teleskopun ölçtüğü değerlerin kesinliği araştırmacılara, gezegenin değişik evrelerdeki ışık azalmasını ve artmasını kesin olarak gösterdi. Aynı zamanda teleskop, gezegenin yıldızın arkasına geçtiği zaman ışığının tamamen kesilmesini de tespit etti. Bu kesilmeye ‘örtülme’ (occultation) adı veriliyor. Kepler Uzay Teleskopu gönderilen eşi görülmemiş detaydaki bilgileri iletti.  Işık eğrisindeki örtülmeden, dalga boyundan ve şeklinden gezegenin yaklaşık 2400oC ‘deki atmosferi belirlendi. Örtülme sırasındaki zamanın yıldızın önünden geçerkenki zamanın karşılaştırılmasıyla gezegenin çembersel yörüngesi olduğu da keşfedildi.   Kaynak: Science@NASA

Kuyruklu Yıldızlar

Kuyruklu yıldızlar, buz, toz ve gazdan oluşmuş gökcisimleridir.

Kuyruklu Yıldızların Genel Özellikleri:

  • Aynı Güneş Sistemi’ndeki gezegenler gibi belli bir yörüngesi olup belirli bir periyotla bu yörüngede dönerler.  
  • Kuyruklarının uzunluğu 1 AB ile 10 milyon kilometrenin birkaç katı arasında değişir.
  • Güneş Sistemi’nin oluşumu sırasında meydana gelmişlerdir.
  • Kuyruklu yıldızlar, Güneş’ten uzak iken çok az ışık yansıtan gökcisimleridir. Ancak Güneş’e yaklaştıkça ısınmaya, parlamaya ve genişlemeye başlar. Günberideyken yani Güneş’e en yakın konumlarındayken en parlak konumlarına ulaşırlar.

Kuyruklu Yıldızların Yapısı: Tipik bir kuyruklu yıldız, saç (koma), çekirdek (nüve), hidrojen zarfı ve 2 tane kuyruğa sahiptir.

  • Çekirdek (Nüve):  Kuyruklu yıldızın tek katı bölgesidir. Buz, toz ve donmuş gazdan oluşmuştur. Kirli bir kartopunu andırır. Genellikle çapı 1 km ile 20 km arasında değişir. Ama çapı 100 km ile 300 km arasında değişen kuruklu yıldızlar da vardır. Kuyruklu yıldız Güneş’e yaklaştıkça (yaklaşık bir AB) çekirdekte bulunan donmuş su ve gazlar süblimleşir ve saç kısmı oluşur. 
  • Saç (Koma): Çekirdeği saran toz ve gaz bulutudur. Büyüklüğü onbin kilometre ile birmilyon kilometre arasında değişebilir. Saç için kuyruklu yıldızın atmosferi denebilir. Güneş’e yaklaştıkça saç daha büyük bir hale gelir.  
  • Hidrojen Zarfı: Güneş’ten gelen morötesi ışınların saçtaki gazlara etkisi ile kimyasal tepkimeler  sonucu ortaya çıkan iyon bulutlarıdır. Ortaya çıkan iyonlar morötesi spektrumda görülebilir. Bu nedenle atmosferimiz morötesi ışınları soğurduğundan Dünya’dan gözlemlenemez. Ancak SOHO gibi uzay araçları ile tespit edilirler. Büyüklükleri 10 milyon ile 100 milyon km arasında değişir.

Hidrojen zarfı. (Telif Hakkı: SOHO/SWAN (ESA & NASA) & J.T.T. Mdkinen et al.)

  • Kuyruklar: Kuyruklu yıldızlar iyon ve toz kuyruğu olmak üzere iki adet kuyruk taşırlar. Güneş’e yaklaştıkça daha görünür olurlar.
  1. İyon Kuyruğu: Güneş rüzgarlarının etkisi ile oluşur. Güneş rüzgarları kuyruklu yıldızın saçındaki gaz iyonlarına çarparak geri iter. Bu da iyon kuyruğunun oluşumuna sebep olur. İyon kuyruğu her zaman Güneş’e bakar ve yüzlerce milyon kilometre uzunluğunda olabilir. Florasan etkisi ile kendi ışığını yayar. 
  2. Toz Kuyruğu: Oluşumunun ana sebebi Güneş ışığının sıcaklığıdır. Donmuş su ve gazlar eriyince ortaya çıkan mikroskobik gazlar Güneş ışığının ya da radyasyonunun basıncı ile geri itilir ve kuyruk oluşturur. Kuyruklu yıldızın kendi yörüngesindeki dönüşü nedeniyle toz kuyruğu eğilir. Uzunluğu 10 milyon kilometreyi aşar.   

