gokyuzu.org

5.ODTÜ Bilim Günleri

2014’ten beri ODTÜ’de her yıl düzenlenen ODTÜ Bilim Günleri’nin 5.si bu yıl gerçekleşecek. Fen ve Edebiyat Fakültesi’ne bağlı birçok topluluğun bir araya gelerek düzenlediği ODTÜ Bilim Günleri etkinliğinde, dört yıldır olduğu gibi bu yıl da yer alacağız. 13-14 Nisan tarihlerinde gerçekleşecek olan etkinliğimizi gururla duyururuz!

ODTÜ Bilim Toplulukları adı altında, bilime ve birbirlerine destek olmak amacıyla birleşen birçok topluluk tarafından düzenlenen bu etkinlikte amaç bilimin farklı alanlarıyla ilgilenen her kesimden insanı bir araya getirmektir.

Başlarda birkaç kişinin ortaya atmış olduğu bu fikir, dönemin Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ersan Akyıldız’ın destekleri, kıvılcım olarak başlayan fikrin körüklenmesi, sahiplenilerek büyütülmesi sayesinde her yıl bünyesine yeni fikirler katarak gelişmektedir.

13 Nisan günü saat 11.30’da stand kurulumları ile başlayacak olan etkinlik 12.30’daki açılış konuşmasının ardından Astrokimya Paneli ve sunumlarla B-14 amfisinde devam edecektir. 14 Nisan Pazar ise 11.00’de yine standlarla başlayacak olan etkinliğimiz gün boyu B-14 amfisinde gerçekleşecek ve etkinlik süresince de stand çalışmalarımız sürecektir; tabii ki de biz de güneş teleskobumuzla sizleri bekliyor olacağız!

Bizim topluluğumuz, konuşmacı olarak Tübitak Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü’nden Tülün ERGİN’i Yüksek Enerji Astrofiziğinin Geleceği ve ODTÜ fizik bölümünden Özgür Can ÖZÜDOĞRU’yu Evrenin Kısa Tarihi sunumlarıyla sizlerle buluşturacaktır. Hepinizi orada görmekten mutluluk duyarız.

5.ODTÜ Bilim Günleri’nde yer alacak topluluklar:

  • Amatör Astronomi Topluluğu
  • Biyoloji ve Genetik Topluluğu
  • Felsefe Topluluğu
  • Fizik Topluluğu
  • İstatistik Topluluğu
  • Kimya Topluluğu
  • Matematik Topluluğu
  • Psikoloji Topluluğu

Etkinlik programı belli olmamakla beraber sosyal medya hesaplarımızdan gelişmeleri takip edebilirsiniz.

Sosyal medya hesapları:

Bilimle kalın!

Kara Deliğin Etrafında Işık Hızının %1’i Hızda Dönen Bir Yıldız Keşfedildi

Bu yıldız şu ana kadar gördüğümüz yıldızlardan kara deliğe en yakın olanı. Astronomların keşfettiği bu yeni yıldız devasa bir kara deliğin etrafında, Dünya’nın Ay’a olan uzaklığının 2.5 katı uzaklıkta dönüyor. Kara deliğin etrafında bir turunu tamamlaması sadece yarım saat sürüyor. Ay’ın görece küçük Dünya’mız etrafındaki bir turunu 3,683 km/saat hızda 28 günde tamamladığını göz önüne aldığımız zaman yıldızın akıl almaz bir hızda hareket ettiği ortaya çıkıyor.

Bir astronom takımı, teleskoplarla yapılan derin uzay gözlemlerinden elde edilen verileri kullanarak 47 Tuc X9 adı verilen ve bizden 14,800 ışık yılı uzaklıkta bulunan bir yıldız kümesinin içinde olan ikili yıldız sisteminden yayılan X ışınlarını ölçtüler. Yıldız çifti astronomlar için yeni değildi; bu yıldız çifti 1989 yılından beri biliniyordu fakat orada tam olarak neler olduğu daha yeni açıklık kazanmak üzereydi. Araştırmacı Arash Bahramian bu konu hakkında şunu belirtiyor: “ Çok uzun bir süredir X9’un düşük kütleli, Güneş’e benzeyen bir yıldızdan madde çeken bir beyaz cüce olduğu düşünülmüştü.” Bir beyaz cüce başka bir yıldızdan madde çektiği zaman bu sistem “kataklizmik değişen yıldızlar” olarak adlandırılır ama 2015 yılında bunlardan birinin kara delik olduğunun bulunması bu sistemin kataklizmik değişen yıldızlar sistemi olma hipotezine ciddi bir kuşku düşürdü. NASA’nın Chandra Teleskobu’ndan gelen veriler ikili sistemin arasında büyük miktarda oksijenin bulunduğunu açıkça gösterdi ve bu durum genellikle beyaz cücelerle ilişkilendiriliyordu ama beyaz cücenin başka bir yıldızdan madde çekmesi yerine, görülen o ki kara delik bir beyaz cüceden madde çekiyordu.

