gokyuzu.org

Halkalı Ay

Bahar ayının gelmesiyle birlikte polenlerde saçılmaya başladı. Her ne kadar alerjisi olanlar şikayetçi olsalarda, bu polenler bazen çok güzel taçların (corona) oluşumuna sebep oluyor. M. Raşid Tuğral (AAT) bu gece Ay’ın etrafındaki tacı fotoğraflamayı başardı.
Taç, genellikle bulutlardaki çok küçük su tanelerinin Güneş veya Ay ışığını saçmasıyla oluşur. Tane ne kadar küçükse taç da o kadar büyük oluşur. Tıpkı su tanelerinin oluşturduğu gibi polenler de taç oluşturabiliyor. Genellikle Ay’ın etrafında daha sık görülen taçlar bazen Güneş’in etrafında da gözlenebilmektedirler. Eğer Güneş’teki bir tacı gözlemlemek isterseniz Güneş’i mutlaka kapatın ve ondan sonra etrafına bakın.

Spirit İçin Zor Dönem

Mars araçlarından Spirit son bir kaç haftadır hareket edemiyor. Bunun sebebi ise altındaki toprak yığını veya bir kaya, ama ne olduğu tam olarak belli değil. Aracın altında tam olarak bilinemeyen bir şey var ve aracın gitmesine izin vermiyor, altında bir toprak yığını veya bir kaya parçası olduğu düşünülüyor. Araç aynı zamanda terim yerindeyse “yarı beline kadar toza batmış vaziyette.” 
  Bunu belirlemek için aracın robotik kol üzerindeki fotoğraf makinası kullanılıyor ama robotik kolun kullanım amacı bu olmadığı için çeşitli testler yapılıyor. Robotik kolun üzerindeki fotoğraf makinesin amacı mikroskobik boyutlarda toprak ve kayaları incelemek. Fakat ilk testler, robotun ikizi olan Opportunity üzerinde yapıldı ve gayet iyi sonuçlar alındı. (Opportunity robotik kol ile kendi alt tarafını fotoğrafladı.) Spirit ilk denemesini salı günü yaptı ve biraz odaklanma sorunu olsa da nesnenin fotoğraflarını çekebildi. Fakat cismin tam olarak ne olduğu hakkında karar vermek, gerçekten aracın alt yüzeyine sürtüyor olup olmadığını belirlemek ve Spirit’i kurtarmak için çeşitli stratejiler üretmek için daha birçok fotoğrafa ihtiyaç var.   Peki, Spirit bu duruma nasıl geldi? Spirit geçtiği toz yığını bölgesinde yavaş yavaş toza battı ve tekerlerin patinaj yapması ile toz havuzuna gömülmeye başladı. Bu yüzden yüzeydeki bu cisim aracın alt yüzeyine dokundu ve ilerlemesini engelliyor.    Spirit zaten bir süredir ön sağ tekerleğini kullanamıyordu, bu olayda sol orta teker de tutukluk yaptı fakat şu an için eski haline dönmüş durumda ve çalışıyor. Bir başka güzel haber de: Mars’ın kendisi Spirit’in bu durumdan kurtulmasına yardımcı oluyor. Mars’taki kuvvetli rüzgarlar aracın güneş panellerini temizledi ve aracın daha çok şarj olup daha fazla güç depolamasına yardımcı oluyor. Araç şu an gücünün %85′ ini kullanabiliyor. Proje yöneticisi John Callas şimdilik iyimserliğini koruyor ve yeteri kadar zamanda ve yeteri kadar tekerleklerin dönmesi sayesinde bu durumdan kurtulabileceklerini düşünüyor.   Spirit'in Tekerlekleri
Spirit’in tekerlekleri toza batmış durumda.  Telif Hakkı: NASA/JPL
Spirit’i bu zor durumdan kurtarmak için mühendisler Mars’taki durumun Dünya’da simülasyonunu yapıp araçların buradaki ikizini kullanarak yeni kurtarma stratejileri geliştirecekler. Eğer geliştirilen operasyon işe yararsa bu durum Spirit için denecek. Fakat bu kurtarma operasyonu için sadece mühendisler çalışmıyor. Bir çok gönüllü de fikirleri ile bu işe destek çıkıyorlar. Bunlardan bir tanesi de 7 yaşındaki Julian. Geliştirdiği proje ise Spirit’in robotik kolunu kullanarak yere dayanması ve kendi kendini kaldırarak itmesi. İlk balışta komik gibi duran bu fikir aslında gerçekten başvurulabilecek çareler arasında. Belki de en son çare ama proje yöneticisinin dediğine göre listede yer alıyor.
İlgili Bağlantılar: Mars Araştırma Görevleri (NASA’nın Mars’taki araştırma araçlarının haberleri verdiği site)
Kaynak: Universe Today  

