gokyuzu.org

Mavi Yıldız, Yeşil Kuyrukluyıldız

Kuyrukluyıldız Lulin, 28 Şubat’ta Aslan’ın en parlak yıldızı olan Regulus’un yanından geçti. Yeşil kuyrukluyıldız ve mavi yıldız çok güzel bir ikili oluşturdular.

Fotoğraf: Alessandro Dimai

Regulus’un mavi renkte oluşu onun ne kadar sıcak olduğunu gösterir. Mavi yıldızlar genç ve çok sıcaklardır. Lulin’in yeşil oluşu ise atmosferindeki siyanojen (CN- çok zehirli bir gaz) ve  iki atomlu karbondan (C2) kaynaklanıyor. Bu gazlar güneş ışığına maruz kaldıklarında uzay boşluğunda yeşil renkte parlıyorlar.

    [Günlere Göre Çizelge ]

Seres En Yakın Konumda

Giuseppe Piazzi, 1 Ocak 1801 tarihinde  ‘1 Seres’i keşfettiğinde Seres 8 kadir parlaklığındaydı. Ama bu yıl, Seres şubatın ortalarından martın ilk haftasına kadar bu değerin 3 katı olan 6.9 kadir parlaklıkta olacak. İnsan ömrü boyunca  Seres, Dünya’ya en yakın ve en parlak konumunda olacak.

Seres, bu konuma 26 Şubat’ta geldi. Çok hassas hesaplarla, S&T’den Roger Sinnott, Türkiye saati ile 26 Şubat 01.06’da Seres’in 1857 yılından beri Dünya’ya en yakın konumunda olduğunu (1.583198 astronomik birim) ve 4164 yılına kadar da bu kadar yakın konuma gelemeyeceğini hesapladı.

Alttaki haritayı kullanarak, Aslan Takımyıldızı’nda yer alan Seres’i bir dürbün yardımıyla görebilirsiniz.   

Seres’in 1 Ocak’ta parlaklığı 7.9 kadirden, 1 Şubat’ta ise 7.2 kadir dendi. 1 Mart’ta 6.9 kadir parlaklıkta, 1 Nisan’da 7.4 kadir parlaklıkta ve 1 Mayıs’ta ise 8.0 kadir parlaklıkta olacak.  

Seres, 950 km çapıyla, bilinen en büyük astereoittir. Kendisini küresel bir şekle dönüştürebilecek kadar kütle çekimine sahiptir. 2006 yılındaki gezegen tanımından dolayı ‘cüce gezegen’ olarak sınıflandırıldı. Astreoit Kuşağı’ndaki toplam kütlenin üçte birine sahip olduğu tahmin ediliyor. NASA’nın Dawn Uzay Aracı, 2011 yılında Vesta’da araştırma yaptıktan sonra 2015 yılında Seres’in yörüngesine girmek için yola çıktı bile.  

Kaynak: www.skyandtelescope.com

Venüs – Ay Yakınlaşması

Bu akşam (eğer hava bulutlu değilse) dışarı çıkın ve batı ufkuna bakın. Venüs ve Ay birbirine yaklaşık 2o kadar yakınlaşmış olacaklar. Bu açı kolunuzu uzattığınızda iki serçe parmağınızın gökyüzünde kapladığı alana eşit. Venüs ve Ay’ı gözlemlemeniz için Güneş’in batmasını beklemenize bile gerek yok çünkü Venüs -4.6 kadir parlaklığıyla şu an en parlak döneminde yer alıyor ve gündüz bile çıplak gözle görülebiliyor. Cehennemler gezegeni şu an en parlak yıldız olan Sirius’tan (Akyıldız) yaklaşık 20 kat daha parlak!

Venüs’ün de tıpkı Ay gibi evreleri vardır. Gezegen Dünya’ya yakın olduğu zamanlar hilâl olarak görünür, Dünya’dan uzaklaştığında giderek yarım daireye döner ve Güneş’in arkasına geçtiğinde tam daire olarak görülür. Bu yakınlaşmada Venüs ve Ay’ın her ikiside hilâl olarak gözlenebilecek fakat Venüs’ü hilâl olarak görmeniz için dürbün veya teleskop kullanmanız şart.