Beyaz cüceler genellikle bir yıldızın kalıntısı olan, yoğunluğu çok yüksek -Güneş’in kütlesinde ve sadece Dünya’mızın boyutunda olan bir cisim gibi- gök cisimleridir, yani beyaz cücelerin yüzeyinden madde çekmek güçlü bir kütle çekim kuvveti gerektirir. Curtin Üniversitesi’nde ve Uluslararası Radyo Astronomi Araştırma Merkezi’nde çalışan araştırmacı James Miller-Jones, yıldızın on milyonlarca yıldır kütlesinin büyük bir kısmını kara deliğe kaptırdığını ve şimdi geriye kütlesinden çok bir şey kalmadığını düşündüklerini belirtti. Gerçekten heyecan verici olan bu haberin, X ışını yoğunluğundaki değişimlerin beyaz cücenin yörüngesini 28 dakikada tamamlaması gerektiğini göstermesiyle bu beyaz cüceyi şimdiye kadar bilinen en hızlı kataklizmik yıldız yaptı. Miller-Jones aynı zamanda bu keşiften önce buna benzer herhangi bir kara deliğin ve bu kara deliğe en yakın yıldızın MAXI J1659-152 olarak bilinen bir sistem olduğunu ve yıldızın yörüngesini 2-4 saatte tamamladığını bildiklerini belirtti. Eğer benzer kara deliklerin her iki sistemde de benzer kütleleri varsa bu X9’da bulunandan fiziksel olarak 3 kat büyük bir yörüngeyi gösterir. Sonuç olarak X9’daki iki cisim arasındaki uzaklık yaklaşık 1 milyon kilometre ve Dünya’yla Ay arasındaki uzaklığın yaklaşık 2.5 katı. Sayıları kullanırsak yıldızın bu 6.3 milyon kilometrelik yörüngeyi yarım saatte dolaşması bize 12,600,000 km/saat’lik bir hız veriyor ki bu da ışık hızının yüzde biri kadar.

Sydney Üniversitesi’nden Geraint Lewis, The Sydney Morning Herald’dan Marcus Strom’a şöyle bir açıklamada bulundu: “Bu ender kara delikleri keşfetmek çok önemli çünkü onlar sadece devasa yıldızların süpernova patlamaları sonucunda oluştukları sonları değil, aynı zamanda başka yıldızların ölümünden sonra onların tekrardan evrilmesinde rol oynuyor. Bu iki gökcismi yakın zamanda birbirine kavuşamayacakmış gibi görünüyor, en azından beyaz cücenin kara deliğe düşecekmiş gibi görünen bu güzel dansı çok uzun bir süre devam edecek. Aslında bu iki gökcisminin geçmişte birbirine daha da yakın olduğu ortaya çıktı. Kara deliğin, beyaz cücenin yoğun ve güçlü kütle çekiminin üstesinden gelebilmesi için cisimlerin birbirlerine oldukça yakın olması gerekiyor. Zaman içerisinde beyaz cücenin maddesi kara delik tarafından süpürüldükçe, şimdi daha parlak olan beyaz cücemiz birazcık daha geriye gitti.” Araştırmacı Craig Heinke ise bu konu hakkında şunu belirtiyor: “Zamanla o kadar çok madde çekildi ki sonunda beyaz cücenin kütlesi sadece bir gezegenin kütlesi kadar kaldı. Eğer kütlesini kaybetmeye devam ederse beyaz cüce tamamen yok olup gidebilir.” Bu gelecekteki kütle çekim dalgaları araştırmalarında çalışacak bilim insanları için çok güzel bir haber çünkü şu an Lazer İnterferometre Kütle Çekim Dalga Gözlemevi tarafından kullanılan teknoloji X9’dan yayılan zayıf atımları fark edebilmek için yeterli değil, ama bu hala üzerinde çalışılmakta olan bir konu ve belki bir gün bilim bize zayıf kütle çekim atımlarını gözlemleme şansını verecek. Tabii ki o zamana kadar kataklizmik değişen yıldızların çok daha hızlı hareket eden yeni bir kral ve kraliçesi çıkabilir. Bu araştırma “Montly Notices of the Royal Astronomy Society” tarafından yayımlandı ve araştırmanın tamamı arXiv.org’da bulunabilir.