Gece-Işıldayan Bulutlar

Gece-ışıldayan (Noctilucent) bulutlar yavaş yavaş kendilerini göstermeye başladılar. Her sene Mayıs’ın ortasından Ağustos’un ortalarına kadar etkin olan bu bulutlar yeryüzündeki en yüksek bulutlar olarak biliniyorlar (80km). Gece ışıldayan bulutlar genellikle yüksek enlemlerde(60o-80o) gözlenen bu bulutlar her sene daha aşağı enlemlerden gözlenebiliyor. Geçen sene bu bulutlar Türkiye’den (40o) bile gözlenebilmişti.
Sample Image
               Fotoğraf: Martin Mc Kenna, İrlanda   Fujifilm S6500FD 6.3MP
Gece ışıldayan bulutlar sadece 150 yıldır gözleniyorlar ve nasıl oluştukları hâlâ tam olarak anlaşılmış değil. Bulutların en etkin olduğu dönem Temmuz ayıın ortalarıdır. Bulutları gözlemlemek için sabah güneş doğmadan doğu ufkuna ve akşam güneş battıktan sonra batı ufkuna bakmak gerekiyor. Güneş yeryüzünde batmış olmasına karşın bulutların olduğu yükseklikte hâlâ batmamış olduğu için bulutlar güneş ışıklarını bize yansıtıyorlar ve bizim onları ışıldıyor olarak görmemize sebep oluyor.

Güneş’te Yeni Leke

Uzun süredir sakinliğini koruyan Güneş eski hareketliliğine yavaş yavaş kavuşuyor. Dün oluşan yeni leke 1019’un manyetik kutupluluğu ve yüksek enlemlerde oluşu onun Güneş Devri 24’ün bir üyesi olduğunu gösteriyor. Yeni leke, Güneş Devri 24’ün şimdiye kadar ortaya çıkan en büyük lekelerinden bir tanesi.
Sample Image
Güneş lekelerini gözlemlemek için Güneş filitresi olan bir teleskopla bakmanız gerekiyor. Eğer Güneş filitreniz yoksa lekeyi dürbün ya da telekop yardımıyla görüntüyü kâğıda aktararak da gözleyebilirsiniz fakat bu şekilde gözlem göz merceğinizin plastik kısmının yanmasına sebep olabilir.