Lulin En İyi Anında

Kuyrukluyıldız Lulin bugün  38 milyon km uzaklıkla Dünya’ya en yakın konumunda yer alıyor. Gökyüzünde hızla ilerleyen kuyrukluyıldız dürbün ve teleskoplar için çok iyi bir hedef oluşturuyor. Jerry Lodriguss bu fotoğrafı sadece fotoğraf makinesi kullanarak çekmiş.
Sample Image
Fotoğrafta 6. kadirden olan kuyrukluyıldız Lulin 0.6 kadirlik Satürn’ün yalnızca 2 derece yakınından geçiyor. Satürn’ün üzerindeki ışınlar fotoğraf makinesinin merceğinde gerçekleşen saçılmadan kaynaklanıyor. Kuyrukluyıldız şu an en yakın konumunda fakat uzmanlar gelecek 24 saati dikkatle takip etmenizi tavsiye ediyor. Lulin şu an tam karşı konumda (Güneş-Dünya-Lulin) ve bu konumda kuyrukluyıldızın toz kuyruğu beklenmedik bir parlayış gösterebilir. Kuyrukluyıldızın en iyi anı 25 Şubat günü olabilir.

Yeşil Kuyrukluyıldız

Kuyrukluyıldız Lulin(C/2007 N3) şu günlerde en yüksek parlaklık değerine ulaşmış bulunmakta. Kuyrukluyıldızın rengi  ise yeşil. Kuyrukluyıldızın yeşil olmasının nedeni ise kuyrukluyıldızın atmosferinin çoğunlukla çok zehirli gazlar olan karbondioksit (CO2) ve siyanürden (CN) oluşması. Lulin’in çekirdeği gezegenimize göre çok küçük olmasına karşın atmosferi yaklaşık üç Jüpiter büyüklüğünde ve toz kuyruğu da yaklaşık 1.5 milyon km uzunluğunda.
Active Image
“Kuyrukluyıldız o kadar büyük ki artık teleskobumun görüş alanına sığmıyor” diyor gökyüzü fotoğrafçısı Jack Newton. Newton yukarıdaki fotoğrafı 14″lik Meade Hyperstar kullanarak 16 dakikada çekmiş. Kuyrukluyıldız 24 Şubat’ta Dünya’ya en yakın konumuna ulaştığında yaklaşık 38 milyon km uzakta olacak ve bu tarihte tahmini +5.0 kadire ulaşacak. Lulin ayın 25’inde ise Güneş’in tam aksi yönde yer alacak (180o). Lulin’in karşıkonumda  olması nedeniyle fazladan parlayıp parlamayacağı ise bilinmiyor.

Dünyalar Bulmak için Kepler Görevi

“Bizimki gibi başka Dünyalar var mı? Acaba yalnız mıyız?” NASA’nın Kepler uzay aracı, bu eski sorunun cevabını aramak için benzeri görülmemiş bir yolculuğa çıkmak üzere. Kepler uzay aracının, Türkiye saati ile 6 Mart 5:48’te, Florida’daki Cape Canaveral Hava Kuvvetleri Üssü’nden uzaya fırlatılması planlandı. Bu görev, Dünya benzeri gezegenleri (Güneş benzeri bir yıldızın etrafında dönen kayalık ve yüzeyinde su bulunacak kadar ılık gezegen) bulmak için yapılan ilk görev bu olacak. 
Active Image
Bir sanatçının gözünden belirsiz bir yıldız etrafında dolanan Dünya benzeri gezegen Telif Hakkı: Dana Berry/NASA
Kepler, yaşamı boyunca, periyodik olarak yıldızın önünden geçen gezegenleri, belli aralıklarla izleyecek. Bu durum astronomlara gezegenlerin varlığını kanıtlayacak. Teorik olarak, Dünya büyüklüğünde üzerinde yaşanılabilir bir gezegen, yıldızı etrafında bir dönüşünü yaklaşık bir yılda tamamlayacağı için Kepler, en az 3 yıl boyunca yıldızları, gezegenin varlığını kanıtlamak için inceleyecek. Dünya üzerindeki teleskoplar ve NASA’nın Hubble ve Spitzer Uzay Teleskopları, daha büyük gezegen çalışmaların sürdürülebilmesi için Kepler’e yardım edecek. “Kepler, diğer yıldızların etrafında ne tür gezegenler olduğunu anlamamızda çok kritik bir değere sahip.” diyor San Francisco Devlet Üniversitesi’nden Güneş Sistemi dışı gezegen avcısı Debra Fischer. “En son teknolojinin yardımıyla Spitzer Uzay Aracı ile büyük ve gaz Güneş Sistemi dışı gezegenleri hemen araştırılmalı. Ve toparlanmış istatistiklere göre bir gün, Dünya gibi bir gezegen, başka bir yıldızın etrafında dönüyorken bulunacak.”       Daha fazla bilgi için: http://www.nasa.gov/kepler  Kaynak:science.nasa.gov