Kaynak: http://www.sciencealert.com/astronomers-just-found-a-star-orbiting-a-black-hole-at-1-percent-the-speed-of-light

Çeviri: Ege Özkoç

Gözlem Zamanı

Bir astronom olmanın en güzel yanı sonsuz bir laboratuvara sahip olmaktır, gökyüzüne. Ama bulutlar, gökyüzünün güzelliğini gizler. Bahar da yeni gelmişken, bulutlar bu gece gökyüzünü rahat bırakacakken birlikte gözlem yapmaya, gökyüzünü seyre dalmaya ne dersiniz?

Bir yandan ellerinde gök atlası olan arkadaşlarımızın yardımı ile gök atlası kullanmayı öğrenirken, bir yandan da gökyüzünde takımyıldızlarını bulacağız. ‘Rigel nerede ki?’ derken birden bir lazer onu işaret edebilir ve bizden bir mesaj gönderecek olabilir… Bir yandan da teleskop ve dürbünler ile gök cisimlerini keşfe çıkacağız. Yıl boyunca gözlemleyebildiğimiz yıldızlar ile birlikte, sadece kış aylarında bize göz kırpan yıldızlar ve Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter gibi yeryüzünden çıplak gözle bile gözlemlenebilen bu gezegenler, bazı zaman aralıklarında gökyüzümüzü aydınlatacak. Gözlem boyunca bütün bu aktiviteleri yapabileceğiz. Sürekli aktiviteler arasında değişim yaparak hepinizin aktif bir gözlem gecesi geçirmenizi istiyoruz. Bu gözlem gecesinde hepinizi bekliyoruz yıldız çocukları. Astronomiyle kalın…

Kütüphane ve Ay

AAT’nin etkinliği bittikten sonra dışarı çıkıp hava almıştım. Tam müzik dinleyerek sıkıcı yurt odasına gitmeye koyulmuştum ki, biraz daha zaman kazanmak için, önce kütüphaneye doğru bir tur atmaya karar verdim. Baktım ki Ay, okulun en sevdiğim yerlerinden biri olan kütüphanenin üstünde, bulutların arasından bir ışıldıyor bir yok oluyor. Belki güzel bir fotoğraf çekebilirim umuduyla topluluk odasına gidip makineyi ve tripodu kaptım. İyi olduğunu düşündüğüm bir açı yakalayıp iki üç poz çekmiştim ki uzaktan Çağrı ile Cansu’yu gördüm. Koşup önlerini kestim. 😀

Yazan: Seda Baştürk

YENİ YILDIZ ÇOCUKLARIYLA BULUŞUYORUZ

Kafamızı kaldırdık ve gökyüzüne baktık. Görülmeye değer o kadar güzel şey vardı ki, gözümüzü alamadık. Bizler bir araya geldik çünkü, bilinç kazanmanın yanında, insanlara gökyüzü hakkında bilinç kazandırmak da istiyoruz. Bilgilerimizi birbirimizle paylaşmak için merak ettiğimiz konuları tartışıyoruz, kimi zamanlar öğrendiğimiz bilgileri diğer arkadaşlarımız ile paylaşmak için sunumlar ve atölyeler hazırlıyoruz. Hele bir de gökyüzü açık ise toplantı sonraları alıyoruz gözlem araçlarımızı, gözleme çıkıyoruz.

Fizik çimlerinde veya ellerimizde dürbün, orman yolunda ışık kirliliğinden uzaklaşırken sık sık görebilirsiniz biz amatör astronomları. Bazen bize kampüs dar gelir, hep beraber şehir dışına gözlem yapmaya gideriz.