UUİ Parlamaları

Geçtiğimiz zamanlarda Discovery Uzay Mekiği’nin taktığı güneş panelleri ile birlikte artık Uluslararası Uzay İstasyonu – UUİ (International Space Station – ISS) artık gökyüzünde çok rahat seçilebiliyor. 28 Mayıs 2009’da ODTÜ Amatör Astronomi Topluluğu olarak Ay’ın önünden geçeceğini tahmin ettiğimiz UUİ’yi izlemek üzere Fizik Bölümü çatısında yerimizi aldık. Saatler 21.10’ı gösterirken geçiş başladı. Ama ne yazık ki beklediğimiz gibi Ay’ın önünden değil  yaklaşık 0.1 derece yukarısından geçti. Topluluk üyelerimizden İlker DOĞAN, bu anı fotoğraflayarak ölümsüzleştirdi.     UUİ Geçişi UUİ’nin çizdiği çizginin üst tarafında bulunan iki yıldız İkizler takımyıldızının Pollux ve Castor yıldızları. Alt kısımda yer alan yıldız ise Küçük Köpek takımyıldızının Procyon yıldızı. Sağ tarafta bulunan yıldızlar ise Arabacı takımyıldızının α (Capella) ve β (Menkalinan) yıldızları.  Fotoğraf: İlker DOĞAN Nikon D80 ISO100 30″
Bu tip uydu geçişleri Dünya’nın her tarafından gözükebiliyor. Hatta çoğu yerde UFO söylentilerine bile neden oluyor. Olaya uyduların parlak levhalarından ya da güneş panellerinden yansıyan Güneş ışınları neden oluyor. Güneş’ten aldığı ışığı yeryüzüne yansıtan levhalar ya da paneller uydunun görünmesini sağlıyor. Eğer siz de uydu parlaması görmek istiyorsanız Heavens – Above sitesinden bulunduğunuz konumu girerek gelecekte geçecek uyduları öğrenebilirsiniz. Daha fazla bilgi için ise tıklayın. İlgili Bağlantılar: Heavens – Above (Heavens – Above internet sitesi)

Kuralları Yıkan İkizler

Sosyologlar ve biyologlar, tek bir kökenden gelen tek yumurta ikizlerinin farklılıkları üzerinde araştırmalar yaparken gökbilimciler de, aynı anda, aynı yerde oluşan ikiz ya da çoklu yıldız sistemleri üzerinde çalışıyor. En gözlemlenmeye değer yıldız çiftleri ise tutulum çiftleri (eclipsing binaries). Yıldızlar birbirinin önünden geçtikçe yıldızların çok büyük doğrulukla kütleleri, sıcaklıkları, yüzey parlaklıkları ve fiziksel büyüklükleri ölçülebiliyor.

 Orion Bulutsu’sunda bulunan kahverengi cüce çiftinin konumu.

Telif Hakkı: NASA / JPL / HST / David James

Orion Bulutsu’sunda bulunan 2MASS J05352184-0546085 adı verilen ikiz kahverengi cüce çifti bir tutulum çifti olarak biliniyor.  

Kahverengi cüceler, başarısız yıldız olarak da bilinen gaz devi gezegenlerle yıldızlar arasındaki bir gök cismidir. Oluşma süreçleri yıldızlarla aynıdır. Gaz ve tozları, yerçekimi kuvvetleriyle toplarlar. Ama yıldızlardan farkı, ufak kütleleri nedeniyle,  gerçek bir yıldızdaki gibi hidrojen füzyon tepkimesini ve enerji üretimini başlatabilecek basınca ve sıcaklığa sahip olamamaları.   

Yaklaşık 1 milyon yaşında oldukları tahmin edilen 2MASS J05352184-0546085 cisimlerinin tam olarak soğumadıkları tahmin ediliyor. Vanderbilt Üniversitesi’nden Yilen Gòmez Maqueo Chew  ve meslektaşları iki cismin özelliklerini büyük bir doğrulukla saptayabildi. %2’lik hata payıyla birinin 68 diğerinin ise 38 Jüpiter kütlesinde olduğu belirlendi. Ama kütlelerine oranla çok büyükler. %1’lik hata payıyla biri Güneş’in çapının %69’u, diğeri ise %56’sı. 

Burada kafayı karıştıran durum ise şu: Olması gerekenin tersine, daha büyük ve daha kütleli olan kahverengi cüce diğerinden yaklaşık 450oC daha soğuk. Normalde kabul edilen durum şu: Bir kahverengi cüce ne kadar büyük olursa, o kadar yüksek ısı enerjisi ile yaşamına başlar ve zamanla o kadar yavaş soğur.