Antik Gökadalar Bir Arada

Arka bahçenizde yaşayan bir dinozor bulduğunuzu hayal edin. Gökbilimciler, gökadalararası arka bahçemizde astronomik açıdan tarih öncesi yaşama denk gelen ve 10 milyar yıldır bir arada bulunan küçük, antik bir grup gökada keşfetti. Bu ‘geç çiçek açan’ grup, büyük bir eliptik gökada inşa etme yolunda. A group of stars and galaxies in space

AI-generated content may be incorrect.
Hickson Kompakt Grup 31, Kanadalı gökbilimci Paul Hickson tarafından oluşturulan 100 gökada grubundan bir tanesi. Telif Hakkı: NASA,ESA, S. Gallagher (Batı Ontario Üniversitesi), J. English (Manitoba Üniversitesi), Görüntü no. STScI-PRC10-08a Cüce gökadalar arasındaki bu tip karşılaşmalar normalde milyarlarca yıl uzaklıkta görülür bu yüzden milyarlarca yıl önce meydana gelmişlerdir. Fakat bu gökadalar, Hickson Kompakt Grup 31 üyeleri, göreceli daha yakın (yaklaşık 166 milyon ışık yılı uzaklıkta).
Bu gökadaların NASA’nın Hubble Uzay Teleskopu ile alınan yeni görüntüleri, evrenin gelişme evrelerinde (büyük gökadaların daha küçük yapı taşlarından oluştuğu zaman) yaygın olarak nelerin olduğunu gözler önüne seriyor. Hubble gözlemleri bu dörtlü arasındaki hikâyeye, gökbilimcilerin bu karşılaşmanın ne zaman başladığını ve gelecekte ne zaman birleşme olacağını tahmin etmelerine olanak sağlayan önemli bir ipucu ekliyor. Gökbilimciler bu sistemden bir süredir haberdarlar çünkü birkaç küresel kümenin içindeki en yaşlı yıldızlar 13 milyar yıl yaşındalar. Bu karşılama bile birkaç 100 milyon yıldır devam ediyor, bu da kozmik tarihte bir göz kırpmasında geçen süre kadar kısa. Gökbilimciler bu birleşik gökada grubunda nereye baksalar bir ‘bebek’ yıldız kümesi ya da yeni yıldız oluşumu bulmaktadırlar. Hubble, bu parlak yıldız kümelerinin, en az 100.000 yıldızın bulunduğu bu ağır grupların, 10 milyondan daha az bir süredir var olduğunu ortaya çıkardı. Yeni yıldızların oluştuğu bu sistemin tamamı hidrojen gazı yönünden zengin. Gökbilimciler, Hubble’ın Araştırmalar için Gelişmiş Kamera’sını (Advanced Camera for Surveys) yıldız kümelerinin yaşlarını hesaplamada yararlanılan en genç ve en parlak yıldız kümelerindeki yıldız-oluşum tarihini ortaya çıkarmak ve gökadaların, son aşamalarına gelip gelmediklerini belirlemek için kullandı. Hickson Kompakt Grup 31’in bu karma görüntüleri dört gökadanın birbirine karışmış üzere olduğunu gösteriyor. Ortadaki parlak biçimsiz nesne aslında çarpışan iki cüce gökada.  Mavimsi yıldız kümesi, gökadalardan çekilen yıkıntıların arasında, esas çarpışmanın olduğu bölgede oluşmuş. Eş gökadanın üzerinde yer alan puro şeklindeki nesne, grubun bir diğer üyesi. Yıldız kümelerinin bir köprüsü üçlü yapıya bağlı. Sağ tarafta aşağıda, parlak yıldız kümelerinin bir uzantısı da grubun dördüncü üyesinde sonlanıyor. Merkezdeki parlak yıldız ise daha ön plandadır. Bu görüntü, Hubble Uzay Teleskopu’nun Araştırmalar için Gelişmiş Kamera, NASA’nın Spitzer Uzay Teleskopu (Spitzer Space Telescope) ve Gökada Oluşumu Kâşifi (Galaxy Evolution Explorer – GALEX) tarafından alınan görüntülerin birleştirilmesi ile oluşturuldu. Kaynak: NASA