    Kuyruklu yıldızın yapısı. (Telif Hakkı: 2005 (c) Pearson Prentice Hall, Inc.)   Kuyruklu Yıldızın Kuyrukları. (Fotoğraf: Rob JONES)

Kuyruklu yıldızların Kökeni: Kökenlerinin Oort Bulutu’nun ve Kuiper Kuşağı olduğu düşünülmektedir. 

  • Oort Bulutu: Bu görüş Hollandalı gökbilimci Jan Hendric Oort tarafından  ileri sürülmüştür. Jan Hendric Oort, yörüngesi iyi bilinen uzun periyotlu 20 kadar kuyruklu yıldızı incelemiş ve hepsinin belli bir yerde (Güneş’ten uzaklığı 10 bin ile 100 bin AB) kesişim yaptığını farketmiştir. Bu kuyruklu yıldızların Güneş Sistemi’nden çıkmadıklarını ancak iç Güneş Sistemi’nde de dolanım yapmadıklarını görmüştür. Oort Bulutu’nun Güneş Sistemi’nin oluşması sırasında dışarı itilen uzay döküntülerinden oluştuğu düşünülmektedir. Buradan kuyruklu yıldızların ya bir yıldız sisteminin gelgit etkisi ile ya da Samanyolu’nun yarattığı gelgit etkisiyle geldikleri düşünülüyor. Periyotları 200 ile birmilyon yıl arasında değişmekteyken yörüngeleri de dış merkezlidir. 
  • Kuiper Kuşağı: Neptün’ün yörüngesinden sonra gelen bölgedir. Gezegenimsiler, buzlu cisimler ve uzay taşları barındırır. Buradakikuyruklu yıldızların da gaz devlerinin yani Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün’ün çekim gücü ile geldiği düşünülüyor. Periyotları 200 yıldan az ve düzensiz olup yörüngeleri Oort Bulutu’ndan gelen kuyruklu yıldızlara göre daha çemberseldir. 

Kuyruklu Yıldızların Ömrü: Kuyruklu yıldızlar ya bir Güneş Sistemi cismiyle çarpışarak ya uzaya fırlayarak ya da yanarak ölürler. Çok azı ise 4.5 milyon yıllık yaşamlarına devam ederler. Çarpışıp yokolan kuyruklu yıldızlara en iyi örnek şüphesiz 1994 yılında meydana gelen Shoemaker – Levy 9 KY (SL9) ile Jüpiter’in çarpışmasıdır. Çarpışmadan önce kuyruklu yıldız bir çok parçaya ayrılmıştır.   

(Solda) Shoemaker – Levy 9 Kuyruklu Yıldızı’nı Jüpiter’e yaklaşması. Telif Hakkı: NASA – ESA

(Sağda) Çarpışmadan sonra Jüpiter’deki oluşan iz. Telif Hakkı: NASA – ESA

(Altta) Kuyruklu yıldızın 21 parçası. Telif Hakkı: Hubble / NASA  

                                         

Göktaşı Yağmurları: Yılın belli zamanlarında oluşan göktaşı yağmurlarının sebebi kuyruklu yıldızlardır. Kuyruklu yıldız ilerlerken arkasında bir takım tozlar bırakır. Dünya ile bu döküntüler kesiştiği zaman günler süren göktaşı yağmuları oluşur. Dikkatli incelenirse göktaşlarının belli bir noktadan geldiğini görülür. Bu noktaya saçılım noktası denir. Bu yağmurlar saçılım noktasının bulunduğu takımyıldıza göre isimlendirilir. 

Kuyruklu Yıldız Araştırmaları: 1970 yılları astronomi için parlak bir dönem olmasına rağmen (ki bu yıllarda Apollo görevi ile Ay’a gidilmiş gaz devlerine araçlar gönderilmişti) kuyruklu yıldızlar hakkında çok fazla bilgi olmaması araştırmacıları bilgi toplamak amacıyla uzay araçlarına çevirdi. Çünkü kuyruklu yıldız Dünya’ya yakınken kuyruk ve saç kısmı oluştuğu için, uzaktayken de çok küçük göründüğü için gözlenlenemiyordu. Yörüngesinin ve periyodunun uygun olması nedeniyle Halley Kuyruklu Yıldız seçildi. Halley Kuyruklu Yıldızı’na 7 tane araç gönderildi. En başarılısı kuyruklu yıldıza en fazla yaklaşan Giotto Uzay Aracı oldu.  