1986’da kurulmuş bir topluluğuz ve her yıl gökyüzüne meraklı, bilimi seven yıldız çocukları ile birlikte daha da büyüyoruz. Bizler ilk dönemi dolu dolu geçirdik. İkinci dönem için de yeni etkinliklerimiz, planlarımız bulunmakta ama öncesinde yeni yıldız çocukları ile bir araya gelmeliyiz. Sizlerle tanışmak için 2 Mart Perşembe günü saat 18:00’de, Fizik Bölümü’nde bulunan Cavid Erginsoy Seminer Salonu’nda olacağız. Görüşmek üzere…

”Muhteşem bir şey, bir yerlerde keşfedilmeyi bekliyor.” — Carl Sagan

Dönemin İlk Gözlemi: V for Venüs! V for Vesta!

Birkaç gündür devam eden açık ve ılık havayı da fırsat bilerek geçen çarşamba günü dönemin ilk teleskoplu gözlemini yaptık. Amacımız aslında yeni ve hevesli birkaç üyemize teleskop kurulumunu öğretmekti, ama bir teleskop kurulduktan sonra devamında gözlem de yapılır tabii ki!

Gerçi teleskop gözlemimiz Venüs ve Vesta’dan ibaretti, ama bu iki nesnenin ayrı ayrı anlamı var. Nasıl mı?

Tüm kış boyunca göz alıcı parlaklığıyla akşamları gökyüzünü süsleyen Venüs, bir ay içinde akşam göğünü apar topar terk edecek. Dünya’ya iyice yaklaşarak hilal evresini alan ve bu hafta gökteki en parlak haline erişmiş Venüs’ü gözlemlemek için bu aralar en uygun zamandı. Haliyle Fizik bölümü otoparkında teleskopu kurduktan sonra çevirdiğimiz ilk hedef Venüs oldu. Zaten Ankara’da yaşadığımız ışık kirliliği düşünülürse fazla seçeneğimiz de yoktu… Teleskobun göz merceğinden Venüs, Ay’ı çıplak gözle gördüğümüzden çok daha küçük görünse de o pasparlak beyaz hilalciği görünce heyecanlandık, nutkumuz tutuldu, adeta gözlerimiz kamaştı… Çoğumuz teleskoptan Venüs’ün hilal halini ilk defa görmüştü, heyecanın bir kısmı da ondan.

Teleskobumuzun bulucu dürbünü ayarlı olmadığından ve bilgisayarlı motoru çalıştırmadığımızdan Venüs’ü bulmak zaman aldı: Elle yordamla teleskobu bir nesneye doğrultmak, denizde kepçeyle balık avına çıkmak gibi bir şey, o “balık” çılgınca ışıldayan Venüs bile olsa. Bir kısmımız teleskobu Venüs’e yöneltmekle uğraşırken bir kısmımız da az sonra geçecek uydulara, takımyıldızlara, topluluğun dürbünüyle bulabileceğimiz nesnelere kafa yoruyordu. Bir anda fark ettik ki Vesta’yı dürbünle görmemiz mümkün, hatta kendisi diğer yıldızların yardımıyla hemencecik bulunabilecek bir konumda. Tabii bu arada “Vesta da neymiş???” sorusuna bir yanıt vermek lazım sanırım: Vesta, 1807 yılında keşfedilen ilk asteroidlerden, ortalama 525 kilometrelik çapıyla Mars ile Jüpiter arasında dolanan kocaman bir patates! Kendisi keşfedilen dördüncü asteroid olmasına karşın Dünya’dan görülebilen en parlak asteroid, doğru yere bakarsanız orta boy bir dürbünle bile seçilebilmekte.

Vesta, dürbün ve teleskopla bulunmak için çok kolay bir konumdaydı.