Bir sanatçının gözünden 2MASS J05352184-0546085 sistemi.  

Telif Hakkı: NASA / ESA / A. Feild (STScI) 

İnsanların aksine, yıldız çiftlerinin aynı anda doğup doğmadıkları tam olarak bilinemiyor. Vanderbilt Üniversitesi’nden Keivan Stassun’a göre büyük olan cisim 1 milyon yaşından daha yaşlı olmalı. Ancak bu kurama göre büyük olan cismin daha soğuk olduğu açıklanabilir.

Soğuk olmasının yanısıra, büyük cisim oldukça hızlı dönüyor. (Büyük cisim 3.3, küçük cisim 14.1, Güneş de 27 günde kendi çevresinde dönüyor.) Hızlı dönme yüzünden daha güçlü manyetik alana sahip olan cismin yüzeyinde normalden daha soğuk olan yıldız lekeleri bulunuyor. Bu lekeler normalde yüzeyden %10 soğuk olması gerekirken bu cisimde %65 daha soğuk. 

Lekelerin belirlenmesinde konum da çok önemli. Eğer tüm lekeler düzgün bir şekilde dağılmış olsaydı gökbilimciler sadece her dönüşte meydana gelen parlaklık dalgalanmalarını fark edebileceklerdi. Ama lekeler, sürekli Dünya’ya çevrili olan cismin kutbunun etrafında toplandığından lekeler farkedilebildi.  

Kaynak: Sky & Telescope

İncecik Bir Hilâl

Hava koşullarından dolayı kaçırmış olanlar olabilir fakat yarın akşam görülecek hilâl de gayet güzel olacak. Üstelik hilâle bakarken “da Vinci Parlaması”nı da görmeniz mümkün. 

  Fotoğraf: Uğur İkizler, Canon Rebel XT, Mudanya/Bursa

İlk kez Leonardo da Vinci’inin mantıklı bir açıklama getirdiği olay Ay’ın karanlık yüzünün hilâlken de farkedilebilmesi olarak biliniyor. Dünya’dan yansıyan Güneş ışınları  Ay’ın karanlık yüzüne ulaşıp tekrar bize dönüyor. Böylece Ay’ın tamamını görebiliyoruz.

Isınan Spitzer Uzay Teleskopu

NASA’nın kızılötesi uzay teleskopu Spitzer (Spitzer Space Telescope), 15 Mayıs 2009 tarihinde soğutucu sıvısı olan sıvı helyumunu tüketti ve ‘sıcak durumu”na girdi. 2 yıl daha çalışması öngürülmüş olan  teleskop 6 yılını evreni araştırarak geçirdi. Ama şimdi 2 cihazından yoksun olarak araştırmalarına devam edecek: Uzun dalga boylu fotometre ve Kızılötesi izgeçizeri(spektrograf).  

Bir sanatçının gözünden Spitzer Uzay Teleskopu

Telif Hakkı: NASA / JPL

Spitzer Uzay Teleskopu düşünüldüğünden daha uzun süre “soğuk durumu”nda kaldı. İyimser tahminlere göre sıvı helyum 2.5 yılda bitecekti. 

-270oC’den -242oC’ye ısınan uzay aracındaki aletler, Spitzer Uzay Teleskopu’nun uzun dalga boylu cihazlarının tespit edebileceği aralıktaki frekansta çok az ısı yayılımı yapıyorlar. Bu yayılımdan dolayı bu cihazlar kullanılamaz halde.

BHR 71 Kozmik Bulutu’nun karşılaştırmalı resimleri. Soldaki görünebilir ışıktaki, sağdaki Spitzer Uzay Teleskopu’nun kızılötesi kamerasıyla kızılötesi ışıktaki, ortadaki ise diğer iki resmin birleştirilmesiyle oluşturulmuş birleşik bir resim. 