Satürn’ün Dikkat Çekici Fotoğrafı

Satürn’de çok güzel şeyler olacak. Bu güzel şeyi görmek için Hubble bile işini bırakıp Satürn’e bakacak. Aynı zamanda  teleskoplu amatörler de bu olayı gözlemleyebilecek. Satürn’ün dört uydusu aynı anda Satürn’ün önünden geçecek ve gezegenin üzerine aynı anda gölgelerini düşürecekler.
Satürn’de Hubble’ın bile durup bir bakmasına yol açacak güzel şeyler olacak. “24 Şubat’ta Satürn’ün uydularından dördü Satürn’ün önünden geçecek” diye belirtiyor Hubble Uzay Teleskopu Bilim Enstitüsü’nden Keith Noll. “Titan, Mimas, Dione ve Enceladus, Satürn’ün önünden geçecekler ve onlar geçerken biz de uyduları ve onların bulutların üstüne düşen gölgelerini gözlemleyeceğiz.” Hubble, gözlemleyebilen tek araç olmayacak. Amatör astronomlar da bu olayı görebilecekler. Geçiş zamanı sırasında Kuzey Amerika’nın Pasifik kıyıları, Alaska, Hawaii ve Avustralya ve Doğu Asya’dan gözlemciler bu olayı gözlemleyebilecek. 8 Şubat’ta, gökyüzü fotoğrafçısı Filipinler’den Christopher Go, Titan, Satürn’ün önünden geçerken bu olayı kamerasına kaydetti.   Active Image 8 Şubat 2009’da Titan’ın geçişi. Telif Hakkı: Christopher Go, Cebu, Filipinler “Sabah 1’de Titan’ı Satürn’ün önünden geçerken fotoğrafını çekmek için kalktım.” diyor Go. “Gökyüzü bulutluydu ama bulutların arasından, geçiş anının son kısmını çekebilecek şansı yakaladım. Titan’ın Satürn’ün görüntüsünden çıkışı, uyduya 3 boyutluluk kazandırdığı için hayret verici bir olaydı!” Bunun gibi geçişlere ender rastlanıyor. “Uyduların, Dünya’dan bakıldığında Satürn’ün aynı tarafında olması her 14-15 yılda bir kere oluyor.” diyor Noll. 1995-96 yıllarında Hubble, 2 uydunun (Titan ve Tethys) ve 3 uydunun (Mimas, Enceladus, Dione), uydular geçiş yaparken fotoğrafını çekebilmişti. İlk kez, dört uydu aynı anda geçiş yaparken görüntülenecek. Geçiş zamanı salı günü Türkiye saati ile 12.54’de, Titan’ın gölgesi Satürn’ün bulutlarına düştüğü zaman başlayacak. Yaklaşık kırk dakika sonra, Titan’ın kırmızı yüzeyi gözükecek. “Titan çok büyük olduğu için küçük teleskoplarla bile görünebilir. Özel bir donanıma ihtiyacınız yok.” diye hatırlatıyor Go.  
Active Image             1995 yılında Hubble Uzay Teleskopu’ndan çekilmiş Titan ve Tethys geçişi Telif Hakkı: E. Karkoschka (Arizona Üniversitesi) ve G. Bacon (STScI) 
  Sırasıyla, daha küçük olan uydular Mimas, Dione ve Enceladus, Titan’dan sonra ortaya çıkacaklar. Türkiye saati ile 16.24’ de dört uydu ve gölgeleri Satürn’ün yüzeyinde gözükecek. “Daha küçük uyduların fotoğrafını çekmek için, orta çaplı bir teleskopla iyi bir CCD fotoğraf makinesine ihtiyacınız var.” diye belirtiyor Go.             Hubble’ın bu tip gözlemleri, genel halk kitlesinin beğenisi için fotoğraf çekmeyi amaç edinmiş olan 10 yıllık Hubble Heritage Projesi’nin bir parçasıdır. “Hubble’ın gözlem zamanlarının sadece % 0.5 kısmı Heritage Projesi’ne ayrılmış durumda” diyor bu projenin liderlerinden Noll. “Bu yüzden fotoğrafını çekeceğimiz olaylar için çok titiz davranıyoruz.” Aynı zamanda Noll, bu dörtlü uydu geçişinin, Hubble’ın arşivindeki en güzel gezegen fotoğrafı olacağını düşünüyor.   “Titan’ın geçişi özel bir ilgi çekecek.” diye belirten Noll, şöyle devam etti: “Araştırmacılar, bilimdeki son gelişmeleri kullanarak dev uydunun atmosferinin büyüklüğünü ve saydamlığını tespit etmek için Satürn’den gelen arka plan ışını kullanmayı planlıyor.” Hubble, aynı zamanda halka çizgi halindeyken Satürn’ün resmini çekeceği için halkadaki bozulmalar, keşfedilmemiş uydular ve halkadaki parçacıkların yansıtması hakkında yeni birtakım bilgiler ortaya çıkabilir. Not: 24 Şubat’ta Satürn’ü bulmak için gündoğumundan önce güneybatıya bakın.  Çok parlak olduğu için gökyüzünde bulmak kolay. Rastlantıya bakın ki, 24 Şubat’ta Lulin Kuyrukluyıldızı Dünya’ya en yakın konumuna gelecek ve Satürn’ün hemen sağ tarafında gözükecek. Ufak bir  teleskop yardımıyla hem Satürn hem Lulin Kuyrukluyıldızı hem de dörtlü geçişi gözlemleyebilirsiniz. Ama ne yazık ki bu olayı Türkiye’den gözlemlemek mümkün olmayacak.    Kaynak: science.nasa.gov