7,0 parlaklığındaki Vesta’yı komşu yıldızların yardımıyla bulmak zor olmadı, cılız da olsa kendisini seçmek mümkündü. Bu da gözlem ekibi olarak yaptığımız ilk asteroid gözlemi oldu. Dahası, Venüs’ten sonra hodri meydan dedik; teleskopu yukarıya, Vesta’ya çevirmeye yeltendik. Pollux’u bulmak zor olmasa gerekti, biraz zaman aldı ama sonunda turuncumsu parlak yıldız, göz merceğinde bize bakıyordu. Ondan sonrası da bulmaca gibi: Dizüstü bilgisayardaki Stellarium’un da yardımıyla Pollux’tan başlayıp cılız yıldızlardan atlaya atlaya Vesta’yı bulmayı başardık! Dürbüne kıyasla daha az cılız bir noktadan ibaretti gerçi, ama 250 milyon kilometre ötedeki kocaman bir patatese baktığımız düşünülürse elbet bu da bir başarıydı…

Gözlemimiz bu iki gökcismiyle sınırlı kalmadı elbette. Işık kirliliğinin izin verdiği kadarıyla takımyıldızları tekrar ettik; dürbünle Ülker’i, Avcı Bulutsusu’nu, Sirius’un altındaki M41 açık yıldız kümesini inceledik; bir iki de uydu geçişi yakaladık. Umuyoruz ki bu dönem hava koşulları da el verdikçe bunun gibi daha fazla gözlem yapacağız—ne de olsa yukarıda keşfedilmeyi bekleyen bir yığın şey var!

Yazan: Çağatay Kerem Dönmez

Güneş Sistemi Semineri

Pek değerli kozmik okyanusun gezginleri, sizler de gökyüzündeki mahallemizde bir yolculuğa çıkmak isterseniz Güneş Sistemi Semineri’mize bekleriz. Gelin hep birlikte gezegenleri, uyduları, kuyrukluyıldızları, göktaşlarını öğrenelim. Topluluk üyelerimizden İlkyaz Aslanöz’ün vereceği seminerimize tüm astronomi ve bilim severler davetlidir. Etkinliğimiz 8 Aralık Perşembe günü saat 18.30’da Fizik Bölümü P-5 sınıfında yapılacaktır.

Etkinliğe katılacak ODTÜ mensubu tüm yıldız çocuklarının Fizik Bölümü’ne girişleri için 7 Aralık Çarşamba günü öğlen 12:00’ye kadar isim soyisim ve telefon numarası bilgilerini bize ulaştırmaları gerekmektedir.

Etkinlik bağlantısı: Facebook

Beypazarı Gözlem Etkinliği

Hepimiz küçükken, şimdikine kıyasla daha az olan şehir kirliliğinde, başımızı kaldırdığımızda, gördüğümüz şey karşısında hayrete düşmüşüzdür. Yaşımız kaç olursa olsun çocukken gördüğümüz o kozmik tabloya olan hayretimiz hala aynı. İşte o tabloyu tekrar görme fırsatına eriştiğimiz Beypazarı gözlem etkinliğimize bir bakış atalım birlikte.

                                                                          ” Abi çok güzel yaa! ”

1)Odun Toplama:

24 Aralık günü saat 15.30 civarında, gece ısınmamızı sağlayacak olan ateşin odunlarını toplamak için buluştuk. Biyolojik Bilimler Bölümü’nün oradaki ormanda bir odun yığını olduğu söylendi; elimizde balta ve testereyle oraya akın ettik. Bir diğer grup da ateşi başlatmak için ihtiyacımız olan kozalakları toplamak için ayrıldı. Katılımın beklenenden daha fazla olmasının yanı sıra beklenenden daha da çılgındı. Bazı arkadaşlara balta verilmemesi gerektiğini öğrendik özellikle! Yorucu ama eğlenceli odun toplama merasimi sonrası, toplanan onca odunun otobüse yüklenmesine gelmişti ki sıra, kendince haklı olan şoför abimiz sağolsun, o kısımda biraz problem yaşadık. Kâh odunları battaniyeye sararak yükledik, kâh toplanan odunların yarısını geride bıraktık ama sonunda yola çıktık. (Her arabanın peşinden ezilme tehlikesine rağmen koşturan köpek arkadaşımıza da selam olsun!)