Telif Hakkı:  NASA/JPL-Caltech/Harvard-Smithsonian CfA

Ama, teleskopun kızılötesi kamerasının 3.6 ile 4.5 mikron arasında çalışan iki kısa dalga boylu detektörlerinde ise bir problem yok. 

Spitzer Uzay Teleskopu’nun geçmişte bir sürü başarısı var: Başka sistemlerdeki gezegenlerin sıcaklıklarının tespiti, Samanyolu’nun kol sayısının belirlenmesi, vb. Ayrıca Samanyolu’ndaki toz bulutlarının ve başka gökadalarının yapısının belirlenmesinde gökbilimcilere çok yardımcı olmuştu. 

Neyse ki, ESA (European Space Agency – Avrupa Uzay Dairesi) tarafından gönderilen Herschel Uzay Teleskopu’nda bu yitirilen kızılötesi kameraların daha gelişmiş modelleri mevcut.  

İlgili Bağlantılar:

  • Spitzer (Spitzer Uzay Teleskopu’nun sitesi)
  • Herschel (Herschel Uzay Teleskopu’nun sitesi)

Kaynak: Sky & Telescope

ODTÜ AAT Gökbilim Günleri DAY 2009

Dünya Astronomi Yılı 2009 etkinlikleri kapsamında  ODTÜ Amatör Astronomi Topluluğu olarak 20-21 Mayıs 2009 tarihlerinde ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde Gökbilim Günleri etkinliği düzenlenecektir. Etkinlik boyunca çeşitli üniversitelerden akademisyenler ve amatör gökbilimle uğraşan davetli konuşmacılar, popüler gökbilim konularıyla ilgili sunumlar yapacak, gökyüzü fotoğrafları sergisi ve yıldızevi (planetaryum) gösterisi yapılacaktır. Girişin ücretsiz olduğu bu etkinliğe, gökbilime ilgi gösteren herkes davetlidir. ODTÜ dışından katılım için lütfen haberin devamına bakınız.

  • Davetli Konuşmacılar:

Prof. Dr. Ali Alpar — Türk Astronomi Derneği Başkanı – Sabancı Üniversitesi 

Prof. Dr. Ethem Derman — Ankara Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet Emin Özel — Çağ Üniversitesi

Prof. Dr. Halil Kırbıyık — ODTÜ 

Prof. Dr. Yurdanur Tulunay — ODTÜ

Doç. Dr. Şölen Balman — ODTÜ

Yrd. Doç. Dr. Sinan Kaan Yerli — ODTÜ 

Tunç Tezel — Gökyüzü Fotoğrafçısı — ODTU AAT – TWAN 

Alp Akoğlu — Tübitak Bilim ve Teknik Dergisi — ODTU AAT

Uğur İkizler — Amatör Teleskop Yapımcısı – ATM Turk

Arş. Gör. İlker Doğan — ODTÜ AAT

Arş. Gör. İlker Yelbay — ODTÜ AAT 

Seçkin Karabağ — ODTÜ AAT

  • Kurum Sunumları:

Tubitak Uzay

  • Panel: Halk Gözüyle Gökbilim

Panelistler: Radyo ODTÜ Modern Sabahlar Yapımcıları: Ege Kayacan, Oktay Demirci, Fahir Öğünç  ve ODTÜ AAT’den Fırat Barlas

  • Sergi:

Dünya Astronomi Yılı 2009 kapsamında IAU tarafından seçilen 30 gökbilim fotoğrafı ve The World at Night (TWAN) üyelerinin çektiği fotoğraflardan oluşan gökbilim fotoğraf sergisi

  • Yıldızevi:

Aynı anda 40 kişiyi alabilen 7 metre çapındaki yıldızevi(planetaryum)  ile gökbilim gösteri seansları.

  • Teleskop Yapım Atölyesi:

ATM Turk ekibinden amatör teleskop yapımcısı Uğur İkizler’in teleskop yapımı gösterisi. 