Uzay aracı Mars’ın Çok yakınından Geçti

NASA’ya ait Dawn uzay aracı geçen gece Mars’ın sadece 550 km yakınından geçerek Kızıl Gezegen’in yakından fotoğraflarını çekti. Uzay aracının Mars’a yaklaşması önceden planlanmıştı. Bu sayede gezegenin kütleçekiminden yararlanan araç astereoid kuşağına doğru yol alacak. Uzay aracının 2011’de Vesta ve Ceres’i yakından incelemesi bekleniyor Görev yöneticileri Mars’ın yakın resimlerinin ise 24 Şubat’ta Dünya’ya ulaşacağını bildiriyorlar.

Çarpışan Uydular

Bu zamana kadar ilk kez iki büyük uydu Dünya yörüngesinde çarpıştı. Olay 10 Şubat Salı günü Sibirya’nın yaklaşık 800 km yukarısında  Kosmos 2251 uydusunun Iridium 33 uydusuna çarpmasıyla gerçekleşti. İki uydu da tamamen harap oldu.

Amerikan Stratejik Komutanlığı yüzlerce uydu kalıntısını takip ediyor. Çarpışmanın ardından geçen +48 saatte çarpışmanın artıkları her iki yörüngeye de dağılmış durumda.

Bu kalıntılar aslında 800 km yukarıdaki uzay çöplüğünün nüfusunu artırmış oluyor. Çarpışmalar artık hiç olmadığı kadar muhtemel. Neyseki Uluslararası Uzay İstasyonu (UUİ) bu çöplükten şimdilik etkilenmeyecek çünkü UUİ çok daha aşağılarda seyrediyor: 350 km. Hubble Uzay Telekobu’ysa 610 km’de pek de güvende sayılmaz. Araştırmacılar, kalıntıları aşağılara inme risklerinden dolayı önümüzdeki günlerde daha ayrıntılı inceleyecekler.