Kuyruklu Yıldız Gözlemi: Işık kirliliğinin olmadığı bir alanda gökyüzüne dikkatli bakılırsa gökyüzünde yükselen bir ışık sütunu görülebilir. Bu ışık, kuyruklu yıldızların bıraktığı tozların Güneş ışığını yansıtmasıyla ortaya çıkar. (Samanyolu diski ile karıştırılmamalıdır.) Zodyak yani Burçlar Kuşağı’nn etrafında daha parlaktır. Bir kuyruklu yıldız keşfedilmek isteniyorsa bakılması gereken yer Burçlar Kuşağı’dır. Kuyruklu yıldızları daha parlak görmek için ise Güneş battıktan birkaç saat sonra batıya ya da Güneş doğmadan birkaç saat önce doğuya bakılmalıdır.

Burçlar Kuşağı ve Samanyolu Diski. (Fotoğraf: Daniel LOPEZ, Telde Gözlemevi, IAC)

Önemli Bazı Kuyruklu Yıldızlar: 

  • Halley Kuyruklu Yıldızı (1P/Halley): Edmond Halley’in 1705 yılında Newton’un hareket kanunlarını kullanarak 1758’de geçeceğini tahmin ettiği kuyruklu yıldız. Tahminin doğru çıkması üzerine o sırada ölmüş olan Halley’in adı kuyrukluyıldıza verildi. Halley’in ortalama periyodu 76 yıldır fakat Güneş’e yaklaştıkça kütle kaybetmesi ve başka gezegenlerin kütle çekim alanına girmesinden dolayı  bu periyod kesin olarak tahmin edilememektedir. En son 1910 ve 1986 yılında geçtiği bilinen kuyrukluyıldızın bir dahaki ziyaretinin 2062 nin başında olacağı düşünülüyor. Halleyin ölçüleri 16x8x8km dir.
  • Hyakutake Kuyruklu Yıldızı (C1996/B2): 30 ocak 1996’da Yuji Hyakutake’nin basit dürbünler sayesinde keşfettiği kuyrukluyıldız. Astronomlar  Hyakutakede Kuyruklu Yıldızı’nda diğer kuyrukluyıldızların aksine büyük miktarlarda etan ve metan gözlemlediler.
  • McNaught Kuyruklu Yıldızı (C2006/P1): 2007 yılının ocak ayında gözlemlenen kuyruklu yıldız astronomlar tarafından son 10, 20, 30 ve hatta 40 yılın en parlak kuyrukluyıldızı olarak nitelendirildi. Bu ünvanı kendisine kazandıran ise Dünya’dan bakıldığında Güneş’e çok yakın olmasına karşın görülebilmesiydi.
  • Encke Kuyruklu Yıldızı (2P/Encke): Şu ana keşfedilen en ufak periyotlu kuyruklu yıldız. Periyodu 3 yıldır. Çekirdeği 4.8 km çapındadır.
  • Biele Kuyruklu Yıldızı (3D/Biele): 1772 yılında keşfedilen bu kuyrukluyıldız sonraki Dünya ziyaretinde 2 parçaya ayrılmış olarak görüldü. 1852 yılında ise iki parçanın birbirinden yaklaşık 2.5 milyon kilometre uzakta olduğu görülmüştür.

Kuyruklu yıldızlar, Messier Kataloğu’nun hazırlanmasında çok önemli rol üstlenmişlerdir.

Kaynaklar:

  • Astronomy: The Solar System and Beyond / Michael A. Seeds.
  • Comet Science: The Study of Remmants from the Birth of the Solar System 
  • Stars and Planets / Ian Ridpath

Hazırlayan: Sinan CATE

Düzenleyen: Mehmet Kemal ARDOĞA

Kuyruklu Yıldızlar

Kuyruklu yıldızlar, buz, toz ve gazdan oluşmuş gökcisimleridir.