  • Etkinlik Katılım Şartları:

Etkinliğe katılım ücretsizdir. 20-21 Mayıs tarihlerinde ODTÜ Kültür Kongre Merkezi’ndeki etkinliğimize dileyen herkes katılabilir. ODTÜ’ye gelebilmek için Kızılay’dan ODTÜ dolmuşlarına ya da otobüslerine binebilirsiniz. Ayrıca aracınızla da Eskişehir Yolu 6. km. de bulunan kampüsümüze girebilirsiniz. 

ÖNEMLİ NOT: Ana giriş kapısından içeri girebilmeniz için [email protected] adresine mail atarak isminizi bize bildirmeniz gerekmektedir. 

  • Ayrıntılı Program:

20 Mayıs Çarşamba

09:30 – 10:00 > Açılış konuşması, Topluluk Tanıtım Videosu
10:00 – 10:45 > Seminer: Dünya Astronomi Yılı 2009 ve Galileo Galilei – Ali Alpar
11:00 – 11:45 > Seminer: Uzay Politikaları – Yurdanur Tulunay
12:00 – 12:45 > Seminer: Uzay Bilimleri ve Tarihi Gelişimi – Halil Kırbıyık
12:45 – 13:15 > Yemek arası
13:15 – 13:45 > Seminer: Tübitak Uzay(Bilten)
14:00 – 14:45 > Seminer: Uzay Havası – Yurdanur Tulunay
15:00 – 15:45 > Seminer: Göktaşları – Mehmet Emin Özel
16:00 – 16:45 > Söyleşi: Gökyüzü Fotoğrafçılığı – Tunç Tezel, Alp Akoğlu
17:00 – 18:00 > Seminer: Amatör Teleskop Yapımı – Uğur İkizler 

21 Mayıs Perşembe

09:30 – 10:15 > Seminer: Değişen Yıldızlar – Seçkin Karabağ

10:30 – 11:15 > Seminer: Yıldızların Evrimi ve Karadelikler – İlker Doğan

11:30 – 12:15 > Seminer: Planetaryumlar – İlker Yelbay

12:30 – 13:30 > Yemek arası

13:30 – 15:00 > Söyleşi: Modern Sabahlar

15:15 – 16:00 > Seminer: Neden Dönüyor? – Sinan Kaan Yerli
16:15 – 17:00 > Seminer: Çağımız Uydu Gözlemleriyle Yüksek Enerji Astrofiziğine Bakış – Şölen Balman
17:15 – 18:00 > Seminer: Rakamların dili var mı? – Ethem Derman

ESA’nın Yeni Araçları

Avrupa Uzay Dairesi, (European Space Agency – ESA) 14 Mayıs 2009 tarihinde Herschel Uzay Gözlemevi’ni (Herschel Space Observatory) ve Planck Araştırma Aracı’nı (Planck Surveyor) uzun bir görev yapmak üzere başarıyla uzaya fırlattı. Herschel Uzay Gözlemevi, uzak kızılötesi gözlemlerle yıldız ve gökada doğumları hakkında bilgi toplayarak gökbilimcilere yardım edecek. Planck Araştırma Aracı ise Büyük Patlama’dan (Big Bang) 380.000 yıl sonra yayılan mikrodalgaları kullanarak uzayı haritalandıracak ve evrenin kaynağı hakkında bilgi toplayacak.

14 Mayıs 2009 tarihinde TSİ 16.09’da Fransız Guyanası’ndan fırlatılan Herschel Uzay Gözlemevi’ni ve Planck Araştırma Aracı’nı taşıyan Ariane 5 roketi.

Telif Hakkı: ESA / S. Corvaja

Şu ana kadar en büyük uzay teleskopu olan Herschel Uzay Gözlemevi, uzak kızılötesi ışınları tespit edebilecek şekilde tasarlandı. Mutlak sıcaklıktan (-273oC) 5 ve 50oC üstündeki sıcaklık yayılımlarını farkedebilen Herschel Uzay Gözlemevi’nin cihazları, tayfda görünür ışığın oldukça uzağında bulunan mikrodalgalara yakın olan ve şu ana kadar üzerinde en az çalışılmış 55 ile 670 mikron dalgaboyunda çalışacak.