2)Yolculuk:

Her şey otobüse biner binmez, Alper arkadaşımızın Çağıl Benibol’a, ” Çağıl gel yanıma ekmek yaparız.” demesiyle başladı. Buradan yolculuğun ne kadar ilginç geçtiği hakkında bir fikir sahibi olabilirsiniz. Daha sonraki muhabbetler özetle; 10.Doktor’un (bkz. Doctor Who) sonik tornavidası, açısal momentum tartışmaları, otobüse soktuğumuz büyük tahta paletler ve bundan dolayı acı çeken yolcular… Sonuç: kahkahalarla yankılanan bir ODTÜ ringi…

3)Yemek Faslı:

Beypazarı Soda Heykelini (reklam) görünce yemeğe bir adım daha yaklaştığımızı anladık. Yemek yiyeceğimiz yere giderken karşılaştığımız dünyalar tatlısı yaşlı teyzemizden şişelerce havuç suyu ve meşhur Beypazarı kurularını stoklayıp yemek yerine ulaştık. Eski, taştan; ve sobalarla ısıtılan aşırı tatlı restoranımızda efsanevi yemeğimizi yerken traktörlere aşık olan Ege Karanfil arkadaşımıza şans eseri bir sürpriz bulduk:

Uzun bir yürüyüşten sonra içeceklerimizi ve “marshmallow”larımızı aldık. Otobüsümüze geri döndük ve gözlem yerine doğru yolculuğumuza devam ettik…

4) Gözlem:

Otobüsten indiğimizde gördüğümüz gökyüzü ağzımızı resmen açık bıraktı. Havanın da soğuk olması nedeniyle, ilk önce odunları otobüsten indirdik ve ateş yakacağımız yere taşıdık. Ateşi ideal bir sürede ve mükemmel bir şekilde yakan arkadaşlara teşekkür ederiz ki, kısa sürede ısınıp yanan marshmallow’larımıza kavuştuk – marshmallow’ları yakmak için kullandığımız çubukları toplamak için ağaçlara tırmanan Oğuzhan’a da ayrıca teşekkür etmek gerek tabii. Havanın ara ara kapalı olması sebebiyle teleskopları kuramadık ve gözlerimizle yetindik. Nereden geldiği belli olmayan ve ilk gördüğümüzde bizi korkutan bir de kardan adamımız vardı.

Özgür Can Özüdoğru’nun sesi, mızıkası ve gitarı; Enfal Sartaş’ın Seda Baştürk ile yaptığı gitar ve duduk düeti ile ateş başında geçirdiğimiz zaman daha da renklendi. Ellerinize sağlık AAT’nin müzisyen astronomları! Bulutlara rağmen, günün anısına, güzel yıldız fotoğrafları çekmeye çalışan azimli arkadaşlar da vardı. Bu gözlemdeki fotoğrafları, sıcacık ateşin başında durmak yerine soğukta bekleyerek bize sağlayan Tülay, Seda, Çağıl, Özgür Can ve Alper’e teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Gecenin ilerleyen saatlerinde soğuğa dayanamaz bir hale geldik. Ateşimizi, parçalanan kardan adam ile söndürüp çöplerimizi topladıktan sonra, son bir kez o güzel gökyüzünü seyredip kısa bir kar topu savaşı eşliğinde otobüsümüze döndük. Yorgun bir halde, uyuyanlarımızın tatlı(!) horultuları ve uyanıkların sessiz(!) kahkahalarıyla ODTÜ’ye doğru yola çıktık.

Daha açık ve daha az karlı bir havada tekrar Beypazarı’nda görüşmek dileğiyle…

-Fatma Yaşa, İlkcan Erdem

Lisans Atölyeleri I: Matlab Dersi

ODTÜ’de Fizik Bölümü Öğrencileri, lisans hayatları boyunca pek çok deney sonuç çizimlerini MATLAB üzerinden yapmaktalar. Ancak üniversiteye ilk defa başlayan arkadaşlarımızın kodlama dünyasına hemen adım atması zor olabiliyor. ODTÜ Amatör Astronomi Topluluğu ve ODTÜ Fizik Topluluğu olarak “Bölüm öğrencilerimize nasıl yardımcı olabiliriz?” diye düşünerek, okul hayatlarında ihtiyaçları olacak atölyeler düzenlemeye karar verdik. Atölyelerimizin ilki MATLAB üzerine olacak ve bir giriş niteliği taşıyacak.

Tüm Yıldız Çocuklarını, Salı günü saat 18.00’de Fizik Bölümü 3. katta bulunan Cavid Erginsoy Seminer Salonu’nda yapılacak olan dersimize bekliyoruz!

Yazan: Özgür Can Özüdoğru