Kuyruklu Yıldızların Genel Özellikleri:

  • Aynı Güneş Sistemi’ndeki gezegenler gibi belli bir yörüngesi olup belirli bir periyotla bu yörüngede dönerler.  
  • Kuyruklarının uzunluğu 1 AB ile 10 milyon kilometrenin birkaç katı arasında değişir.
  • Güneş Sistemi’nin oluşumu sırasında meydana gelmişlerdir.
  • Kuyruklu yıldızlar, Güneş’ten uzak iken çok az ışık yansıtan gökcisimleridir. Ancak Güneş’e yaklaştıkça ısınmaya, parlamaya ve genişlemeye başlar. Günberideyken yani Güneş’e en yakın konumlarındayken en parlak konumlarına ulaşırlar.

Kuyruklu Yıldızların Yapısı: Tipik bir kuyruklu yıldız, saç (koma), çekirdek (nüve), hidrojen zarfı ve 2 tane kuyruğa sahiptir.

  • Çekirdek (Nüve):  Kuyruklu yıldızın tek katı bölgesidir. Buz, toz ve donmuş gazdan oluşmuştur. Kirli bir kartopunu andırır. Genellikle çapı 1 km ile 20 km arasında değişir. Ama çapı 100 km ile 300 km arasında değişen kuruklu yıldızlar da vardır. Kuyruklu yıldız Güneş’e yaklaştıkça (yaklaşık bir AB) çekirdekte bulunan donmuş su ve gazlar süblimleşir ve saç kısmı oluşur. 
  • Saç (Koma): Çekirdeği saran toz ve gaz bulutudur. Büyüklüğü onbin kilometre ile birmilyon kilometre arasında değişebilir. Saç için kuyruklu yıldızın atmosferi denebilir. Güneş’e yaklaştıkça saç daha büyük bir hale gelir.  
  • Hidrojen Zarfı: Güneş’ten gelen morötesi ışınların saçtaki gazlara etkisi ile kimyasal tepkimeler  sonucu ortaya çıkan iyon bulutlarıdır. Ortaya çıkan iyonlar morötesi spektrumda görülebilir. Bu nedenle atmosferimiz morötesi ışınları soğurduğundan Dünya’dan gözlemlenemez. Ancak SOHO gibi uzay araçları ile tespit edilirler. Büyüklükleri 10 milyon ile 100 milyon km arasında değişir.

Hidrojen zarfı. (Telif Hakkı: SOHO/SWAN (ESA & NASA) & J.T.T. Mdkinen et al.)

  • Kuyruklar: Kuyruklu yıldızlar iyon ve toz kuyruğu olmak üzere iki adet kuyruk taşırlar. Güneş’e yaklaştıkça daha görünür olurlar.
  1. İyon Kuyruğu: Güneş rüzgarlarının etkisi ile oluşur. Güneş rüzgarları kuyruklu yıldızın saçındaki gaz iyonlarına çarparak geri iter. Bu da iyon kuyruğunun oluşumuna sebep olur. İyon kuyruğu her zaman Güneş’e bakar ve yüzlerce milyon kilometre uzunluğunda olabilir. Florasan etkisi ile kendi ışığını yayar. 
  2. Toz Kuyruğu: Oluşumunun ana sebebi Güneş ışığının sıcaklığıdır. Donmuş su ve gazlar eriyince ortaya çıkan mikroskobik gazlar Güneş ışığının ya da radyasyonunun basıncı ile geri itilir ve kuyruk oluşturur. Kuyruklu yıldızın kendi yörüngesindeki dönüşü nedeniyle toz kuyruğu eğilir. Uzunluğu 10 milyon kilometreyi aşar.   

    Kuyruklu yıldızın yapısı. (Telif Hakkı: 2005 (c) Pearson Prentice Hall, Inc.)   Kuyruklu Yıldızın Kuyrukları. (Fotoğraf: Rob JONES)

Kuyruklu yıldızların Kökeni: Kökenlerinin Oort Bulutu’nun ve Kuiper Kuşağı olduğu düşünülmektedir. 