Bu az çalışılmanın nedeni ise su buharı. Atmosferde bulunan su buharı hem tayfın bu kısımdaki ışıkları engelliyor hem de yansıtıyor.

Herschel Uzay Gözlemevi, evrende gazların ve tozların arasında Samanyolu’nda oluşan yıldızları gözlemleyecek. Bu uzak kızılötesi gözlemler astrofizikçilere yıldız oluşumunun erken evreleri hakkında bilgi toplayacak.

Sanatçının gözünden fırlatmadan yarım saat sonra Herschel Uzay Gözlemevi’nin (sol) roketin üst kısmından ayrılması.

Telif Hakkı: ESA / D. Ducros 

Herschel Uzay Gözlemevi, 3.5 metrelik ayna çapıyla şu ana kadarki en büyük teleskoba sahip. (Hubble Uzay Teleskopu’nun çapı 2.4 metre.) Dalgaboyunun artmasıyla enerji azaldığından düşük dalgaboylarında cisimleri net gözlemleyebilmek için geniş bir aynaya ihtiyaç var. Yalnız, bu büyüklükte bir aynanın yaratacağı bir takım sorunlar var. Soğutmak için sıvı helyum gibi süper soğuk sıvılar gerekecek. Herschel Uzay Gözlemevi’nin 3.5 yılda sadece soğutmak için kullanacağı sıvı helyum miktarı 2300 litre.

Herschel Uzay Gözlemevi, Dünya’nın, Ay ile arasındaki mesafenin dört kat uzağında bulunacak. Bu bölgede, güneş kalkanına rağmen sıcaklığın mutlak sıcaklığın 80o (-193oC) üstünde olan koşullarda çalışabilmesi için soğutulması lazım. Yoksa bu sıcaklıkta aracın kendisi, sorun yaşatabilecek bazı kızılötesi ışınlar yayabilir.

Planck Araştırma Aracı ise, evrenin şu ana kadarki en doğru mikrodalga haritasını çıkaracak. Asıl görevi ise; evren Büyük Patlama’dan sonra 380.000 yaşındayken 3000oC sıcaklıktaki evreni dolduran gazın yaydığı kozmik mikrodalga arkaplan ışınımını (cosmic microwave background – CMB) ölçmek.

Sanatçının gözünden Herschel Uzay Gözlemevi ayrıldıktan birkaç dakika sonra ayrılan Planck Araştırma Aracı (sağ). 

Telif Hakkı: ESA / D. Ducros

Bu radyasyonun sıcaklığı noktadan noktaya göre değiştiği için ilk 380000 yılda gökcisimlerinin devasa akustik dalgaları tarafından sıkıştırıldığı ve genişletildiği düşünülüyor. Yoğunluktaki sıçramalara ve değişik ölçekteki değişik yoğunluklara bakılarak evrenin başlangıcı sırasındaki koşullar ve birleşim hakkında kesin bilgilere ulaşabilir.

Planck Araştırma Aracı, evrendeki kozmik mikrodalga yayılımını haritalandıracak. 1 tam küreyi taraması yaklaşık 6 ayını alacak.

Planck Araştırma Aracı, kendisinden önce gönderilen NASA yapımı Wilkinson Mikrodalga Anizotropi Aracı’ndan (Wilkinson Microwave Anisotropy Probe – WMAP) 10 kat daha hassas.

İlgili Bağlantılar:

  • Herschel (Herschel Uzay Gözlemevi’nin sitesi)
  • Planck (Planck Araştırma Aracı’nın sitesi)
  • Animasyon (Herschel Uzay Gözlemevi’nin izleyeceği yol) 
  • WMAP (Wilkinson Mikrodalga Anizotropi Aracı’nın sitesi)

Kaynak: Sky&Telescope