  • Oort Bulutu: Bu görüş Hollandalı gökbilimci Jan Hendric Oort tarafından  ileri sürülmüştür. Jan Hendric Oort, yörüngesi iyi bilinen uzun periyotlu 20 kadar kuyruklu yıldızı incelemiş ve hepsinin belli bir yerde (Güneş’ten uzaklığı 10 bin ile 100 bin AB) kesişim yaptığını farketmiştir. Bu kuyruklu yıldızların Güneş Sistemi’nden çıkmadıklarını ancak iç Güneş Sistemi’nde de dolanım yapmadıklarını görmüştür. Oort Bulutu’nun Güneş Sistemi’nin oluşması sırasında dışarı itilen uzay döküntülerinden oluştuğu düşünülmektedir. Buradan kuyruklu yıldızların ya bir yıldız sisteminin gelgit etkisi ile ya da Samanyolu’nun yarattığı gelgit etkisiyle geldikleri düşünülüyor. Periyotları 200 ile birmilyon yıl arasında değişmekteyken yörüngeleri de dış merkezlidir. 
  • Kuiper Kuşağı: Neptün’ün yörüngesinden sonra gelen bölgedir. Gezegenimsiler, buzlu cisimler ve uzay taşları barındırır. Buradakikuyruklu yıldızların da gaz devlerinin yani Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün’ün çekim gücü ile geldiği düşünülüyor. Periyotları 200 yıldan az ve düzensiz olup yörüngeleri Oort Bulutu’ndan gelen kuyruklu yıldızlara göre daha çemberseldir. 

Kuyruklu Yıldızların Ömrü: Kuyruklu yıldızlar ya bir Güneş Sistemi cismiyle çarpışarak ya uzaya fırlayarak ya da yanarak ölürler. Çok azı ise 4.5 milyon yıllık yaşamlarına devam ederler. Çarpışıp yokolan kuyruklu yıldızlara en iyi örnek şüphesiz 1994 yılında meydana gelen Shoemaker – Levy 9 KY (SL9) ile Jüpiter’in çarpışmasıdır. Çarpışmadan önce kuyruklu yıldız bir çok parçaya ayrılmıştır.   

(Solda) Shoemaker – Levy 9 Kuyruklu Yıldızı’nı Jüpiter’e yaklaşması. Telif Hakkı: NASA – ESA

(Sağda) Çarpışmadan sonra Jüpiter’deki oluşan iz. Telif Hakkı: NASA – ESA

(Altta) Kuyruklu yıldızın 21 parçası. Telif Hakkı: Hubble / NASA  

                                         

Göktaşı Yağmurları: Yılın belli zamanlarında oluşan göktaşı yağmurlarının sebebi kuyruklu yıldızlardır. Kuyruklu yıldız ilerlerken arkasında bir takım tozlar bırakır. Dünya ile bu döküntüler kesiştiği zaman günler süren göktaşı yağmuları oluşur. Dikkatli incelenirse göktaşlarının belli bir noktadan geldiğini görülür. Bu noktaya saçılım noktası denir. Bu yağmurlar saçılım noktasının bulunduğu takımyıldıza göre isimlendirilir. 

Kuyruklu Yıldız Araştırmaları: 1970 yılları astronomi için parlak bir dönem olmasına rağmen (ki bu yıllarda Apollo görevi ile Ay’a gidilmiş gaz devlerine araçlar gönderilmişti) kuyruklu yıldızlar hakkında çok fazla bilgi olmaması araştırmacıları bilgi toplamak amacıyla uzay araçlarına çevirdi. Çünkü kuyruklu yıldız Dünya’ya yakınken kuyruk ve saç kısmı oluştuğu için, uzaktayken de çok küçük göründüğü için gözlenlenemiyordu. Yörüngesinin ve periyodunun uygun olması nedeniyle Halley Kuyruklu Yıldız seçildi. Halley Kuyruklu Yıldızı’na 7 tane araç gönderildi. En başarılısı kuyruklu yıldıza en fazla yaklaşan Giotto Uzay Aracı oldu.  

Kuyruklu Yıldız Gözlemi: Işık kirliliğinin olmadığı bir alanda gökyüzüne dikkatli bakılırsa gökyüzünde yükselen bir ışık sütunu görülebilir. Bu ışık, kuyruklu yıldızların bıraktığı tozların Güneş ışığını yansıtmasıyla ortaya çıkar. (Samanyolu diski ile karıştırılmamalıdır.) Zodyak yani Burçlar Kuşağı’nn etrafında daha parlaktır. Bir kuyruklu yıldız keşfedilmek isteniyorsa bakılması gereken yer Burçlar Kuşağı’dır. Kuyruklu yıldızları daha parlak görmek için ise Güneş battıktan birkaç saat sonra batıya ya da Güneş doğmadan birkaç saat önce doğuya bakılmalıdır.

Burçlar Kuşağı ve Samanyolu Diski. (Fotoğraf: Daniel LOPEZ, Telde Gözlemevi, IAC)

Önemli Bazı Kuyruklu Yıldızlar: 

  • Halley Kuyruklu Yıldızı (1P/Halley): Edmond Halley’in 1705 yılında Newton’un hareket kanunlarını kullanarak 1758’de geçeceğini tahmin ettiği kuyruklu yıldız. Tahminin doğru çıkması üzerine o sırada ölmüş olan Halley’in adı kuyrukluyıldıza verildi. Halley’in ortalama periyodu 76 yıldır fakat Güneş’e yaklaştıkça kütle kaybetmesi ve başka gezegenlerin kütle çekim alanına girmesinden dolayı  bu periyod kesin olarak tahmin edilememektedir. En son 1910 ve 1986 yılında geçtiği bilinen kuyrukluyıldızın bir dahaki ziyaretinin 2062 nin başında olacağı düşünülüyor. Halleyin ölçüleri 16x8x8km dir.
  • Hyakutake Kuyruklu Yıldızı (C1996/B2): 30 ocak 1996’da Yuji Hyakutake’nin basit dürbünler sayesinde keşfettiği kuyrukluyıldız. Astronomlar  Hyakutakede Kuyruklu Yıldızı’nda diğer kuyrukluyıldızların aksine büyük miktarlarda etan ve metan gözlemlediler.
  • McNaught Kuyruklu Yıldızı (C2006/P1): 2007 yılının ocak ayında gözlemlenen kuyruklu yıldız astronomlar tarafından son 10, 20, 30 ve hatta 40 yılın en parlak kuyrukluyıldızı olarak nitelendirildi. Bu ünvanı kendisine kazandıran ise Dünya’dan bakıldığında Güneş’e çok yakın olmasına karşın görülebilmesiydi.
  • Encke Kuyruklu Yıldızı (2P/Encke): Şu ana keşfedilen en ufak periyotlu kuyruklu yıldız. Periyodu 3 yıldır. Çekirdeği 4.8 km çapındadır.
  • Biele Kuyruklu Yıldızı (3D/Biele): 1772 yılında keşfedilen bu kuyrukluyıldız sonraki Dünya ziyaretinde 2 parçaya ayrılmış olarak görüldü. 1852 yılında ise iki parçanın birbirinden yaklaşık 2.5 milyon kilometre uzakta olduğu görülmüştür.

Kuyruklu yıldızlar, Messier Kataloğu’nun hazırlanmasında çok önemli rol üstlenmişlerdir.

Kaynaklar:

  • Astronomy: The Solar System and Beyond / Michael A. Seeds.
  • Comet Science: The Study of Remmants from the Birth of the Solar System 
  • Stars and Planets / Ian Ridpath

Hazırlayan: Sinan CATE

Düzenleyen: Mehmet Kemal ARDOĞA

2009 Kahraman (Perseid) Göktaşı Yağmuru

Ağustos 11’i ve 12’si gökyüzü gözlemcileri için büyük günler çünkü Perseid Göktaşı Yağmuru o tarihlerde maksimum seviyeye çıkmış oluyor.  Swift – Tuttle Kuyrukluyıldızı’nın Dünya yörüngesinde bıraktığı toz ve kaya parçaları, her yıl ağustos ortalarında, atmosferde yanıyor ve gözlemcilere büyük bir görsel şölen yaşatıyor. Bu yıl maksimuma ulaştığında saatte düzinelerce göktaşının görülmesi bekleniyor. Ama göktaşlarının görülmesini engelleyen doğal bir faktör var: Ay. Ayın 12 ‘sinde %55’i görülebilen Ay gözlemcilere engel olabilir.  Perseid Göktaşı Yağmuru, gökyüzünün herhangi bir bölgesinden görülebilir. Ama bir göktaşının bir Perseid olmasını anlamak için saçılma noktasına bakmak gerekir. Saçılma noktasını bulmak için göktaşlarının ilerleme doğrultularına bakmak gerekir. Eğer göktaşlarının bu doğrultuları bir noktada kesişirse o nokta saçılma noktasıdır. Perseidler için saçılma noktası Kahraman (Perseus) Takımyıldızı’ndadır.